GERÇEKİZMİR – Türkiye 24 Haziran’daki yapılacak erken seçim için gün sayarken, İzmir Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nu ağırladı.
CHP Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Kılıçdaroğlu partisinin Cumhurbaşkan Adayı Muharrem İnce’nin İzmir’de yapacağı büyük mitingden iki gün önce iki önemli zirve için kente geldi.
Kılıçdaroğlu Adnan Menderes Havalimanı'nda CHP İl Başkanı Deniz Yücel ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun yanı sıra milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, ilçe başkanları, parti yöneticiler ve çok sayıda partili tarafından karşılandı.
Kılıçdaroğlu'na havaalanı çıkışında da partililerin bir sürprizi vardı. CHP Lideri ellerinde 'adalet' yazılı tabelalarla partililer karşıladı. Partililer Kılıçdaroğlu'nun aracının üzerine kırmızı karanfil attı.
Havaalanında Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi’ne geçen CHP Lideri burada sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasına partisinin vaatlerini anlatacak.
Kılıçdaroğu İzmir mesaisinde ilk zirvede sivil Toplum Kuruluşları (STK), Meslek Odaları, Sendika temsilcileri ve muhtarlara seslendi.
Buluşmada konuşan Kılıçdaroğlu, "CHP için 'elitlerin partisi' diyorlar. Taşeron işçilerin durumunu kim gündeme getirdi. Biz onları gündeme getirmesek o taşeron köleliğinden kurtulabilirler miydi? Şimdi taşeron işçilerine hakkımı helal etmek için onlardan oy istiyorum oy!" dedi.
Kılıçdaroğlu ayrıca konuşmasının İzmir’deki hemşeri derneklerine seslendiği bölümünde de çarpıcı bir mesaj verdi. CHP Lideri, “İzmir’de rahat edebilirsiniz. Ama geldiğiniz topraklarda aileleriniz var, İzmir’de huzur içinde yaşıyoruz diyeceksiniz. Ama siz İzmir gibi yaşamak istiyoruz diyorsanız, CHP’ye Muharrem İnce’ye oy vereceksiniz” dedi.
Konuşmasından satır başları şöyle:
- Muhtar kardeşlerim arada bir sizi saraya davet ederler. Bir kişi konuşur ne dediği belli değil. Sizleri politik argüman olarak kullanırlar.
- Muhtarları yasal olarak güçlendireceğiz. Yapılacak ilk iş temel bir muhtarlık kanunu çıkarmaktır. Bunun çalışmasını yaptık. Allah izin verir de Muharrem İnce cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturursa, muhtarlar için yeni bir tarihi başlatacağız.
- Sizin seçimlerinizin de belediye seçimleri gibi birleşik oy pusulasıyla gerçekleşmesi lazım.
- Sivil Toplum örgütlerinin varlığı ve gücü demokrasinin gücüdür. Sivil toplum örgütleri güçlendikçe demokrasi de güçlenir.
- Siyasi partileri seçime sokmamak için her türlü yolu denediler. Farklı düşüncelerden korkmuyoruz. Akıl akıldan üstündür felsefesini savunuyoruz. Biz demokrasiden yanayız. Herkesin düşüncelerini özgürce paylaştığı bir Türkiye istiyoruz.
– ‘Ne yaparsak yapalım sırtına da binsek, ağzındaki lokmayı da alsak emekliler gelip bize oy verecek’ diyorlar. 300 lira, 400 lira, 600 lira maaş alan emekliler var. Biz ise en düşük emekli maaşı 1500 liradan aşağı olmayacak diyoruz.
– CHP için ‘elitlerin partisi’ diyorlar. Taşeron işçilerin durumunu kim gündeme getirdi. Biz onları gündeme getirmesek o taşeron köleliğinden kurtulabilirler miydi? Şimdi taşeron işçilerine hakkımı helal etmek için onlardan oy istiyorum oy...
– Asgari ücret 1500 lira olmalı dediğimizde iktidar ‘parayı nereden bulacaksınız’ dedi. Biz dile getirdikten sonra asgari ücret artırıldı.
- İzmir’de rahat edebilirsiniz. Ama geldiğiniz topraklarda aileleriniz var, İzmir’de huzur içinde yaşıyoruz diyeceksiniz. Ama siz İzmir gibi yaşamak istiyoruz diyorsanız, CHP’ye Muharrem İnce’ye oy vereceksiniz...
CHP Genel Başkanı bu toplantının ardından yine Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde düzenlenen buluşmada bu kez İzmir iş dünyası ile bir araya geldi.
