GERÇEKİZMİR - AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya Bir TV’de yayınlanan Politika Durağı programında Gazeteci Sercan Avcı’nın sorularını yanıtlarken, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
'AK Parti-İzmir' ve 'yerelde adaylık' soruların yanıtlayan, CHP'ye seçim süreci ve değişim tartışmaları ekseninde eleştirilerde bulunan AK Parti İzmir Milletvekili Kaya, 4.5 yıllık performansını değerlendirdiği Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e 'kredi onayı isyanı', İncirlaltı planları ve Balçova Arsa Mağdurları sorunu üzerinden sert çıkışlarda bulunurken, Körfez Tüp Geçit Projesi ve Bayraklı Şehir Hastanesi hakkında da önemli mesajlar verdi.
AK Partili Kaya'nın programda verdiği çarpıcı mesajları şöyle sıralandı:
AK PARTİ İZMİR'DE NEDEN BİRİNCİ PARTİ OLAMIYOR?
Bu noktada en kabahatli olan biziz. Aslında Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu duruş ve siyaset İzmirli hemşerilerimizin tasvip edebileceği, kabul edebileceği ve hatta savunabileceği bir duruş. Özellikle dış politikada yaptığı hamleler. Tam bağımsızlık noktasında, kendi politikalarını belirleyen bir ülke oluşturma noktasındaki hamleleri... Demek ki biz, başta kendim olmak üzere diğer arkadaşlarımla birlikte bu mesajı İzmir’de iyi şekilde anlatamıyoruz. O iletişim kanallarını bulamıyoruz. Şu bir gerçek ki, siyaset maalesef Türkiye’de olduğu gibi İzmir’de de fazlaca kutuplaştı. Kimi zaman İzmirli hemşerilerimiz de bizlere kulaklarını tıkıyorlar. Yıllardır CHP yüzünden yaşanılan sorunları biz çözümlediğimizde bile başka bir arayış gördüğümüz oluyor, kabullenmekte zorluk çekiyorlar. Dolayısıyla hatayı ben kendimizde buluyorum. Daha çok alanda olmalıyız. Cumhurbaşkanımızın, AK Parti’nin bu ülke için, İzmir için ortaya koyduğu vizyonu doğru düzgün anlattığımız noktada bize doğru dönüşlerin çok rahatlıkla olduğunu ben gördüm. Örneğin benim ofisim Güzelyalı’da... Oy olarak oldukça düşük olduğumuz bir yer ama komşularımızla, hemşerilerimizle, esnafımızla bir araya geldikçe birbirimizi daha iyi anladık ve bizim mesajımızı da onlar daha iyi anlamaya başladılar. Görüyorum ki biraz daha gayret ve özveri gösterirsek İzmir’de birinci parti oluruz.
"12 SEÇİM KAYBETMENİN DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK"
Burada 12 seçim kaybetmiş bir siyasi parti ve bir genel başkandan söz ediyoruz. Ben bunun dünyada başka bir örneğini bilmiyorum. En fazla 3 seçim kaybedersiniz, orada mutlaka bir değişim olur. Burada seçim sonrası daha enteresan durumlarla karşılaştık. Suçu millete attılar! Kemal Bey başta olmak üzere İzmir’deki milletvekili arkadaşlarımız da... Murat Bey’in de bir beyanatı var, oldukça ağır ve siyasi etik sınırlarını zorlayan ifadeler. Bakıyorsunuz suçu kendilerinde değil milletimizde bulmaya çalıştılar. Zaten seçim sürecinde de Sayın Kılıçdaroğlu’nun 14 gün içinde söylemlerini de tam tezat bir şekilde değiştirdiğini de gördük. İkinci turda bambaşka bir söyleme geçti. Bunu vatandaşımız görüyor. Milletin kalbine ve gönlüne girmeyi bilmek lazım. Cumhurbaşkanımız işte bunu iyi okuduğu için, milletin kalbine de gönlüne de girmeyi başardığı için her seçimden zaferle ayrılıyor.
SOYER'İN DEĞİŞİM BİLDİRİSİ: NE DEMEK İSTEDİĞİNİ KİMSE ANLAYAMADI!
Ben şunu anlamıyorum Sayın Soyer’in uyguladığı hangi siyaset sol siyaset. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne başkan olduğu ilk günden bugüne kadar baktığımızda tamamen liberal demenin bile tam oturamayacağı bir yol izliyor. Ortada bir program da yok. Sayın Kılıçdaroğlu’ndan farkı yok! Sürekli beyan değişiklikleri... Çünkü yanındaki yakın çalışma ekibine bakın ya da referans aldığı yerlere pek sol siyasetle alakalı değil. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bırakın solu, sosyal demokrat uygulamaların da sıklığı tartışılır. Aziz Bey zamanında belki görüyorduk ama şimdi onlardan da uzaklaşıldığını görüyoruz. Ben baştan sona baktığınızda ortada tam sağlıklı bir metin de görmüyorum. Ne demek istediğini kimse de anlayamadı...
