İZMİR - Arıtma sayısı ve kişi başına düşen arıtma miktarıyla “Türkiye liderliğini” koruyan İzmir Büyükşehir Belediyesi, arıtma seferberliğine devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Birliği standartlarındaki 21. arıtma tesisini, Menemen Türkelli’de törenle hizmete aldı. Menemen'in ikinci arıtması olan tesis, İZSU Genel Müdürlüğü tarafından yaklaşık 10 kilometrelik iletim hattı ile birlikte 9.4 milyon liraya mal edildi. Tesisin açılışına İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, CHP İl Başkanı Deniz Yücel, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila, Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan, Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ, meclis üyeleri, muhtarlar ve va tandaşlar katıldı.
Afrin’e destek
Açılış törenindeki konuşmasına, Mehmetçik’in Afrin operasyonu ile başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Orta Doğu’nun petrolünü ve Kafkaslardan Balkanlara kadar uzanan coğrafyanın kontrolünü kendi menfaatleri için ellerinde tutmak isteyen emperyalist devletlerin, sonunda Türkiye’nin parçalanmasını isteyen bir kurgu peşinde olduğunu söyledi. Başkan Kocaoğlu, "Bundan dolayıdır ki, biz geçmişte olduğu gibi Irak’ın bütünlüğünü, bugün olduğu gibi Suriye’nin bütünlüğünü ve bütün komşu devletlerin bölünmez bütünlüğünü savunarak, destekleyerek, burada emperyalizmin yeni oyun oynanmasını engel lemek durumundayız. Suriye’ye Türkiye Cumhuriyeti Ordusu’nun yaptığı müdahale, bu açıdan son derece önemlidir. Güneyimizde farklı bir devletin kurulması, açık ve net bir biçimde Türkiye’nin parçalanmasını hedeflemektir. Bu harekatın desteklenmesi hem ordunun maneviyatının düzelmesi hem de ordumuzun başarılı olması, ülkemizin geleceği açısından son derece önemlidir. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak halkın, yerelin temsilcisi olarak ordumuzun yanında olduğumuzun ve desteklediğimizin bir kez daha altını çizmek istiyorum” dedi.
İlle de çevre..
Göreve geldiğinden bu yana Menemen’e yaptıkları alt yapı destek tutarının 315 milyon lira olduğunu ifade eden Başkan Kocaoğlu, “Bu tutarın 3’te biri İZSU Genel Müdürlüğü’nün ilçeye yaptığı yatırımlardır. Neden arıtma, neden çevre, neden sosyal kültürel faaliyetler diye soracak olursanız; hava kirliyse, su kirliyse, toprak kirliyse, gıda ve çevre sağlıklı değilsebu kalkınma nasıl gerçekleşecek? İnsanlar buraya nasıl yatırım yapacak; turizm, kongrecilik, tarım, sanayi nasıl büyüyecek? İnsanlar ancak 24 saat içilebilir su, temiz hava, temiz su, temiz gıda olan yaşanabilir, dünya standartlarındaki bir yere gelir. Çevre yatırımları öne çıkmış kentler başarı kazanıp büyüyor" şeklinde konuştu.
Türkiye nüfusunun yüzde 5’ini İzmir’in barındırdığını belirten Başkan Kocaoğlu, “Buna rağmen İzmir, vergide merkezi hükümete nüfusunun 2 katından fazla katkı sağlıyor” dedi.
Katı atık meselesi
Konuşmasında, Yamanlar'da kurmak istedikleri ancak açılan dava sonucunda beklemede kalan Katı Atık Geri Dönüşüm ve Biyogaz Tesisi'ne de değinen Başkan Kocaoğlu, "Harmandalı'daki çöpün kaldırılması ve toplanan atıkların kurulacak modern tesislerde kazanca dönüştürülmesi konusunda 13 senedir uğraşıyorum. Aramadığım yer kalmadı. Hepsine bir köstek olundu, bir kulp bulundu. Sanki bu çöp sadece benim evimden çıkıyor. En sonunda bulduğumuz yer için bütün kurum görüşleri alındı, evraklar tamamlandı. Olumsuz olan hiçbir şey yok ama iki avukat tekrar dava açtı. Geçen gün gazetelerde Çiğli Kaymakamı Kaya Çıtak, yanında dernek başkanı ve meclis üyesi Mesut Demirkaya il e birlikte ‘Büyükşehir çöpünü Manisa’ya versin’ diyor. Bir Türkiye Cumhuriyeti temsilcisinin siyasi bir propagandanın tam ortasında olması, bizim anladığımız kaymakamlığına ters düşmektedir. Zaten Manisa’da olan biten bir şey de yok. Boş laflarla ortalığı bulandırmak kimseye yakışmaz" şeklinde konuştu.