Mali af, ara eleman ve meslek sınıflandırmaları, Avrupa Birliği (AB) ilişkileri, yargı bağımsızlığı, eğitim politikaları ve OHAL uygulamalarında dair pek çok konuda önemli mesajlar veren, iş dünyası temsilcilerinden gelen soruları da tek tek yanıtlayan Kılıçdaroğlu'ndan oturuma damga vuran iki mesaj geldi.
Kılıçdaroğlu, “Ayın 24’ünde sandığa gideceğiz. Sadece sizlerin değil, yanınızda çalışanların da oylarına ihtiyacımız var. Eğer bu ülkede huzur içinde ihracat, yatırım yapmak istiyorsanız, kimse kusura bakmasın, çok açık ve net söylüyorum; o zaman CHP’yi destekleyeceksiniz” derken, Büyükşehir Belediye Başkan Aziz Kocaoğlu'nu da övdü.
CHP Lideri iş dünyası temsilcilerine "İzmir merkezi hükümetten yeteri desteği almış değildir. Merkezi hükümetten çok daha fazla yatırımı İzmir Büyükşehir Belediyesi yapmaktadır. Böylece İzmir Avrupa’da söz sahibi olmuştur. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kredi notu AAA’dır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kredi notundan fazladır. Böyle bir büyükşehir belediye başkanına sahip olduğunuz için sizi kutluyorum" diye seslendi.
Kılıçdaroğlu'nun oturumda öne çıkan açıklamaları şöyle:
EKONOMİ ŞANTAJLA ÇÖZÜLMEZ!
Az önce mali aflar konusu gündeme geldi. Türkiye’de ilk mali af 2002’de çıkmıştı. Milletvekili arkadaşlarıma Avrupa’da ne zaman mali af çıkmış diye sordum. Aradılar bulamadılar. Biz de her yıl mali af çıkar. Ödeyenler ben enayi miyim diyor. Ödememe kültürü üzerine inşa edilen bir mali yapımız var. Bunu değiştireceğiz. ‘Nereden buldun kanunu çıkaracak mısınız?’ diye sordular. Ekonomi öyle tehditle, şantajla çözülmez. Ekonomik sorunlar ekonomik çözümlerle hallolur. Cezalarla ekonomik sorunlar çözülmez.
TEKNOLOJİ LİSELERİ VAADİ
KOBİ’ler nereye gitsem ‘ara eleman sıkıntısı çekiyoruz’ diyorlar. Herkes her işi yapamaz. Avrupa’da kuaförlüğün meslek yüksek okulu var. Ama bizde isteyen dükkan açabiliyor. Şu an isteyen müteahhitlik de yapabilir. Bir özel derecelendirme özel bir eğitim öngörülmemiş. Pek çok meslek alanı böyle bir boşluk içinde. Biz meslek sınıflandırmasını sağlıklı bir şekilde hayata geçireceğiz. Kesinlikle teknoloji liseleri kuracağız. 6 yıl olacak. İlk 3 yıl yatılı olacak. Sonrasında hangi alanda eğitim görüyorsa gidecek alanda çalışacak. İyi yetişmişse zaten işi hazır olacak. Kimse iyi yetişmiş elemanı kaçırmak istemez. Ara eleman sorunu böylece çözülmüş olacak. Sadece Milli Eğitim Bakanlığı değil OSB müdürleri okulu müşterek yönetecek.
VERGİ ÇIKIŞI!
Vergi konusunda büyük rakamlar tahsil edilemiyor. 322 milyar lira tahsil edilemeyen rakam var. Af çıkarıyorlar ama çözüm değil. Bunu aşmanın bir yolu var. Bütün OSB’lerde esnaf ya da KOBİ’ler ödedikleri sigorta pirimi kadar bir yıl süreli faizsiz kredi vereceğiz. Her kesi primini düzenli yatıracak. Devlet tahsilat peşinde koşmayacak. Aldığı sıfır faizli krediyle işini bitirecek. İstihdam yaratacak. Mücadele edecek. Devlet karlı, KOBİ, işçi ve herkes karlı. Bu aynı zamanda kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmenin akılcı yoludur. Bu bizim için önemli bir projedir. KOBİ’ler üzerinde niye duruyoruz? Teknoloji çok hızlı ilerliyor. Gelişen ve değişen teknolojiye en hızlı ayak uyduran KOBİ’ler. Katma değeri yüksek ürün üretmede söz sahibi oluyorlar.
BÖYLE BİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANINA SAHİP OLDUĞUNUZ İÇİN...