"4.5 YILDA BAŞLAYIP DA BİTİRDİĞİ 1 TANE İŞİ YOK"
Tunç Soyer’e İzmir çok büyük kredi verdi. Ama bu krediyi aynı belediyenin kaynakları gibi çok çabuk tüketti ve bitirdi. Böyle olunca da başka yerlere yaslanarak bir siyaset yürütme başladı. Özellikle HDP... Kendine tam bir dayanak teşkil etti. Acı olan şu, siyaset ölene kadar yapılacak bir iş değil ama bıraktığınız gün yaptıklarınızla anılıyorsunuz. Tunç Soyer’in bu 4.5 yıllık döneminde başlayıp da bitirdiği 1 tane iş olmadı. Bir siyasetçi açısından çok acı birşey! Çünkü hep daldan dala atladı. Günün sonunda ‘Bitirdim’ diyebileceği bir eseri yok. İşte Narlıdere Metrosu mesela... Mecliste diyor ki, ‘30 milyon civarı bir dış kadar kaynak lazım, onay gelirse bitireceğim’... E hani seçime bir kaç gün kala test sürüşleri yapılıyordu, bu iş bitmişti!
"ANKARA'DA BEKLEYEN PROJESİ YOK, SÜREKLİ KREDİ ALIYOR"
Biz Tunç Soyer’in seçildiği gün, ‘Mazaret siyasetine izin vermeyeceğiz’ dedik. Ve açın 4.5 yıllık dönem içerisinde şu son toplantıya kadar Tunç Soyer’in ‘Ben merkezi hükümetten şunu istedim de olmadı’ diyebileceği bir malzemesi bile yoktu. Şimdi ama eski defterler müflis tüccar gibi açıldı. Her büyükşehir belediyesinin Ankara’da belli bir bürokratik süreçte bekleyen bir projesi vardır. Soyer’in Ankara’da bekleyen bir tane bile projesi yok! Varsa yoksa para işi var. Krediyi alıyor, ‘Bunu onaylayın’ diyor sonra bakıyorsun aynı iş için bir daha kredi çekiliyor! Mesela bu Çiğli Tramvayı sürecinde ne bekleniyorsa yapıldı. Hem kendisinin hem Çiğli Belediye Başkanının teşekkürleri var.
BİLAL SAYGILI YORUMU
Bilal Başkan zaten belli bir iş tecrübesi var. Kendi işinde çok başarılı noktalara doğru gelmiş bir isim, siyasete de yabancı değil. Zorlu bir dönemde göreve geldi. Seçim öncesi il başkanlığını almak kolay değildir. Türkiye geneli sonuçlarla değerlendirdiğimizde İzmir partinin başarılı olduğu illerin başında geliyor. Çok kısa sürede bir yönetim kurdu ve teşkilatın motivasyonunu sağlayarak sahaya da sürdü. Burada kazandığı tecrübelerle birlikte yerel seçimde partiyi daha iyi bir neticeye doğru götürecek yolda kaptanlık yapacağını da görüyoruz.
YERELDE ADAYLIK SORUSUNA YANIT
Ben bu zaman kadar siyaseten geldiğim yerlerde, ‘Şöyle olalım, buraya doğru gidelim’ diye bir istikamet çizmedim, kader çizgim bir noktada buraya doğru itti. Bir milletvekilliği görevimiz var. Benim de 3.dönemim. Bizde 3.dönem kuralı da net bir şekilde uygulanıyor ki bu yenilenme için siyasi partilerin yapması gereken bir şey. Diğer siyasi partileri de örnek olmasını dilerim. Ama CHP’de görüyorsunuz 8 dönem, 10 dönem görev yapan isimler var! Burada bizim vatandaşımızın bizi seçtiği görevi hakkını vererek yapmamız lazım öncelikle. Ondan sonrası kader, bizi nereye doğru götürecekse Allah kerim...
CHP'YE ALSANCAK LİMANI ÇIKIŞI!
