Gizem TABAN/GERÇEKİZMİR - İzmir Kent Konseyi’nin seçimli 16. Genel Kurulu öncesinde ‘bürokratik baskı’ iddiaları gündeme damga vurdu. İzmir Kent Konseyi seçimler öncesinde yürütme kurulu tarafından delegeliklerinin iptal edildiğini öne süren kent konseyi üyeleri tepkilerini yaptıkları basın açıklamasıyla dile getirdi.
29 Şubat tarihinde yapılacak İzmir Kent Konseyi seçimli 16. Genel Kurulu’nda oy kullanması planlanan 400 civarındaki delegenin yaklaşık yüzde 25'inin sistemden adının silindiğini iddia eden konsey üyesi grup, İzmir Kent Konseyi önünde toplanarak basın açıklaması düzenledi.
Konak Kent Konseyi Sekreteri Alper Yağlıdere tarafından yapılan açıklamada itiraz dilekçesinde yer alan ifadeler okundu. Aralarında İzmir Kent Konseyi Eski Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu'nun da olduğu kalabalık, basın açıklamalarının ardından yazdıkları itiraz dilekçelerini Noter'e götürerek, 'Bir sonraki durağımız ise İzmir Valiliği Mahalli İdareler İl Müdürlüğü olacak’ açıklamasını yaptı.
Delegeliği düşen kişilerden biri olan CHP Konak İlçe Başkanı Gruşçu da, kent konseyi üzerinde ‘bürokratik baskı’ olduğunu öne sürdü
“BÜROKRATİK BASKI ORTADAN KALDIRILMALI”
Konuya ilişkin değerlendirme yapan Gruşçu, “Buradaki mevcut yapı içerisinde 2015 yılında Olağan Seçimli Genel Kurul'da başkan seçildim. O süreçten bu güne kadar bir gün olsun bile tarafgir bir tutum içerisinde bulunmadım. Herkesi kucaklayan, herkesi kapsayan bir anlayışla İzmir Kent Konseyi başkanlığı görevimi yapmaya devam ettim. Ancak görüyoruz ki süreç içerisinde çeşitli kurum ve kuruluşlarda görev yapan hatta çeşitli siyasi partilerde görevleri olan arkadaşlarımızın da bu yaklaşımda olmasına rağmen üyeliklerinin düşürüldüğünü görüyoruz. Bu, demokrasiye yapılan bir darbedir, doğru bulabileceğimiz bir yaklaşım değildir. Her şeyden önce İzmir Kent Konseyi üzerindeki bürokratik baskının ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu anlayışla İzmir Kent Konseyi'nin demokratik ve katılımcı bir anlayışla kenti kucaklaması mümkün değildir” diye konuştu.
HUKUKSUZLUK ÇIKIŞI!
İtiraz dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:
İzmir Kent Konseyi’nin 29 Şubat 2020 ya da 7 Mart 2020 tarihinde yapılacak olan seçimli 16. Genel Kurulu’na katılacak üyeleri gösteren hazirun listelerinin yenilendiği bu süreçte; kent konseyi yönetmeliğine, meslek odaları ve sendikalar, noter, baro, dernek ve vakıfların kent konseylerine katılımını kısıtlayıp sınırlayan herhangi bir hüküm getirmediği, yürütme kurullarına başvuru yapan kurumlardan belge isteme ve verilen belgelere göre değerlendirme yapıp karar verme konusunda bir görev, yetki ve sorumluluk vermediği halde; genel kurul öncesinde 10 Şubat 2019 tarihli ‘İzmir Kent Konseyi Çalışma Usul ve Esasları’ hakkındaki yönergesinin bakanlar kurulunca kabul edilmiş kent konseyi hükümlerine aykırı maddelerine dayanılarak bazı derneklerin katılımına izin verilmediği ya da derneklerden genel kurula katılımı zorlaştıracak şekilde belgeler istendiği, bu konularda yetkisiz olan yürütme kurulunun değerlendirmeler yapıp kararlar aldığı görülmektedir.
İzmir Kent Konseyi Çalışma Usul ve Esasları Yönergesi’ne dayanılarak mahalle ve semt derneği olarak faaliyet gösteren derneklerle ilçe amatör spor kulübü derneklerinin katılımcı olarak kabul görmemesi, federasyona bağlı derneklerden sadece bir tanesinin kabul edilmesi, bu işlemler sırasında derneklerinin iç işlerine karışılması ve derneklere ait özel bilgilerin elde edilmeye çalışılması, Konak Narlıdere Güzelbahçe gibi ilçelerden gelen derneklerin kabulünde zorlukların çıkarılması gibi hukuksuzlukların en iyi örnekleridir.
İzmir Kent Konseyi’nin seçimli 16. Genel Kurulu’nun herhangi bir hukuki anlaşmazlığa konu olmadan tüm İzmirlileri kucaklayarak gerçekleşmesi için genel kurul hazırlık çalışmalarının açık, demokratik ve katılımcı bir süreç içinde yürütülmesi, başvuru için gerekli belgelerin aksi kanıtlanıncaya kadar doğru kabul edilmesi, yürütme kurulunun görev, yetki ve sorumluluk alanına girmeyen konularda karar alıp işlem yapmaması, kent konseyi yönetmeliği hükümlerine göre başvuran sivil toplum kuruluşları arasında kısıtlayıcı ve sınırlayıcı hiçbir ayrımın yapılmaması, hazırlık sürecinde görev yapan kent konseyi çalışanlarıyla memur statüsündeki kamu görevlilerinin olası usulsüzlük ve hukuksuzluklar nedeniyle yarın öbür gün zor duruma düşmemeleri amacıyla daha adil ve hassas davranmaları temel talebimiz olup; aksi takdirde İzmir Kent Konseyi’nin daha demokratik, daha katılımcı bir yapıya kavuşması için hem hazırlık hem genel kurul süreçleri konusunda idare ve yargı makamları düzeyinde girişimde bulunacağımın bilinmesi rica ederim.
T.C Erol DURUKAN 21 Şubat 2020 Cuma 11:46
|
Rifat Güler 21 Şubat 2020 Cuma 08:33
|