İzmir’in başkent olacak çok özelliği var. İzmir’in her şeyi var. Bir de bütün Ege’nin dünyaya açılan kapısıdır. İzmir merkezi hükümetten yeteri desteği almış değildir. Merkezi hükümetten çok daha fazla yatırımı İzmir Büyükşehir Belediyesi yapmaktadır. Böylece İzmir Avrupa’da söz sahibi olmuştur. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kredi notu AAA’dır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kredi notundan fazladır. Böyle bir büyükşehir belediye başkanına sahip olduğunuz için sizi kutluyorum.
İNSAN KAYNAKLARI BAKANLIĞI AÇACAĞIZ
Tasarruflar hep betona gitmişse o Türkiye için dezavantajdır. Onun için hep üretim ekonomisi diyoruz. Bunu öncelememiz lazım. Ürettiğimiz zaman faizler düşer, işsizlik çözülür, ihracat artar. Neyi üreteceğiz? Katma değeri yüksek ürün üretemezsek Türkiye sadece belli ülkelerin ürettiği ürünleri tüketen ülke konumuna gelir. OECD araştırmasına göre bugün okula gidenler çalışma yaşına geldiklerinde eğitim gördükleri alanın yüzde 65’i yok olacak. Yeni meslekler, uygulamalar çıkacak. Yaşam boyu eğitim dediğimiz kavram önümüze gelip duracak. Bu yönde çalışmamız var. Adını İnsan Kaynakları Bakanlığı koyduk.
DÜNYADAKİ ANAYASA HUKUKÇULARI TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ YOK DİYOR, NOKTA!
Katma değeri yüksek ürün nasıl üretiliyor? Üniversitelerin bilgi üretmesinden geçiyor. Üniversitelerde her türlü düşüncelerin tartışılması gerekiyor. Barış bildirisine imza attı o hocayı kapının önüne koyalım. İbrahim Kaloğlu dünya çapında anayasa hukukçusudur. Sadece Türkiye’deki üniversitelerde ders vermezdi. Bir KHK ile kapı önüne konuldu. Avrupa’daki hukukçular tepki gösterdi. Siz istediğiniz kadar ‘bizim ülkemizde demokrasi var’ deyin. Dünyadaki anayasa hukukçuları ‘Türkiye’de demokrasi yok’ diyor. Nokta.
NİYE BEKLİYORUZ?
AB ilişkileri… İlk yapacağımız şey; AB ile uyum yasalarının tamamını yeni bir fasıl beklemeden parlamentodan çıkarmaktır. Ben bunu Erdoğan, Yıldırım, Davutoğlu’na önerdim. Niye bunu Avrupa dayattıktan sonra yapıyoruz? Biz kriterlerimizi hayat geçirelim. Sonra da dönüp kardeşim sen ne diyorsun. Senin ülkende hangi kurallar varsa bizde de var diyelim’ dedim.
O YASA 12 EYLÜL’ÜN ESERİ!
Kadın ve gençler siyasette daha fazla temsil edilmelidir. Bunun için siyasi partiler yasasının değişmesi gerekiyor. Siyasi partiler yasası 12 Eylül’ün eseridir. Biz tüzüğümüzde kadın ve gençlere kota getirdik ama bu bizim parti içimiz.
OY VERİYOR, SONRA AĞLIYOR
Küçük esnafın korunması lazım. AVM ve zincir mağazalar var. Esnaf kardeşlerime şunu söylüyorum; iktidar esnafın dönemi bitti diyor. Ama Amerika’da da her yerde de esnaf var. Anayasamızda esnafın korunmasıyla ilgili madde var. Anayasal hak var. Ama esnafa kredi veren teşkilatın başına ayda 52 bin lira maaş alan adamı koymuşlar. Esnafa ucuz kredi verecek. Bu kadar para alan birisi niye esnafa ucuz kredi versin ki? Rahatı yerinde. Esnaf kardeşim şikayet ediyor. Oy veriyor sonra ağlıyor. Demokrasilerde gereği nedir? Söylediklerini yapmıyorsa başka bir partiye oy vereceksin. Esnaf Bakanlığı kuracağız. Kira stopaj vergisinden de esnafı kurtaracağız. Hiç gerek yok buna.
ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN!
Kamyon ve TIR esnafının büyük sorunları var. Hepsini biliyoruz. Çözümlerini de biliyoruz. Sizden bir şey istiyoruz. Elinizi vicdanınıza koyun sandığa öyle gidin. Ben size gelin illa CHP’ye oy verin demiyorum. Kim esnafın sorununa sağlıklı çözüm ürettiyse gidip ona oyunuzu verin.
DÜNYANIN EN PAHALI ENERJİSİNİ SİZ SANAYİCİLERE SATACAKLAR
Enerjide yüzde 50-55 oranında dışa bağımlıyız. Bunu ikiye ayırabiliriz. Dengeli bağlı olabilirsiniz. Ama bir ülkeye yüzde 50-55 oranında bağımlı olursanız Rusya vanaları kapattığı an doğalgaz gelmez donarız. Dünyanın en pahalı enerjisini sizlere, sanayicilere satacaklar. Daha maliyeti görmediniz. Aldığınız zaman göreceksiniz. Nükleer santral geldi ama nükleer teknolojiyi bize vermediler. Bizim mühendislerin görmesi lazım. Yasak. O zaman bunun bizim ülkemizde işi ne? Rusya’dan elektrik alırsınız olur biter. Biz tekniği öğrenmeyeceksek o zaman bu niye bize geldi? Güneş enerjisi kooperatifleri kurun diye belediye başkanlarımıza söyledik. Fonu uluslararası kuruluşlardan sağlıyoruz. Göreceksiniz CHP’li belediyelerde bunu ilerleyen dönemde göreceksiniz.
ALTIN YUMURTLAYAN TAVUĞU NİYE KESELİM?
Vergi dairesinin işi tehdit etmek değil, tam tersine mükellefi kazandırmaktır. Altın yumurtlayan tavuğu niye keselim? Ara sokaktaki esnafla uğraşmayacaksınız o bir gün caddeye gelip dükkan açacak. O zaman bakarsınız kaçırıp kaçırmayacağına. İş dünyasının bu konuda rahat bırakılması lazım. Denetlenecek mi? Evet. Ama bu denetimizin kazandırıcı olması lazım. Katma değeri yüksek ürün üreten ülke konumuna gelmek istiyoruz. İhracatçının teşvik edilmesi gerekiyor. Ne kadar teşvik ederseniz edin dışarıdaki imaj kötüyse ne turist gelir ne ürün satabilirsiniz. Çoğu Türkiye’ye gelmiyor, can ve mal güvenliğimiz yok diyor. Türkiye’yi lojistik merkezi yapmak istiyoruz. Kısa sürede tüm komşularımıza ilişkilerimizi sağlıklı zemine oturtacağız.
ORTA DOĞU’YU BARIŞ HAVZASINA ÇEVİREBİLİRİZ
Ortadoğu konusunda önemli adım atacağız. Muharrem Bey cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğunda ilk yapacağı işlerden biri İran, Irak ve Suriye’yi ziyaret etmek. Devlet başkanları olarak bir araya gelerek ve Orta Doğu’yu terör alanı değil barış havzasına çevirebiliriz. Bu konuda olağanüstü çabamız var. Bir siyasi parti ilk kez dış politika konusunda bildirge hazırlıyor. Dış politika normalde milli politikadır. İktidarı muhalefeti olmaz. Ama 7-8 senedir bu yoldan çıktı. Macaracı bir politika haline geldi. Orta Doğu İşbirliği Teşkilatı’nı (OBİT) kuracağız. Biz orta doğu’nun inşasını yapacağız, Londra’ya gidip para dilenmeyeceğiz.
HİÇBİR ÖĞRETMEN YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA MAAŞ ALMAYACAK
Eğitim politikası stratejik bir alandır. Bunu bir partinin belirleyeceği alandan çıkarmak gerekir. YÖK’ü kaldıracağız. Bütün üniversiteler özerk olacak. Siyaset oraya müdahale etmeyecek. Sizin göreviniz bilgi üretmek diyeceğiz. Bugün on binlerce çocuğumuz sabah kahvaltısı yapmadan okula gidiyor. Çocuklar kahvaltıyı okulda yapacak, öğlen yemeğini yiyecek. Tam zamanlı yapacağız. Özel bir öğretmenlik meslek kanunu çıkaracağız. Hiçbir öğretmen yoksulluk sınırının altında maaş almayacak. Tarım teknoloji liseleri de kurmak istiyoruz. Eğitim politikalarını bütün eğitim bileşenleri ile hayata geçirmek istiyoruz.