Burada öncelikle bir değerlendirme hatası var. Maalesef bu CHP’li arkadaşlar yatırımların önünü kesmek için sürekli böyle ifadeler kullanıyorlar. Bu arkadaşların tavrı sanki liman bugün özelleştirme kapsamına girmiş gibi! Alsancak Limanı yıllardır özelleştirme kapsamında olan bir yer. Biliyorsunuz 35 İzmir 35 Proje döneminde Çandarlı Limanı için ihaleye çıktık ancak o dönemin ekonomik şartlarında ihale gerçekleşmedi. Burada uzun yıllardır özelleştirme kapsamında olan Alsancak Limanı’na yatırım yapılamıyor. Yatırım yapmak için talepler oluyor. Bu taleplerin olması aslında İzmir’in geldiği noktayı gösteren bir şey. İzmir o ihracat limanı hüvviyetine yeniden kavuşuyor. Bu arkadaşlar bu işi sanki kendilerinin yaptığı işler gibi yangından mal kaçırılıyormuşcasına yapılıyormuş gibi göstererek gittiler orada eylemler yaptılar. Bunun yanı sıra bu şehrin belediye başkanının vizyonsuzluğunu ve amatörlüğünü görmek açısından onun beyanlarını okumak gerekir. Ben iddia ediyorum alın o beyanları CHP’li liman kenti olan başka belediye başkanlarının önlerine koyun, güler geçerler! Milyar dolarlık bir yatırım söz ediyoruz. İş dünyasının hepsi demiş ki, ‘Liman ayrı bir işletmecilik tecrübesi isteyen ve yatırım isteyen bir iş, bizde böyle bir kaynak yok’... Ama şehrin belediye başkanı ve şehirde vekillik yapan CHP’liler diyor ki, ‘İzmir’den para toplayalım, belediyeden ben de biraz kaynak koyayım...’ Ya zaten senin bütçen o limana yetmez. Ki bu bir de İzmir’e kalacak, İzmir’in ticaretini geliştirecek bir yatırım. Süreç de çok şeffaf şekilde ilerleyecek ama şuanda alan da yok satan da yok. Ama işte bu tutumun adı yatırım düşmanlığı. Yıllardır kendileri yapmıyorlar başkasına da yaptırmamak için büyük bir bahane ortaya koyuyorlar. Şehir küçük olsun, bizim olsun mantığı! Bir kere bizim Çandarlı Limanımız var. Hüvviyetini kazandığı zaman birlikte değerlendirilecek 2 liman bu. O zaman zaten bu limandaki belli kısımlar da oraya taşınacak.
"AVRUPA'DA ÖDÜL ALACAK BİR PLAN YAPTIK"
Klasik CHP... Kendi yapmaz, yapana da böyle itiraz eder. Biz 2019 yerel seçimleri bittikten sonra İzmir’in kronik sorunlarını saydık, bunlardan biri de İnciraltı’ydı ve şunu dedik: Bu konuda katkı koyacak herkesi çağırıyoruz, el birliğiyle bu süreci yönetelim. Planımızın 3 sac ayağı vardı; yatay mimari, büyük bir yeşil alan ve sağlık-turizm teması. Bunları kabul eden tüm arkadaşlarımızla birlikte, hangi partiden olursa olsun, herkesin desteğini de açık olduğumuzu ifade ettik. Ben süreçte Balçova Belediye Başkanı ile görüştüm, Narlıdere Belediye Başkanı ile görüştüm ve onlarla yaptığımız toplantılar sonrasında bakanlıkta birbirlerine entegre ettik, defalarca toplantılar gerçekleştirdiler ve bugün ortaya koyduğumuz bu plan ortaya çıktı. Tunç Soyer bu noktada artık yalan söylemeyi bir alışkanlık haline getirdi. Çok acı birşey! Hatırlarsınız seçim sürecinde mobil fuarı açılışında çıktı ve dedi ki: Bizim bu plandan hiçbir şekilde haberimiz yok, bizden habersiz yapıldı ve şeffaf yapılmadı. Ama Büyükşehir’in şubat ayında genel sekreter yardımcısı imzalı İnciraltı Turizm Merkez İmar Planı hakkında resmi görüş ve öneri yazısı var. Bunun üzerine de pek çok toplantı gerçekleştirilmiş. Hepsini geçtim, 2028 Aralık 2020’de Soyer’in vekillere yaptığı plan sunumu toplantısı var. Bu ortak çalışmalarla ilgili çok sayıda haber çıkmış, Soyer’in bu yönde beyanları var. Ama sonra siz gelin, planları ilan ettiğimiz gün, ‘Benim bu işten haberim yok’ deyin. Bu bir kamu kurumu idarecesine yakışmaz. Bölge sakinleri bizden parsellerin 2 bin metrekareyi geçmemesi istedi. Biz de bu hassasiyetleri dikkate aldık. Ama Tunç Soyer çıkıyor, diyor ki, ‘30 bin metrekare olsun’... Ayrıca şunu da iddia ediyorum şehircilik olarak Avrupa’da ödül olacak bir plan yaptık. Yeşil alanı 590 bin metrekare. CHP’nin İzmir’de 25 yılda yaptığı yeşil alan miktarı bu kadar değil! Üniversite, ortaokullar, liseler, spor tesisleri de cabası! Ve aynı zamanda birçok ilçe sakinin kullanabileceği bir merkez. Ama Tunç Soyer, ‘Şehrin vizyonuna uygun değil’ diyor. Evet doğru uygun değil çünkü bu plan 3 kat. Doğru, şehirde kule kule binalar, planlayan da CHP. Ama lafa gelince hepsi çevreci... Yakında bu planla ilgili bir animasyonumuz da olacak. Ben inanıyorum ki Tunç Soyer çatlayacak! Çünkü şehircilik neymiş, o dedikleri nasıl doğru değilmiş görmüş olacak.
