MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kartal Dağı direnişi tam gaz: Ruhsat iptal davası!
Güncel
22 Aralık 2021 Çarşamba 09:34

Kartal Dağı direnişi tam gaz: Ruhsat iptal davası!

Kartal Dağı civarındaki Küçükkale ve Büyükkale Mahalleleri bölgesinde yapılması planan tartışmalı mermer ocağı ile ilgili süreç devam ediyor. ÇED süreci bu direnişle sonlanırken Tire Belediyesi ve bölge halkı yeniden girişimin önüne geçmek için madenin ruhsatıyla ilgili olarak da harekete geçti. Kartal Dağı maden arama ve işletme ruhsatlarının iptal edilmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'na karşı iptal davası açtı. 

GERÇEKİZMİR - İzmir'in Tire ilçesinde bölgenin akciğerleri olarak tanımlanan Kartal Dağı civarındaki Küçükkale ve Büyükkale Mahalleleri bölgesinde yapılması planan tartışmalı mermer ocağı ile ilgili süreç devam ediyor.

Kızılçam ormanlarına ve temiz içme suyu kaynaklarına tehdit nedeniyle tepkilere neden olan proje Ekim ayında halkın kantarına çıktı. Küçükkale ve Büyükkale köylerinde Emerald Maden, Taşımacılık, İnşaat Şirketi'nin mermer ocağı projesinin Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) süreci kapsamında yapılması planlanan katılım toplantısı bölge halkı ve çevrecilerin tepkileri nedeniyle gerçekleştirilemedi. 

ÇED süreci bu direnişle sonlanırken Tire Belediyesi ve bölge halkı yeniden girişimin önüne geçmek için madenin ruhsatıyla ilgili olarak da harekete geçti. Kartal Dağı maden arama ve işletme ruhsatlarının iptal edilmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'na karşı iptal davası açtı. 

Davayla ilgili olarak yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: 

21.12.2021 Salı günü, Tire Belediyesi ve Tire’nin Küçükkale ve Büyükkale mahallelerinde  yaşayan 98 kişi adına, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü aleyhinde, İzmir 4.İdare  Mahkemesi’nde dava açmış bulunuyoruz.  
Davamızın konusunu, İzmir İli, Tire İlçesi, Küçükkale ve Büyükkale Mahalleleri Kartal Dağı  mevkiinde, Emerald Taşımacılık Mad. İnş. Tur. Depo Antrepo Hizmetleri Dan. Tarım  Ürünleri Organizasyon İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından 201900043 ve 202000923  ruhsat numaralı sahalarda gerçekleştirilmesi planlanan “201900043 ve 202000923 Ruhsat  Numaralı Sahalarda II-B Grubu Mermer Ocağı” projesi için davalı idare tarafından verilen  maden işletme ve arama ruhsatlarının iptali oluşturuyor.  
Maden Ruhsatlarının verildiği Kartal Dağı ve civar köyleri, Küçük Menderes havzasına  su sağlayan temiz su kaynaklarını barındırmaktadır. Verimli zeytinlikleri, zengin bir  biyoçeşitliliğin hayat bulduğu orman ekosistemi ve arkeolojik sit alanları ile ekolojik,  yerel ekonomik, kültürel açıdan önemli bölgedir. 
Nitekim Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, dava konusu maden ruhsatlarına dayanılarak  işletilmek istenen “201900043 ve 202000923 Ruhsat Numaralı Sahalarda II-B Grubu  Mermer Ocağı” projesinin ÇED sürecini, ruhsat sahalarına 3 km yarıçaplı bir mesafede  verimli zeytinlik sahaların varlığına dikkat çekerek, 17.11.2021 tarihine projenin ÇED  sürecini durdurmuştur.  
Yine dava konusu ruhsat sahalarının bulunduğu bölge, Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir 1  Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 20.10.2021 tarihinde verilen  kararla I. ve III. Derece Arkeolojik Sit alanı ilan edilmiştir. İlgi mevzuat gereğince I. ve III.  Derece Arkeolojik Sit alanlarından taş, toprak, kum vb. alınamaz. Kireç, taş, tuğla, mermer,  kum, maden vb. ocaklar açılamaz. Toprak, curuf, çöp, sanayi atığı ve benzeri malzeme  dökülemez. 
Bu gelişmeler üzerine, bölgedeki maden arama ve işletme ruhsatların iptal edilmesi için davalı  idareye yapmış olduğumuz başvuruya, ne yazık ki idare tarafından cevap dahi verilmemiştir. İdarenin bu yaklaşımını, hukuk devletine ve haklara saygılı bir idare anlayışına ters, çevresel  demokrasi ve halkın çevresel konularda karar alma süreçlerine katılımı açısından olumsuz bir  yaklaşım olarak not ediyoruz.  
Her ne kadar şu aşamada mermer ocağı projesinin ÇED süreci sonlanmış bulunmakta ise de  yatırımcı firmanın elinde dava konusu maden ruhsatları olduğu sürece, bu ruhsatlara  dayanarak bu bölgede farklı tip ve kapsamdaki maden projeleriyle yeniden girişimde  bulunması önünde bir engel bulunmamaktadır. Gerçekten de madencilik mevzuatında II-B)  Grubu Madenler; mermer, traverten, granit, andezit, bazalt gibi blok olarak üretilen taşlar  ile dekoratif amaçla kullanılan doğal taşlara ait madencilik faaliyetleri olarak  tanımlanmıştır. Bu alana ait ruhsatı elinde tutulan yatırımcı firma, belki bu kez mermer değil  ama tanımda yer alan bir başka faaliyet projesi ile yeniden ÇED başvurusunda bulunabilir.  Böyle bir durum, yöre halkının haksız, hukuka aykırı ve süregiden bir şekilde madencilik  tehdidi altında yaşaması riskini doğurmaktadır. Bu ruhsatlar yöre halkı için Demokles’in  Kılıcı’dır. Dava konusu ruhsatlar yürürlükte kaldığı sürece yöre halkının ve bölgenin  doğasının rahat, huzur bulamayacağı aşikârdır. Neticede bu durum Anayasa’nın 17  maddesinde tanımlanan, “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme  hakkına sahiptir” ilkesinin açık ihlalidir.

