Kaza, Mustafa Kemal Sahil Bulvarı Göztepe Köprüsü yakınlarında 24 Mart 2017'de meydana geldi. Özel bir kolejin lise 2'nci sınıf öğrencisi Bora Aşçılar'a, gitar kursuna giderken yolun karşısına geçmek istediği sırada Mehmet Emrah Kurtoğlu'nun idaresindeki otomobil çarptı. Lise öğrencisi kazada ağır yaralandı. Kazayı görenlerin durumu bildirmesi üzerine gelen sağlık ekiplerinin müdahalesinin ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan Aşçılar, yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Kaza sonrası 1.03 promil alkollü olduğu belirlenen sürücü, emniyetteki ifadesinin ardından sevk edildiği adliyede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Soruşturmayı yürüten savcı, sürücü Kurtoğlu hakkında 'bilinçli taksirle ölüme neden olma' suçundan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.
İzmir 27'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın son duruşmasına Bora Aşçılar'ın babası Rıfat Osman Aşçılar, annesi Hayal Aşçılar, tarafların avukatları ve talihsiz gencin sınıf arkadaşları katıldı. Tutuksuz sanık Mehmet Emrah Kurtoğlu ise duruşmaya gelmedi. Hakim, İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun mahkemeye ulaştığını belirtti. Aşçılar ailesinin avukatı raporda kaza analizinin yapılmadığını söyleyerek, rapora katılmadıklarını ifade etti.
'BU ŞEKİLDE YARGILAMA YAPILAMAZ'
Söz alan baba Rıfat Osman Aşçılar, olay sonrasında hazırlanan bilirkişi raporunun yasaya uygun olmadığını belirterek, "Hakim bey, sizin arkanızda ‘Adalet devletin temelidir’ yazıyor. Benim 16 yaşındaki oğlum, 1.03 promil alkollü, elinde telefonu olan, süratli giden, makas atan ve yandaki araca çarpmamak için oğluma çarptığını söyleyen bir katil tarafından öldürüldü. Bu ülkede yılda 7 bin 454 kişi trafik kazalarında can veriyor. Burada konu olan Bora’nın ölmesi değil. Biz bu ölümlerin önüne geçmek için çaba gösteriyoruz. Benim oğlumun kazasında bilirkişi olan polisin bilirkişi olma yetkisi yok. Bilirkişi olması gereken şartları taşımıyor. Kaldı ki kendisi KHK ile meslekten atılmış. Benim oğlumun alacağı nefesler, bir teröristin eline bırakılamaz. Bu kişinin bilirkişi olması mümkün değilken, bu şekilde yargılama yapılamaz. Ben yeniden yargılama yapılmasını istiyorum" dedi.
Bora’nın annesi Hayal Aşçılar da sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ederek, "Benim oğlum 788 gündür yok. Onu çok özlüyorum. O geri gelmeyecek biliyorum. 1.03 promille oğlumu öldüren katilin en ağır cezayı almasını istiyorum. Kaza sırasında 4.5 yaşındaki kızı da yanında olan sanığın, kendi çocuğunun yaşamına saygısı yokken, benim 16 yaşındaki oğluma nasıl saygısı olsun. Vereceğiniz kararla acımızı hafifletmenizi istiyorum" diye konuştu.
Aşçılar ailesinin avukatı da sanığa üst sınırdan ceza verilmesini, kaza sonrası ve duruşmalarda aileye baş sağılığı bile dilemediğinden iyi hal indirimi yapılmamasını talep etti.
Sanık avukatı ise müvekkilinin kusursuz olduğunu öne sürerek, beraat kararı verilmesini istedi. Hakim, sanığa 'bilinçli taksirle ölüme neden olma' suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası verirken, kazayı alkollü halde yapmasından dolayı cezasını 3 yıl 4 aya çıkardı. Sanığa iyi hali indirimi uygulayan hakim, cezasını 2 yıl 9 ay 10 güne indirerek, cezası süresince ehliyetine de el konulmasına, cezasının paraya çevrilmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar vererek duruşmayı bitirdi. (DHA)