KÖRFEZ TÜP GEÇİŞ PROJESİ DETAYI
AK Partili Kaya ayrıca programda İnciraltı planlarıyla ilgili önemli bir detaya da dikkat çekti. Kaya, İnciraltı planlarında Körfez Tüp Geçit Projesi’nin ilgili bölümüne de yer verildiğini ifade ederek, “Artık söz İzmirli hemşerimizde olacak. İzmirli hemşerimiz bu projeyi istiyorsa, bu projeye sahip çıkacaksa biz de sahip çıkacağız” dedi.
”SOYER BU SORUNU ÇÖZEMEZ, KANUN ÇIKARMAK LAZIM!”
Biz arsa mağdurlarıyla seçimden önce bir toplantı yaptık, biz bunu yapınca da tekrar Büyükşehir’in de gündemine girmiş oldu konu. Biz onlara ‘Şu İnciraltı işini bitirelim, sonra da sizin işinize bakalım’ dedik. Başladığımız bir iş bitsin, yenisine öyle başlayalım istedik. Ben ilk toplantıyı seçimden 1 gün önce yaptım, hatta büyük bir katılım da olmadı. Sonrasında bir baktık ikinci tura yakın bir yerde Tunç Bey’in 4.5 yıl önce verdiği söz aklına geldi. ‘Ben bu işi çözdüm’ dedi. ‘Planlama bitti, hayırlı olsun’ dedi. Biz mutlu oluruz İzmirli hemşerilerimizin bir probleminin çözülmesinden ama buna imkan yok. Çünkü burada tek bir problem yok, birden fazla problem var ve yeterli de alan yok. Bugün işte Olimpiyat Köyü’nün olduğu yer aslında arsa mağduru arkadaşlarımızın parasını ödedikleri bir yer. Ama Büyükşehir Belediyesi adeta o yere çökmüş, konutları yapmış, sonrasında da satmış. Sonrasında bir baktık seçimden sonra bir toplantı daha yaptı. ‘Eylül ayında ben bu işi bitireceğim’ mesajı verdi. Yine söylüyorum, bu işi çözemez! Bu işi 25 yıldır çözememişler, zaten sorunun sebebi kendileri, CHP’li büyükşehir ile ilçe belediyesinin anlaşmazlığından kaynaklanıyor. Yine uzlaşamazlar, uzlaşsalar da artık yer kalmadı. Bunun çözümü için bir kanun çıkarmak lazım. Siz bir kanun çıkarmadan bu arkadaşları nasıl tapu sahibi yapacaksınız? Ama Tunç Bey yapacakmış! Ben de ikibaşlılık olmaması adına şunu dedim: 1 Ekim’e kadar sana süre veriyorum, verdiğin sözü tut, bu sorunu çöz. Ama çözemezsen biz bakanlığı devreye sokarız, bu bölgeyi rezerv alan ederiz. Kanunu çıkartır, bir kronik sorundan daha İzmir’i kurtararız.
"BELKİ YARIN, YARINDAN DA YAKIN..."
AK Partili Kaya programda son olarak kentin yıllardır açılmasını beklediği Bayraklı Şehir Hastanesi hakkında ise şu mesajları verdi: Bu çok komplike bir iş, çok büyük bir hastane. İzmirli hemşerilerimizin de çokça faydasına bir iş olacak. Çalışmaya başladığında hep beraber göreceğiz. Biliyorsunuz binanın yapım aşaması bitti, teknik cihazlar var ama konuştuğumuz 2060 yataklı, günde 40-50 bin insanın gireceği, bir ilçe büyüklüğünde bir işten söz ediyoruz. Ve sürekli burada yeni alınan cihazların testleri devam ediyor. Artık fazla bir zaman kalmadı. Bir yandan da istihdam süreci devam ediyor. Belki yarın, yarından da yakın diyeceğimiz bir sürede İzmir’in hizmetine alınacak.