Kentsel dönüşümde Türkiye'ye örnek bir model uygulayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilk konut teslimini Uzundere’de gerçekleştirdi. Uzundere Kentsel Dönüşüm Projesi 1. Etap anahtar teslimi kalabalık bir törenle gerçekleşti. Törende konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Bu projede bizimle birlikte yol yürüyen, bize inanan vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Evleriniz hayırlı uğurlu olsun. Güle güle oturun. Çocuklarınız parklarda, spor alanlarında, yeşil alanlarda özgürce oynasın. Uzun ömürlü, sağlıklı bir yaşam olsun" dedi.
Kentsel dönüşümün hızlanması, ekonominin büyümesiyle doğru orantılı olduğunu söyleyen Başkan Kocaoğlu, "Ekonomi ne kadar büyürse konut talebi ve inşaat o kadar hızlı olur. Maalesef bugün ülkemiz bir krizin içinden geçmektedir. Kentsel dönüşümde hızımızı sürdüreceğiz ama ihale zamanımızı da ekonomiye göre ayarlamak zorundayız. Kentsel dönüşümde, gıdım gıdım emek vererek ve dizimizi kıra kıra bugünlere geldik. Belediye'deki ekip arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. En önemli sorumuz 'Bunu kim yapacak, kim cesaret edecek, elini kim taşın altına koyacak, gecekondu mahallesinde kim bu işe girecek?' idi. Ben burada, bu konuda İzmir’e öncülük ett iği için, yapımcı firma Folkart'ın Başkanı Mesut Sancak'a ve çalışanlarına da teşekkür ediyorum” diye konuştu.
7 bölgede 31 bin konut
Kentsel dönüşüme başladıklarında 1. etap uzlaşının 3 yıl, 2. etap uzlaşma görüşmelerinin ise 1,5 yıl sürdüğünün hatırlatan Başkan Kocaoğlu, 3. etaba gelindiğinde ise bu sürenin 9 aya düştüğünü açıkladı. Aynı süratin Örnekköy'de yaşandığının altını çizen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı şöyle devam etti:
"Örnekköy'de 1. etabın uzlaşması 2 yılımızı aldı. Bu arada vatandaşlarımız Uzundere'deki konutları görünce, 2. etap 9 ayda tamamlandı. Eğer siz doğru iş yaparsanız, doğru örnekleri yaratırsanız, insanların ikna olmaması, sizinle yol yürümemesi mümkün değil. Güvenmek ve o güvene layık olmak. Biz de hep birlikte bunu başardık. 4 bin 500 hektar, yani 45 bin dönüm alanı kentsel dönüşüm alanı olarak 1/25 binlik imar planında belirledik. Halen kentin 7 bölgesinde kentsel dönüşüm çalışmaları yapıyoruz. Uzundere, Ege Mahallesi, Bayraklı, Gaziemir Aktepe Emrez, Örnekköy, Bayraklı, Ballıkuyu ve Güzeltepe’de çalıştığımız alanlardaki toplam konut sayısı 31 bin 145, iş yeri sayısı ise 3 bin 855. Bunlara bir de otel ilave ediyoruz. Kentte görev yapmaları, kazanmaları için inşaat sektörünün kentsel dönüşüm ihalelerine girmeleri lazım."
İller Bankası'nın görevi nedir?
Yaptıkları kentsel dönüşüm alanlarında uzlaşarak, rıza ile tapuları aldıklarını ve sağlıksız binaları yıkıp depreme dayanıklı binalar yaptıklarını belirten Başkan Aziz Kocaoğlu, Uzundere’nin biraz ilerisindeki Bakanlık tarafından yürütülen kentsel dönüşüm çalışmaları için de şunları kaydetti:
“Bizim 1. etabın ihalesi bittikten 3 gün sonra, Çevre ve Şehircilik Bakanı'nın koştura koştura İzmir'e getirdiler. 'Yedi tepe' dedikleri yerde, buraya rakip olsun diye 'yapal şap' bir şekilde kentsel dönüşüme başladırlar. Araziyi alıp Milli Emlak'la birleştirdiler; İller Bankası da ortak oldu. Oysa İller Bankası'nın görevi, konut projelerine ortak olup onlara kamu yararı, süsü kılıfı vermek değildir. Bu son derece yanlış, hatalı bir iştir. Daha ilerisini söylemek istemiyorum. Heyelan bölgesinde 'inşaat yapılamaz' denilen alanı tedbirli alana dönüştürdüler. Yanlış üstüne yanlış! Bu kentsel dönüşüm değil! Bostan tarlasına devlet gücüyle plan yapılıp inşaat yetkisi verilerek ranta d&o uml;nüşmesinden başka bir şey değil! Bunu herkes böyle bilmeli.. İşi İller Bankası'nın üstlenmesi de ayrı bir garabettir."