AKP iktidarının lütfu değil
AKP İl Başkanı Bülent Delican’ın ‘yağmur yağmadan denizin taşmasına bu başkan ne yapsın’ sözleri karşısında bir grup AK Partilinin il başkanını eleştirmesine de yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “Siyaset doğru yapılacak bir iştir. Doğruyu söyledik diye zaman zaman biz de eleştiriyoruz. Doğruyu söylemekten vazgeçersek doğruyu kim söyleyecek. Kanat önderleri doğruyu söylemekten vazgeçerse topluma kim örnek olacak” dedi ve şöyle devam etti:
“AKP’li arkadaşlarımız, vekillerimiz durup durup İzmir Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli’nden sonra en fazla para gelen il diye konuşuyorlar. Bir para yasal çerçevede toplanıyor. Tüm vilayetlerden toplanan parayla merkezi hükümetin bütçesi oluşuyor. Toplam vergi ne kadarsa, ne kadar veriliyorsa, belli bir miktarını Büyükşehir Belediyesi'ne yatırım yapsın diye veriyorlar. Kocaeli’ne gelen, bütün Türkiye’deki akaryakıtın ÖTV’si ile ilgili.. İzmirli esnaf, sanayici, işadamı, tüm yaşayan insanlar vergisini doğru beyan ediyor, zamanında ödüyor ve dolayısıyla Büyükşehir Belediyesi’ne de kişi başına fazla para geliyor. Bu AKP iktidarının bir lütfu değil, kimsenin lütfu değil! İzmirlinin ödediği paranın İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yansımasıdır. Yasanın dışında, kanunen verilmesinin dışında bir kuruş alınmadığı gibi, 5 milyar liralık Özel İdare Malları dağıtılırken bir kepçenin eski lastiği bile Büyükşehir’e verilmemiştir.”
Bakanlığın ayırdığı bütçe "çocuk oyuncağı"
Otogar- Halkapınar metrosu hakkında da konuşan Başkan Kocaoğlu, “Elim kırılsaydı da müracaat etmeseydim. 2008’de herkesin metrosunu yapacağız dediler. Büyükşehir’e de yazı geldi. Biz de yazdık. Şirinyer’i, Narlıdere’yi, Halkapınar’ı yazdık.. O tarihte projesi de hazırdı Halkapınar’ın, onu yolladık. Her tarafta metrolar bitti.. Sene 2008’den bahsediliyordu. Sene geldi 2018’e.. Bu sene bütçede 21 milyon lira, çocuk oyuncağı gibi bir para ayrıldı ki, bu para metronun kazısına yetmez. Müracaat edip isteyip 'hadi biz bu işten vazgeçtik' diyerek tekrar yolumuza tek başımıza devam etmemiz gerek” dedi.
Başbakan'dan neden randevu istedim?
Geçtiğimiz Ramazan ayından bu yana Başbakan'dan beklediği randevu konusunda, Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan’ın ‘Belediye Başkanının muhatabı Başbakan değildir. Bizleriz’ söylemine de yanıt veren Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti:
“Ben birkaç örnekle neden Başbakan’dan randevu istediğimi belirtiyorum. Yeni alınan arabalı vapur ve yolcu gemilerimizi gece barındıracak yerimiz yok. Fırtına çıktığında iskeleleri kopartmasın diye kaptanları, teknikerleri çağırıp gemileri denize salıyoruz. Bostanlı Vapur İskelesi’nin yanında kullanılmayan bir balıkçı barınağı var. 'Onu bize verin, vapurlarımız gece orada sağlıkla emniyetli bir biçimde konaklasın' dedik. 5 seneden fazla oldu, hala verilmedi. Kıyı planları var, onayı verilmeyen. Ucuz kredi bulduk, vermediler. Kültürpark’ta problemimiz vardı, onu halledemedik. Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan dahil olmak üzere hangi bakana gitsek, hangi isteğimizi söylesek, 'Sayın Başbakan’ın haberi var mı?' diye cevap alıyoruz. Bu cevabı alınca, biz de doğal olarak Başbakan’dan randevu istiyoruz. Siz yapın bu basit işleri, biz de ne Başbakan’a gidelim, ne de size gelelim. Burada kimseye cevap veremeyeceğim bir konu yok. Sadece daha fazla konuşursam İzmir’e zarar verir diye alçak perdeden konuşmaya çalışıyorum.”
