Gizem TABAN / GERÇEKİZMİR - İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aziz Kocaoğlu, Millet İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, Seferihisar Belediye Başkanı Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Tunç Soyer ile birlikte SODEV (Sosyal Demokrasi Vakfı) tarafından düzenlenen yerel yönetimler sempozyumunda bir araya geldi.
- KOCAOĞLU'NDAN PAKDEMİRLİ'YE 'PATATES' GÖNDERMESİ...
KÜLTÜRPARK PLATFORMU KOCAOĞLU’NU BEKLEDİ
Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nde gerçekleşen programda Başkan Kocaoğlu ve Soyer önemli açıklamalarda bulundu. Program başlamadan önce Kültürpark Platformu “Kültürpark’ı Tınaztepe’ye vermeyeceğiz, takipteyiz” yazılı pankartla, protesto için Başkan Aziz Kocaoğlu’nu bekledi. Programın Moderatörlüğünü yapan CHP İzmir Eski Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı devreye girerek platform temsilcilerine protesto yapmamaları ricasında bulundu. Platform temsilcileri Başkan Kocaoğlu ise geldiğinde “ Takipteyiz Başkan” sloganı attı. Ancak Kocaoğlu temsilcilere tepki vermeyerek sempozyumun yapılacağı salona ilerledi.
TÜRKİYE BELEDİYECİLİĞİ’NE YENİ BİR SOLUK GETİRDİM
Konuşmasında İzmir Modeli’ni anlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Belediye başkanı olduğumda bir düşüncem vardı. Belediye başkanları yasaların verdiği görevin dışında kentin kalkınmasından, kentte yaşayanların refahının artmasından da sorumludur ilkesiyle hareket ettim. Türkiye belediyeciliğine yeni bir soluk getirdiğime inanıyorum. Bugün İzmir Modeli’nin, yerelden kalkınma dediğimiz modelin altyapısı bu felsefedir. Göreve geldiğim gün Büyükşehir’in 1 katrilyon 804 trilyon borcu vardı. Üç yıl içinde bu borcu tasfiye ettim. Hiç hayali projeler peşinde koşmadım hep aklı ve bilimi rehber aldım. Bilenlerle oturdum konuştum ve yoluma böyle devam ettim. Önce para durumumu güçlendirmem gerekiyordu. O dönemki Genel Başkanımız Deniz Baykal “Ne yapıyorsun” dedi, “Borç ödüyorum” dedim, “belediye başkanı borç ödemez, belediye başkanlığı böyle bir şey değil” dedi. “Ben emanetçiyim”dedim. O zamanlar, borç sıkıntısını aşmasaydık bugün yaptığımız yatırımların hiçbirini yapamazdık” diye konuştu.
KREDİ NOTU VURGUSU
Belediye başkanlığı görevinin meşakkatli ve sıkıntılı bir iş olduğunu belirten Başkan Kocaoğlu, “Hele ki AKP iktidarında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde muhalefetin en büyük kamu koltuğunda oturmak son derece sıkıntılı, özgüven ve mücadele isteyen; dik durmayı gerektiren bir iştir. Bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kredi notu 3A’dır. Bu Türkiye hazinesinin kredi notundan 15 basamak yukarıdadır. Büyükşehir’de ‘para var’ gibi bir şeyi çağrıştırır ama yoktur; finans yönetimi vardır. Bugüne kadar hiç ödeme sıkıntısı çekmeden 15 yıldır hem yatırımları yaptık hem de itibarımızı arttırarak sürdürdük. Hele ki ekonomik krizde 3A notunu koruyarak 31 Mart’ta başkanlığı Tunç Soyer’e devredecek olmak benim için önemli bir kriterdir” dedi.
İZMİR MERKEZİ HÜKÜMETTEN KÖR KURUŞ DESTEK ALMADI
Kocaoğlu, merkezi hükümeti, İzmir’e destek verme noktasında eleştirerek, “İzmir, Türkiye Cumhuriyeti’ne ye bağlı olduğu için verilmesi gereken bedelin dışında merkezi hükümetten bir kör kuruş destek almamıştır. Bırakın desteği bürokrasideki birçok proje ve planlarımız sürekli ertelenmekte ve ötelenmekte; şu anda bile bekleyen birçok konu var. İzmir, 2004-2017 yılları arasında merkezi hükümete 429 milyar vergi göndermiştir. 105 milyar almıştır. 15 i yatırım 90 milyarı bizim belediyemizin parasıdır. İzmir, kemiksiz merkezi hükümete 324 milyar lira destekte bulunmuştur. Bu en fazla katkı koyan illerin başında gelir. İzmir insanının vergi ödeme ahlakı aydınlık olması ilerici olması bizim işimizi en çok kolaylaştıran noktadır” ifadelerini kullandı.