Yerel yönetimler rant peşinde koşmaz
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 'İzmir Modeli' çalışmaları altında İzmir'deki belediyecilik anlayışını 2 gündür farklı kesimlere tanıtmaya başladıklarını hatırlatarak, yerel yönetimlerin sadece yol, su, kanalizasyon yapmakla yükümlü olmaması, kenti kalkındırmanın ve vatandaşın lokmasını büyütmenin de belediyelerin görevi olması gerektiğini söyledi. Başkan Kocaoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Bir karalama kampanyasıyla karşı karşıyız; her seçimde olduğu gibi.. 2008’de arsenikti, 2018’de koku geldi. Şunun özellikle altını çizmek istiyorum: Kentim için, ülkem için, gelecek kuşaklar için hiç taviz vermedim. Bildiğim yolda, karşıma kim çıkarsa çıksın, gücü ne olursa olsun, dimdik durdum ve durmaya devam edeceğim. AKP milletvekilleri 'AK belediyecilik Antalya’da' diye kampanya başlattı. AKP belediyeciliğini görmek için insanları davet ediyorlar. Biz 16 senedir İstanbul, Ankara, Bursa’da gördük bu belediyeciliği.. Nerede o belediye başkanları? O kentlerde ne oldu? Seçilmiş insanlar niye görevden alındı? Hepimiz en az ayda bir defa İstanbul’a gidiyo ruz. İstanbul’da AKP belediyeciliğini görüyoruz Ankara'ya da gidiyoruz ve AKP belediyeciliğini görüyoruz. Yerel yönetimler farklı bir iştir, yerel yönetimler inanç işidir; insanı sevme, toplumu, havayı, suyu, börtü-böceği sevme işidir; ayrı bir kültürel zenginliktir. Yerel yönetimin rantla alakası yoktur. Yerel yönetimler rant peşinde koşmaz. Yerel yönetimler kentini kalkındırmak, yaşam standartını yükseltmek için çalışır.”
15 senedir sustum
Başkan Kocaoğlu, Kültürpark'taki İZFAŞ binasının 3 yıl süreyle bir üniversiteye tahsis edilmesi konusundaki eleştirilerle ilgili de önemli mesajlar verdi:
"Tınaztepe Üniversitesi’nin sahibi Mehmet Bektur hastane kurdu. Tıp fakültesi kurmak üzere vakıf kurmuş. Bana birkaç tane konu için daha önce gelmişti. Olamayacak konulardı, reddetmiştim. ‘Buca’da 100 dönüm arazi aldım. Kampus kuruyorum. Eğer bana bir yer verirsen, tıp fakültesini iki sene önce açacağım’ diye geldiğinde sıcak baktım. Çünkü biz EXPO’lara hazırlanırken, sağlık turizminin gelişmesinin, bu kenti zenginleştirmek için önemli sektörlerden biri olduğunu belirlemiştik. O doğrultuda İnciraltı’nı planlamaya başlamıştık. Daha da başaramadık. Fuar Gaziemir’e taşınmışken, Kültürpark’taki hizmet binasını bu üniversiteye 3 yıllığına tahs is ettik. Bu kentin kalkınması, bu kentin gençlerinin iş bulması beni çok ama çok ilgilendiriyor. Bugüne kadar 15 senedir sustuğum, kentte sivil toplum örgütü, oda, moda diye geçinenler; iş yapmayan, 'kentin kanaat önderiyim' diye Alsancak’ta volta atanlar bunun farkına varamazlar. İşsizliğin ne olduğunu, ekmeğin ne olduğunu, kenti için hizmet aşkıyla yanmanın ne olduğunu bilemezler, bilmiyorlar. Fırtına yaratıyorlar. Sanki Kültürpark’ı satmaya bir Allah'ın kulunun gücü yetermiş gibi.. Bir üniversiteye 3 yıllık tahsisi mal satmakla eşdeğer tutuyorlar. Ben satan, yiyen, çalan tarafta değilim. Rant tarafında olan yandaşlarla iş yapmıyorum. Ben çalışan, yapan, çalmayan, çaldırmayan taraftayım.