Kooperatifler bölünmemeli
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, kırsaldaki bazı kooperatiflere destek vermediği yolundaki eleştirilere ise şu cevabı verdi:
“Ben kırsalı kalkındırmaya başladığımda, ayakta kalmayı başarabilen Bayındır Çiçek Kooperatifini buldum. Ödemiş’te Bademli Fidancılık, Kiraz’da İğdeli Peynir Kooperatifi’ni buldum; bunlarla yola çıktım. Ben kooperatiflerin bölünmesini, çok başlılığını istemiyorum ki! Birbirimize rakip çıkartacak durum söz konusu değil. Yeni kooperatif kuracağınıza güçlü olanın yanında durun. Biz de başarılı bulduğumuz güçlü kooperatiflerle yola devam ediyoruz. Dağılmanın, gücü bölmenin hiçbir anlamı yok. Güçten üretim çıkıyor, yatırım çıkıyor, bilim çıkıyor, katma değer çıkıyor.”
Tahir Şahin: İzmir Aziz kalacak
Törende konuşan Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, belediye başkanlarının pek çok iş yaptığını ancak çevreye yapılan yatırımların Türkiye’de en son sıraya atıldığını belirterek, “Bu işin gerçek sahibi İzmir Büyükşehir Belediyesi ve dolayısıyla Başkanımız Aziz Kocaoğlu’dur. Bu arıtma yapılmamış olsa, bütün bu atıklar İzmir körfezine dökülecekti. Herkes yol yapar, kanal yapar, ulaşım hizmeti getirir Türkiye’de; en son para kalırsa da bu tür yatırımlar yapılır düşüncesi var. Ama Aziz Başkan çevre yatırımları en önceye aldı. Çünkü Aziz Başkan çevreyi sevdi, doğayı sevdi. Çevreyi seven insanı sever” dedi ve şöyle devam etti:
“Bana göre en önemli işlerden biri de Selçuk’tan Bergama’ya kadar uzanacak İZBAN hattında Aziz Kocaoğlu’nun büyük payı var. Hiç kimse merak etmesin, dost düşman da bunu böyle bilsin: İzmir Aziz’dir, Aziz kalacak. İZBAN hattı çalışmaya başladıktan sonra 2015-2016 TUİK verilerine göre Menemen, İzmir’in en büyük ilçelerinden biri olmuştur. Her taraf yüzde 1.2 büyürken, Menemen 5.9 büyümüştür. Bunda İZBAN’ın rolü büyük.”
9.4 milyon liralık tesis
Türkelli Atık Su Arıtma Tesisi, 2010 yılında İZSU tarafından ilçede hizmete alınan 100 bin kişi kapasiteli Menemen İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’ne uzaklık nedeniyle ulaşamayan Türkelli, Helvacı ve Hatundere yerleşimlerinin evsel atıklarını arıtacak. 20 bin metrekarelik alanda inşa edilen tesis, 15 bin kişiye hizmet edecek kapasitede bulunuyor ve günde 3 bin metreküp evsel atık arıtıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bugüne kadar kurduğu 20 arıtma tesisinde olduğu gibi, bu tesiste de evsel atıklar Avrupa Birliği standartlarında ileri biyolojik yöntemle arıtılıyor ve arıtılmış sular, ultraviyole ışınları ile dezenfekte ediliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkelli, Helvacı ve Hatundere yerleşimlerinin evsel atıklarının arıtma tesisine ulaşması için ayrıca 9.4 kilometre uzunluğunda kanal hattı döşedi ve üç adet terfi merkezi yaptı. İletim hattı ile birlikte tesis 9.4 milyon liraya mal oldu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Birliği standartlarındaki diğer ileri biyolojik atıksu arıtma tesislerini Bergama, Çandarlı, Aliağa, Yeni Foça, Foça, Menemen, Çiğli, Kemalpaşa, Güneybatı, Çeşme, Seferihisar, Doğanbey, Özdere, Havza, Ayrancılar, Torbalı, Bayındır, Hasköy, Ödemiş ve Urla'ya kurmuştu.