Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, Ege Tv’de yayınlanan Politika Durağı programında Gazeteciler Sercan Avcı ve Onur Çakır’ın sorularını yanıtladı. Denizli, kendisine yöneltilen sorulara samimi ve bir o kadar çarpıcı yanıtlar verdi.
“Ailem her zaman bana Türkiye’de siyasetin çok bel altı olabildiğini, dolasıyla işin mutfak kısmında kalıp, ön planda çok da olmamam yönünde telkinde bulundular” diyen Denizli, “18 yaşında siyasete başladım. 15 yılım siyasette. Aslında mücadele ederek geçirdim. Aileme karşı da siyasette yer almak için. Çünkü inandığım ve özellikle ülkem için sahip olduğum idealleri hayata geçirebileceğim topluma ne katabiliyorsam, elimi taşın altına koymak için girdim. Aslında Türkiye’de her alanda olduğu gibi yalnızca siyasette değil, nerden bakarsanız, bakın kadın olmak zor bir şey. Siyaset gibi aslında birazda erkek anlayışının uzun yıllardır hüküm sürmeye çalıştığı bir arenada kadın olmak tabi ki daha da zor. Gülşah Başkanımızın çok kıymetli bir dostum. Gençlikten beri birlikteyiz. Ne kadar çirkinleşebileceğini ne kadar aşağılık noktaya gidebileceğine toplum olarak yaşadık. Dolasıyla kadın olarak var olmak kıymetli. Yeterli mi, değil. Ama Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel bu konuda çok büyük bir irade ortaya koydu. Dedi ki; hayır bu böyle gitmeyecek. Gençlere ve kadınlara yol açılacak. Yeni şeyler söyleyeceğiz. Eşit temsiliyetten korkmayacağız. Yetmez çünkü yüzde 50 olması gerekiyor” dedi.
5 YIL SONRAYI İŞARET ETTİ
Denizli, kendisiyle ilgili belli bir kesimin “siyaseti bilmiyor” şeklinde ortaya attığı iddia ile ilgili, “Benim onlara sözlü bir şey söylememe gerek yok. 5 yıl sonra bu konuya bakarız. 5 yıl sonra ben neredeyim, bunları söyleyenler nerede bakarız. Sonuçta benim işim cevap vermek değil. Çok nadir bu konulara tepki koyuyorum. Benim işim çalışmak. Sayın genel Başkanımız ve Parti Meclisimiz bizleri aday yaparken, herkese laf yetiştirelim diye aday yapmadı. Benim tek işim Çeşme halkına en iyi şekilde hizmet etmek” dedi.
İZMİR SİYASETÇİSİ DEĞİLİM AMA BÜTÜN AİLEM ÇEŞME’DE!
Geçmişte İstanbul’da siyasette hatırlatılması üzerine konuşan Çeşme Belediye Başkanı Lali Denizli, şunları söyledi:
“Ben İzmir siyasetçisi değilim. Bunu inkar etmedim. İzmir örgütünde ortaya koymuş olduğum bir emek yok. Ben bir parti emekçisiyim. Dolasıyla burada parti emeği konuştuğumuzda bunu lokalleştirmeyi düşünebilir misiniz, tabi ki düşünebilirsin. Ama yarın öbür gün Genel Başkanımız, Genel Merkezimiz bize gidip Ardahan’da görev alacaksınız denirse gider alırız, bundan da şeref duyarız. Kaldı ki bana memleketimde siyaset yapma ödülü verildi. Benim ailem Çeşme’de doğdu. Bizim aileden mesleği nedeniyle İzmir dışına çıkan tek kişi babamdır. Benim bütün ailem Çeşme’de yaşıyorum. Dolasıyla ben yabancısı olduğum yere getirilmedim”
İSTANBUL VE İZMİR SİYASETİNİN FARKI: BAĞ
Siyaseten İstanbul İzmir arasındaki farka da değinen Başkan Denizli, “Çok farklı, İstanbul bir ülke… Burada yereldeki günlük meseleler çok büyütülebiliyor. İstanbul’da bir ilçede bile bir olayın duyulması belki haftalar alabiliyor. Çünkü İstanbul 20 milyonluk bir ülke. Herhangi bir şehirle kıyaslanabilecek bir il değil. İzmir’de büyük bağı var. İzmir’in en büyük farkı bağı var. Geçmiş biliyor, aileler biliniyor. Bir geçmiş bilme hikayesi var. O da çok kıymetli bir şey. Çeşme’de gezerken, biz babaannenle mevlit okumaya gidiyorduk diyorlar”
KİŞİ SİYASETİNE İNANMIYORUM
Denizli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yakın siyaset yaptığı iddiası ile ilgili de çarpıcı konuştu. Denizli, “Kişi siyasetine kesinlikle inanmıyorum. Biz partimizi biliriz ve partimiz için çalışırız. İstanbul Belediye Başkanı başka bir partinin belediye başkanı mı? İzmir İl Başkanı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı ziyaret ettiğinde bundan niye rahatsızlık duyuluyor? Ya da Sayın İmamoğlu ile 2019 seçimlerinde daha öncesinde çok güzel çalışmalara imza attık. Bunun nesi yanlış? Parti için kötü bir şey mi yaptık, Sayın İmamoğlu’nun yakını, uzağı… Biz partiliyiz. Birine yakın olmak, uzak olmak gibi bir şey olmaz. Günün sonunda Ekrem Başkan’ın toplumsal olarak sahip olduğu yerden doğru tartışılıyor ama biz partimizin bütün belediye başkanlarıyla görüşüyoruz. Ekrem İmamoğlu’nun ekibinde çalıştım bundan büyük bir gurur duyuyorum. Ben bunu bir parti insanı olarak yaptım. Sayın Genel Başkanımızla çok uzun yıllar çalıştım. Benim çok gençlik yıllarımı bilir. Yaptığım her çalışmadan gurur duyuyorum. Birin adımı, gösterilme çalışması çok fazla oluyor. Bundan rahatsız değilim çünkü hiç umursamıyorum. Sayın Cemil Tugay ile Sayın Ekrem İmamoğlu ile bir araya geldiğinde ona mı yaklaştı, ondan mı uzaklaştı… İki tane tecrübeli belediye başkanının birbirine fikir aktarmasından daha güzel ne olabilir ki!”
BİLMEYENLER TEPKİ KOYDU, ÖĞRENDİKTEN SONRA YOK OLDU
“Sizin kabullenemeyenler kenarda bekliyor mu?” sorusuna Başkan Denizli, şöyle yanıt verdi:
“Kenarda bekleyen hiç kimsenin olmadığını söyleyebilirim. Eleştiren olabilir, orda olduğum için eleştirdikleri için kenarda bekleme durumu değil. Çünkü ben sahada olan bir belediye başkanıyım. Sokaktaki vatandaşın bana karşı yansımasını görüyorum. Beğenen ya da beğenmeyen vardır. Buna bakmıyorum. Halk buluşmaları yapıyorum. 3 mahalleyi birleştiriyorum. Bürokratlarımla birlikte hesap veriyorum. Dolasıyla kimse beni Lal olarak sevmek zorunda değil. Ben 4,5 yıldır Çeşme’de yaşıyorum. Dolayısıyla İstanbul’dan gelmedim. Siyaseten burada örgütlü değildim. Yaşadığım yerde belediye başkanı adayı oldum. Onu bilmeyenler tepki koydu. Onu öğrendikten sonra zaten o tepki hızlıca yok oldu”
ÖRGÜT OKUMASINI YAPMAK ZORDUR
Çeşme Belediye Başkanı Denizli, CHP’deki kadın ve gençlik kolları kongrelerinde kazanan adayları desteklemesi ile ilgili, “Örgüt okumasını yapmak çok zordur. CHP örgütü köklü bir örgüt. Okuması kolay olan bir örgüt kesinlikle değildir. Bu delegelerimize haksızlık olur. Konjektörü anlamaya çalışmak, neyi ne için yaptığını gözlemleyebilmek ve bir masada oturduğunda biri sana fikrini sorduğunda bir argüman sunabilmek önemli. Belediye başkanı olarak tabi ki iradem olur ama ne kadın kolları ne gençlik kollarında başkanlarımıza bunu yapıyoruz demedim. Bana fikrim sorulduğunda sadece fikrimi söyledim. Bence böyle olması doğru olur ama son karar sizin dedim. Bunu siyasetten söylemiyorum. Aksini yapsalardı da benden ters bir tepki görmezlerdi.
CEMİL BEY’LE ÇALIŞMAK BÜYÜK BİR KEYİF
Denizli, İzmir özelinde partide bir ayrışma olup olmadığıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kendi adıma, belediye başkanları dostlarımla kesinlikle bir ayrışma olduğuna inancım yok. Cemil Başkanımız aday olduğumuz günden beri, ‘nasılsınız, bir ihtiyacınız var’ diye sordu. Bir karar alındığında bir eleştiri yapıldığında veya destek verildiğinde uzun uzun dinliyor. ‘ Ben bu karar kararı aldım, bu karara uyacaksınız’ tavrı olmadı. Hatta benim için Cemil Başkan ile çalışmak inanın büyük bir keyif. Belediye başkanların herkesin istediği kadar söz hakkı vardı. Dolayısıyla bu her ilde bu şekilde mi, ben bilmiyorum”
İNANMADIĞIM HİÇBİR ŞEYİ YAPMAM
“İnanmadığım hiçbir şey yapmam. Kılıç çekmek tabirini parti içi herhangi yarışta doğru bulmuyorum. Günün sonunda o sandık kapandığında biz yol arkadayız. Örgütün bir parçasıyız. Bu zihniyet var mıydı, vardı. Geçmişte partilisine kılıç çeken var mıydı, vardı. Ama değişim bunun için çok kıymetli. Parti içi iradenin bir düşmanlık olmadığı iradesinin koymak kıymetli. İradem daima inandığım şey olur”