İzmir'de yaşayan 2 çocuklu Hacere- Ufuk Ekerol çifti, 2010 yılında ev almaya karar verdi. Ancak yeteri kadar parası olmayan Ufuk Ekerol, kayınpederi Mustafa Işık ile sahibi olduğu daireyi satın almak için 220 bin liraya anlaştı. Bankadan 100 bin lira kredi çeken Ekerol, birikimi olan 30 bin lirayı da ekleyip, kayınpederine 130 bin lira verdi. Kalan 90 bin lira için de 'Ölüm kalım var' diyerek, boş senet imzaladı.
İddiaya göre 90 bin liralık borcu ödedikten sonra senedi geri isteyen damada, kayınpeder 'Kaybettim' yanıtını verdi. Kayınpederine inanan Ekerol, bir süre sonra evine gelen icra ve haciz kağıdıyla şoka uğradı. Kayınpederine verdiği boş senedin üzerine 950 bin lira yazıldığını söyleyen Ekerol, şöyle konuştu:
"Kayınvalidem öldükten sonra kayınpederim bir daha evlendi. O zamana kadar hiçbir sıkıntımız yoktu. 2016 yılında trafik kazasında 16 yaşındaki oğlumu kaybettim. Eşim oğlunu kaybettiği için tedavi görüyordu ve bazı problemler yaşamaya başladılar. Oğlumun vefatından sonra taziye sırasında, tartışma yaşandı. Biz evi boşaltıp, kiraya çıktık. Evi taşıdıktan 2 ay sonra icra kağıdı geldi. Kayınpederimin isminin bulunduğu senede 950 bin lira yazılmış. Yeni evlendiği kadın ev almak istiyor diye, verdiğim boş senede 950 bin lira yazmış. İtiraz davası açmamız gerekiyor ancak senetteki rakam yüksek olduğu için dava masrafı 20 bin lira tutuyor. Bunu karşılayacak gücümüz yok. Bir ay içinde bu davayı açamazsak 950 bin lirayı kabul etmiş olacağız."
'BABAMIZ OLDUĞU İÇİN ÜSTÜNE DÜŞMEDİK'
Kendisinin şu an işsiz olduğunu, eşinin ise bir şarküteride çalıştığını anlatan Ufuk Ekerol, "Kayınpederim olduğu için senede rakam yazmadık. 'Ölüm kalım var' diye senet imzaladık. Borcumuzu ödeyip, senedi geri almak istediğimizde kaybettiğini söyledi. Biz de babamız olduğu için üstüne düşmedik. Bu olayla birlikte dünyamız başımıza yıkıldı. Evimizden de ödediğimiz paradan da olacağız. Şu anda çok çaresiziz. En çok desteğe ihtiyacımız olduğu zamanda en büyük darbeyi kayınpederimden aldık. Uzlaşmaya da yanaşmıyor" diye konuştu.
'O BENİM BABAM OLAMAZ'
Yaşadığı büyük şoku hala atlatamadığını söyleyen Hacere Ekerol (37) ise gözyaşları içinde, "Bunu yapan babam olduğu için çok kötü hissediyorum. Yanımda destek olmaları gerekirken çok büyük bir darbe yedim. Onun babam olduğundan şüpheleniyorum. O benim babam olamaz. Ben onun için her şeyi yaptım ama karşılığında hiçbir şey göremedim. Babam bir kadın yüzünden evlatlarını ve torunlarını sildi. Evlatlarım olduğu için hayata tutunuyorum. Onlar için yaşıyorum. İnsan en yakınından darbe gördüğü zaman hiç kimseye güvenemiyor. Ben tamamen bittim" dedi.
'BOŞ SENEDE İMZA ATMANIN CİDDİ SIKINTILARI VAR'
Ekerol çiftinin, uğradıkları haksızlık sonrasında yardım istedikleri avukat Gökçe Atilla da şunları ifade etti:
"Boş senede atılan imzadan dolayı bir aile çok büyük ekonomik sıkıntı içine düştü. Boş senede imza atmanın çok ciddi sıkıntıları var. Kıymetli evrak denen senetler taraflara Ticaret Kanunu'nda da Ceza Kanunu'nda da sorumluluk yüklüyor. Boş senede imza atıldığında, kanun aksin ispatını her zaman borçlu tarafa yüklüyor. Bu senede dayalı olarak icra takibi başlatıldığında öncelikle 5 gün içinde itiraz süresi oluyor. Bu 5 gün geçirildiğinde takip kesinleşiyor. Haciz ve satış işlemlerine geçiliyor. İkinci olarak da 1 yıllık dava açma süresi var. Bu o borcun yokluğunu anlatmaya yönelik bir davayı ifade ediyor. Menfi tespit davası denen bu durumun süresi aile için dolmak üzere. Bu noktada 950 bin liradan söz ettiğimiz için dava harcı oldukça yüksek ve bu parayı denkleştirip, davayı açamıyorlar. Bu süre dolduğunda borç kesinleşmiş oluyor. Atılan imzayı kötüye kullanma ve evrakta sahteciliğin cezası var ancak bu durumu borçlu tarafın ispatlaması gerekiyor." (DHA)