İklim krizinin yakıcı sonuçlarını ülkesel ve küresel bazda, yaygın ve yoğun olarak  yaşadığımız bu günlerde, iklim krizi ile mücadelenin yaşamsal açıdan ne kadar kritik bir  önemde olduğu hususunda kimsenin tereddüdü olmasa gerekir.  
İklim değişikliğine ve etkilerine karşılık olarak ortaya çıkan yeni politikaların, doğa tabanlı  çözümleri, gıda ve su güvenliğini sağlaması, kırsal topluluklar gibi sosyal ve ekonomik olarak  kırılgan olan topluluklar için yerel kalkınma, adalet ve eşitlik gibi temel prensipleri dikkate  alması şarttır. 
İklim dengelerini sağlayan önemli eksenlerden bir tanesi, fosil yakıtlar olan kömür, petrol ve  doğalgazın yakılması ile ortaya çıkan karbondioksiti tutan denizel ve karasal yutak alanlarıdır.  Karbon yutakları, karbondioksiti atmosferden yutarak depolayan doğal veya insan yapımı  sistemler olarak tanımlanmaktadır. Orman sahaları en yaygın yutak türlerinden biri  olarak kabul edilmektedir.  
Dünya Kaynakları Enstitüsü’ne (World Resources Institute) göre ormanlar tüm CO2  emisyonlarının yüzde 30’unu emiyor. Ormansızlaşma, bu doğal karbon yutağını aşındırıyor  ve ormanlarda depolanan karbonun atmosfere yayılmasına yol açıyor. Ormanlar üzerinde  radikal önlemler alınmadan küresel ısınma artışını 1,5°C’nin altında tutulması mümkün değil.  Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)’ye göre, bu yüzyılda ısınmayı 2°C ile  sınırlamaya yönelik tüm senaryolar, ormansızlaşmanın önlenmesine ve orman bozulmasının  azaltılmasına dayanıyor. IPCC ayrıca, mevcut ormanları korumanın, yeni ağaçlar dikmekten  daha hızlı, daha iyi ve daha ucuz bir yol olduğunu ifade ediyor koyuyor. 
Yutak alanların korunmasına ve çoğaltılmasına yönelik taahhütlerini uzun yıllardır iklim  değişikliği strateji ve eylem planlarında tekrarlayan Türkiye’nin, yereldeki somut proje  uygulamalarında, bu tespit ve hedeflerine aykırı olarak tarım/orman/zeytinlik varlığının tahrip  olmasına göz yumması, bunun da ötesinde yok olmasına kurumsal olarak izin vermesi,  Türkiye’nin iklim krizi ile mücadele politikalarına ve taahhütlerine tamamıyla aykırıdır.  
Dava konusu maden ruhsat alanları da, iklim krizi ile mücadelede en önemli araçlardan birisi  olan karbon yutak alanlarının yok olmasına ve bu suretle iklim krizinin derinleşmesine yol  açmaktadır. Kamu idarelerinin eşgüdümsüzlüğü ve/veya umursamazlığı gibi sebeplerle,  Kartal Dağı’nın maden ruhsatı verilerek madencilik faaliyetlerine açılmış olması, iklim krizi  ile mücadelede açık bir uyumsuzluk örneğidir. 
Özetlediğimiz bu gerekçelerle, Kartal Dağı maden arama ve işletme ruhsatlarının iptal  edilmesi için, yöre halkıyla ve Tire Belediyesi’le birlikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı  Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne karşı iptal davası açmış olduğumuzu kamuoyuna duyururuz.  

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir