Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 37.Olağan Kurultayı'nda 6.kez Genel Başkan seçilen Kemal Kılıçdaroğlu Cumhuriyet'ten İpek Özbey'e konuştu.
CHP Genel Başkanı kurultay ve akabinde gelen görevlendirme sürecinde gündem olan iki İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke ve Tuncay Özkan ile ilgili soruları da yanıt verdi.
CHP Lideri, partide geçmiş dönemlerde kendisini sıkça eleştiren ve karşı hareket başlatan Böke'nin genel sekreter seçilmesi kararına açıklık getirirken, Parti Meclisi'ne (PM) seçilemeyen ve akabinde Merkez Yürütme Kurulu'na (MYK) giremeyen Özkan'a neden başdanışmanlık verildiğini de anlattı. Kılıçdaroğlu ayrıca CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun Özkan için "PM'ye girmesini istemedim" sözleriyle açık ettiği 'çizik operasyonu'nu da yorumladı.
İŞTE O SORULAR VE KILIÇDAORĞLU'NUN YANITLARI
- Partinizdeki muhaliflerden konu açılmışken... Selin Sayek Böke sizi eleştiren, size karşı hareket başlatan ekipte yer alıyordu. Genel sekreter seçilmesi de hayli şaşırttı. Burada hangi motivasyonla hareket ettiniz?
Özel bir motivasyana gerek yok. Selin Hanım, partili bir arkadaşımız. Avrupa Konseyi’nde ülkemizi ve partimizi başarıyla temsil ediyor. Sadece Selin Hanım’la ilgili değil, diğer pek çok arkadaşımızla geçmişte ve hatta bugün bile bazı konularda farklı düşünüyor olmamız, birlikte çalışamayacağımız anlamına gelmez. Eğer siz, az önce sıraladığım hedefleri gerçekleştirmek istiyorsanız ortaklaşmak zorundasınız. Birlikte çalışmak zorundasınız. Sizi eleştirdi diye eleştirenleri partinin dışına atarsanız, “Artık senin burada yerin yoktur” diye bir kin, öfke, önyargıyla yaklaşırsanız bunun adı zaten “siyaset” olmaz. Siyaset, kin ve öfkeyle yönetilecek bir alan değil. Tam tersine siyaset, gelen eleştirilerden ders almasını bilen bir yönetim anlayışıdır. Böyle yaparsanız başarılı olursunuz. Geçmişte bana muhalefet eden, kurultayda benim değil başka bir adayın kazanması yönünde imza veren, oy veren arkadaşlarım arasında hâlâ milletvekili olan, belediye başkanı olan, partimizin yönetim organlarında görev alan isimler var. Biz birlikteyiz. Demokrasiyi içselleştirmişseniz bunları olağan bulmalısınız.
- Kurultayda PM dışında kalıp MYK’ye giremeyen Tuncay Özkan’a başdanışmanlık verdiniz. Sizin için neden vazgeçilmez bir partili Tuncay Özkan?
Hayır, az önce de söyledim, demokrasiyi içselleştirmişseniz, liyakate önem veriyorsanız, hiç kimse vazgeçilmez değildir. Tüm görevler ve görevlendirmeler için geçerlidir bu. Önce onun altını özenle çizeyim. Bugünkü koşullarda medya ve iletişim konularında en iyi görev yapacak arkadaşımız oydu. O çerçevede kendisine bir görev verdik. Yoksa kendisini partinin dışına itmek veya “seçilmedi” diye başka bir arayış içine girmek doğru değildi. Gördüm, çalışıyor. Ona yönelik ciddi eleştiriler yapılıyor ama o hiçbir TV kanalına çıkmıyor. Sadece işini yapıyor. Dolayısıyla arkadaşımız bu görevini sürdürecek.
- Bu noktada, kurultay öncesi İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun yaptığı “Tuncay Özkan’ın girmesini istemedim” açıklamasını hatırlatmam gerekiyor. Sorun mu var?
Doğru bulmadığımı söyledim.
- İşinize müdahale olarak mı gördünüz?
Hayır, doğru bulmadığımı söyledim, o kadar.