12 EYLÜL DARBESİNDE BÖYLE AĞIR TABLO GÖRMEDİM
Adaletin olmadığı yerde mağduriyet olur. 15 Temmuz’dan sonra yaptığım konuşmada devletin evrensel hukuk kuralları içinde FETÖ ile mücadele etmesi gerektiğini söylemiştim. Fincancı dükkanına giren fil gibi hareket edemezsiniz. Tüm peygamberler adaletsi tesis etmek için gelmişlerdir. Siz adaleti yok ederseniz milyonlarca mağdur yaratırsınız. 33 ere 7 kez müebbet cezası vermişsin. O cezayı komutana vereceksin. Asker kışladan kendiliğinden çıkmaz ki. Sivil hayatta üstünüzün verdiği emre itiraz edip konuşabilirsiniz. Ama askerde böyle bir şey yoktur. Yeni doğum yapan kadını alıyorsunuz gözaltına, anne sütüyle beslenmesi gereken o çocuğa izin vermiyorsunuz. Bu olmaz. Bir kişinin suçlu olup olmadığına bir kişi karar veriyor. Bir partinin genel başkanı hapiste. Sayın Erdoğan bu kişiye terörist diyor. İyi de bu kişi gitti savcılıktan iyi hal kağıdı aldı, üniversite diplomasını da gösterdi. Bunun dünyaya anlatamazsınız. Bizim rakibimiz biliyoruz. Ama çıksın propagandasını yapsın. Kazanır, kazanmaz. Eğer bir suçu varsa mahkeme mahkum eder. Ona da bir şey diyemeyiz. Ama biz birine suçlu diyemeyiz. Erdoğan’a da söyledim. Suç kavramını öğrenmek istiyorsan peygamberin veda hutbesine bak. 12 Eylül darbesinde böyle ağır tablo görmedim. Çok ağır bir tablo ile karşı karşıyayız.
O BAKANLIĞI’NIN KAPATILMASI LAZIM
Şehircilik ve kent yönetimi önemlidir. Hala kent meydanı olmayan şehirlerimiz var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın tamamen kapatılması lazım. Hiçbir şey yapmıyorlar. Orada sadece büyük paralar dönüyor. İhale kanunun değişmesi lazım. Bayburtlu Grup var. Adı sanı duyulmazdı. Şu an dünyada 42’inci sırada. Nasıl oluyor bu? Arkasındaki güç kim? Biz yolu, köprüyü kaça yaptın diyoruz. CHP yola köprüye karşı diyorlar. Hayır efendim. Kimse sormuyor.
CHP'Yİ DESTEKLEYECEKSİNİZ!
Ayın 24’ünde sandığa gideceğiz. Sadece sizlerin değil, yanınızda çalışanların da oylarına ihtiyacımız var. Eğer bu ülkede huzur içinde ihracat, yatırım yapmak istiyorsanız, yatırımcı doğrudan gelsin istiyorsanız, kimse kusura bakmasın, çok açık ve net söylüyorum; o zaman CHP’yi destekleyeceksiniz. 15-16 yıla ihtiyacımız yok. 5 yılda Türkiye çok farklı olacaktır. Bölgesinin yıldızı olacaktır. Ürettiğimiz tarım ürünlerinin fazlalığı halinde nasıl bir politika izlenmesi gerektiğini de düşündük. Avrupa’da fon açılmalı, gariban ülkelere gönderilmeli. Ufkumuz çok geniş. Onlar buraya yetişemez. Geldiğimiz noktaya bak; kıraathane açacağız. Ne kıraathanesi kardeşim ya? İnsanlar nefes alamıyor, konuşamıyor. Bunların tamamını değiştirmek mümkün. Benim tek oyumla bunlar olmuyor. Kolektif hareket etmemiz gerekiyor. Göreceksiniz ne terör kalacak, ne bir şey. Orta Doğu barışıyla birlikte ülkeye dolar yağacak.
KILIÇDAROĞLU'NDAN ŞEHİT EVİNE ZİYARET
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'ndeki toplantıların ardından, İzmir'in Torbalı ilçesine gitti. Kılıçdaroğlu, Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde PKK'lı teröristlerce yola tuzaklanan el yapımı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu şehit olan Piyade Onbaşı Çağatay Necati Dinç'in (20), Torbalı'nın Yazıbaşı Mahallesi'ndeki evini ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, şehidin babası Gürkan Dinç ve annesi Dilek Dinç'e başsağlığı dileyip, bir süre görüştü, acılarını paylaştı.
Şehit evinde dua edilmesinin ardından dışarı çıkan Kılıçdaroğlu, bahçede bulunan vatandaşlarla da tek tek tokalaştı. Kılıçdaroğlu, daha sonra İzmir'den ayrıldı. (Haber servisi, DHA)