ZEYBEKCİ’YE DENİZLİ SALVOSU
Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekci’ye de göndermede bulunan Kocaoğlu, Zeybekci ile bir dönem farklı illerde belediye başkanlığı görevi yürüttüklerini hatırlatarak şunları söyledi: “Şimdi ‘İzmir geri kaldı Denizli şöyle oldu’ diye konuşur. Denizli’nin o dönem merkezi hükümete gönderdiği para 16 milyar liradır. Aldığı ise 20 milyar liradır. 4 milyar lira kaynak almıştır. Yani ülkenin kalkınmasına katkıda bulunan bir kent değil; tam tersi kalkındığını söyleyerek bir de bütçeden para alan bir kenttir. İzmir, İstanbul gibi büyük kentler tabiî ki bütçeye para aktarır. Ama Denizli gibi bir kentin 16 verip 20 alan bir kentin; İzmir ile kalkınma yarışına girmesi abestir. Ekonomiden de kalkınmadan da sorumluyuz o zaman kalkınmamız için neler yapacağız? 5 yıl stratejik bir olan yaptık. Bu plan İçişleri Bakanlığı’nın strateji planları incelemesinde birinci olmuştur. Her yıl revize edilerek bugünlere gelmiştir. Sonra Yarımada nasıl kalkınır diye bir soru sordum kendi kendime. Bunu bir yarışma ile belirledik. Hep bilime dayalı, ayakları yere basan gerçeklere oturan projeler yaptık. Birçok konuda eleştirildik yarın da eleştirileceğiz. Ama yaptığımız yol haritasında bir Allahın kulu kalkıp da bu projen gereksiz diye bir eleştiride bulunmadı.”
AK BELEDİYECİLİK DİYE BİRŞEY YOK, BELEDİYECİLİK BİZİM İŞİMİZ
AK Parti iktidarını eleştiri yağmuruna tutan Kocaoğlu, AK Parti’nin görevden aldığı belediye başkanlarını anımsatarak, “Ben AK bir şey göremiyorum, belediyecilik de belediye başkanı da göremiyorum. 15 sene İstanbul’u yönetti bir teflonla gitti. 25 sene Melih Bey yönetti bir telefonla gitti. Recep Bey, Bursa’yı yönetti bir telefonla gitti. AK belediyecilik diye bir şey yok. Belediyecilik bizim işimiz. Hemşerisinin standardını yükseltmek, insanı sevmek bizim felsefemiz. Çıkar ilişkilerine girmemek bizim felsefemiz. 15 sene içerisinde kimse şuna çıkar rant sağladı diyemez. İzmir altyapısıyla arıtmasıyla çevre yatırımlarıyla bugün Türkiye’nin en önde olan kentidir. Bakmayın siz söylentilere… Raylı sistemi eleştirirler, 1 metre yapmamışlardır. Arıtmayı eleştirirler ama ne olduğunu bilmezler. Soğanı doğrayan, metroyu da yapan bilir. Bugün belediyecilik yapmak AKP iktidarında çok zor. Milat 2011 yılıdır. O yıla kadar açtığımız imar davalarının yüzde 90’unu kazandık. 2011 den sonra ise hukuk sitemi çöktü. Hukuk yürütmenin emrine girdi. Sabah yine 8 den itibaren buraya gelene kadar planlama ile toplantıdaydık. Birçok konuda dava açmak için karar verdik. Tarihe not düşmek için açıyorum. Ben buna karşıydım demek için açıyorum. Kazanma umdum çok sınırlı. İnşallah kazanırız” diye kaydetti.
KÜLTÜRPARK AÇIKLAMASI
Kültürpark’ta bulunan İZFAŞ binasının Tınaztepe Üniversitesi’ne 3 yıllık bedelsiz tahsiline ilişkin de konuşan Kocaooğlu, “Bornova’dan annesini babasını tanıdığım bir çocuk. Geldi dedi ki, ben üniversite kuruyorum. ‘Buca’dan 100 dönüm arazi aldım eğer bana yer verirsen Tıp Fakültesi’ni 3 sene önce eğitime başlatmak istiyorum’ dedi. Biz de meslek fabrikasının olduğu yerde bir yer verelim dedik. Orayı İZSU bize tahsis ettiği için; tahsisin tahsisi olmayacağı olmaz dedik. Fuarı da Fuar İzmir’e taşıdığımız için boş yer var verelim dedik… 3 seneliğe 50 öğrenci teorik tıp dersi görecek! Kıyamet koptu, hala da koparıyorlar. Bir tıp fakültesinin eğitimine 3 sene önce başlaması, tıp öğrencilerinin fuarda eğitim görmesinin kime ne zararı olur? ‘Aziz, Kültürpark’ı sattı’ noktasına nasıl gelinir bunu ben herkesin değerlendirmesine sunuyorum. Bu zihniyet; korurken öldürmek, boğazını sıkmaktır. Bunun kime ne zararı var? 3 sene sonra gidecek… Bunu konu yapmak bile kime ne yarar sağlar kim ne düşünür bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
SEÇİLECEK NOKTADA OLMAYACAĞIM!
Bundan sonra amatör olarak siyasetin içinde yer alacağını ancak hiçbir zaman seçilecek bir noktada olmayacağını vurgulayan Kocaoğlu, “Sosyal demokrat belediyeciliğe kentin refahını arttırdığıma, yaptığım sosyal projelerle ve ilkeli duruşumla zaman zaman da her türlü şeyi göze alarak yaptığım çıkışlarla İzmir’de kentlilik bilincini arttırdığıma İzmir’in diğer kentlerden daha iyi bir yaşam sürdüğüne canı yürekten inanıyorum. Bundan sonra seçilecek hiçbir noktada olmayacağım. Ama siyaseti yaşam biçimi olarak hayatımın sonuna kadar amatör siyasetçi olarak sürdüreceğim” açıklamasında bulundu.