Ayaklarımıza pranga olamazsınız
Kültürpark’ın revizyonuyla ilgili de konuşan Kocaoğlu, “Kültürpark’ın yeniden ele alınması ve düzenlenmesi gerekiyordu. Projeyi yaptık. Pakistan Pavyonu’nda sergiledik. STK ve odalar, her şeye karşı olanlar buna da karşı çıktılar. Sağ olsun birinci kurul müdürü de onların yandaşı mıdır, artık nesiyse, problem üzerine problem çıkarıyor. Seçim öncesi ‘Aziz bunu yapamadı’ diye avucunu ovuşturuyor, 'oh oh' diyorlar. Geç yapılır ama yapılır. Sizin ayaklarımıza pranga olmanız, bizim hedefimize yürümemizi asla ve asla engelleyemez. İzmir’i bugün geldiği noktadan kimse döndüremez. Geriye götüremez. İzmir ayağa kalkmıştır. İzmir yaşam biçimiyle, du ruşuyla, Cumhuriyet ve Atatürk’e bağlılığıyla nasıl ilerleyeceğini, İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde nasıl kalkınacağını, sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya göstermiş ve ilan etmiştir” dedi.
Başkan Kocaoğlu'nu kutluyoruz
Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu ise, İzmir için tarihi günlerden birisinin yaşandığına dikkat çekerek şunları söyledi:
"İzmir’de kentsel dönüşüm çalışmaları başladığı zaman birçok insanda soru işaretleri vardı. ‘Acaba bu iş gerçekleşir mi, hayata geçer mi, başarılır mı?’ diyorlardı. O çalışmanın ilk ürününü bugün yaşıyoruz. Demek ki başarılabilirmiş. Yeter ki, siz irade koyun! Bu irade de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nda vardı. Kendisini kutluyoruz. O irade olmasaydı, biz burada bu güzelliği yaşayamazdık. Türkiye’de kentsel dönüşüm tartışılıyor. İnsanlar mağdur ediliyor, evsiz barksız bırakılıyor, yerinden yurdundan ediliyor. Ama Türkiye’de yerinden yurdundan edilmeden, komşusunu dahi seçecek modeli İzmir Büyükşehir Belediyesi uyguladı. Bu model Türkiye’ye örnek olacaktır. Bu projenin 3 temel yönü var. Uzlaşıya dayalı olması, yerinde dönüşüm olması ve finansını kendi içinde karşılaması. Bunun Türkiye’de başka örneği yok. Finans aramıyorsunuz. Proje kendi değerini yaratıyor. Bunun Türkiye’ye yaygınlaştırılması lazım. Mevcut yasalarla karışık bir şekilde yürüyen kentsel dönüşümün derli toplu hale getirilmesi lazım. Hemen bitişiğimizde bakanlığın yürüttüğü bir proje var. Bugüne kadar somut bir şey göremedik. Bu yetkilerin bakanlık değil, bakanlık denetiminde yerel yönetimler tarafından yürütülmesi lazım. Böylece düzensiz kent dokularının düzeleceğini biliyoruz. İmar Kanunu’nda basit bir düzenlemeyle kentin düzensizliklerinde değişiklikler gelişebilir. Bu konu bir türlü yasalaşmadı. Yine söylüyorum; Uzunde re’de bir ilk yaşandı.”
Hayal bile edemezdik
Törende evinin anahtarlarını teslim alan hak sahiplerinden Hamdi Çöydükler ise İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ve Folkart’a teşekkürlerini sundu. Çöydükler, “30 yıl kadar burada oturdum. Evlerimiz gecekonduydu, depreme dayanıksızdı. Yaparken malzemeden bile çalmıştık; kendi evimiz olmasına rağmen.. Büyükşehir'in kentsel dönüşümü başladı. Korkumuz vardı başlangıçta.. Evimiz yapılacak mı, olacak mı derken projeler tanıtıldıktan sonra imzaları attık. En büyük güvencemiz Aziz Kocaoğlu idi. 'İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak hem hakem hem hakim olacağız' deyince biz de imzayı attık. Hayal edemeyeceğimiz şekilde oldu evlerimiz” şeklinde konuştu.