MHP'den yapılan açıklamaya göre, Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın imzasıyla il başkanlıklarına "İdlib" konusuna ilişkin bilgi ve uyarı notu gönderildi.
Suriye'de ateşkes ve barışın temini için kurulan gözlem noktalarının emniyetini sağlamak üzere İdlib kırsalında bulunan Türk askerlerine hava saldırısı düzenlendiği ve 36 askerin şehit olduğu ve yaralıların bulunduğu hatırlatılan yazıda, saldırının Rusya'yla ilişkilerini kullanan Suriye rejim güçlerince gerçekleştirildiğine işaret edildi. Bilgi ve uyarı notunda şu değerlendirme yapıldı:
"Rusya'nın, Suriye'de akan kanın durması ve kalıcı ateşkesin temini için Türkiye'nin gösterdiği olağanüstü çabaları göz ardı ettiği, Astana ve Soçi süreçlerine taraf olmak suretiyle üstlendiği rejimi dizginleme sorumluluğunu yerine getirmediği görülmektedir. Suriye rejimi, bu alçakça saldırıyla sadece kendi ülkesinde insanüstü çabalarla ekilen umut tohumlarını kurutmamış, aynı zamanda hem bölgenin hem de dünyanın barış ve sükununu tehlikeye sokmuştur. Barış ve ateşkes gayretlerine darbe vuran bu saldırı, Suriye'nin akıbetini daha da belirsizleştirdiği gibi, Soğuk Savaş sonrasında kendine konsept arayan yeni küresel yapılanma çabalarını da sekteye uğratmış, dünya topyekun bir konvansiyonel savaş uçurumunun eşiğine gelmiştir."
"İDLİB, BÖLGESEL YANGINDAN DÜNYAYI SARAN CEHENNEME DÖNÜŞMEK ÜZERE"
Astana ve Soçi mutabakatlarının altında imzası bulunanların yükümlülüklerini kısa sürede unuttukları, Suriye'de iç savaşın oluşturduğu kaosun ortadan kaldırılmasına yönelik Türkiye'nin iyi niyetli girişimlerinin sürekli engellendiği veya ertelendiğine değinilen notta, İdlib'in bütün gerginliğin biriktiği patlamaya hazır saatli bombaya, kirli hesapların ve çıkarların kesiştiği ölüm kavşağına dönüştüğü vurgulandı.
Bu durumun sadece Suriye'yi değil, Türkiye başta olma üzere bölge ülkelerini ve bütün dünyayı derinden etkilediği belirtilen notta, Astana ve Soçi uzlaşmalarıyla ortaya çıkan sorumluluklar yerine getirilmediği için İdlib sorununun çıkarların çatıştığı bölgesel bir yangından bütün dünyayı saran küresel bir cehenneme dönüşmek üzere olduğu aktarıldı.
İdlib'in rejim güçlerinin eline geçmesi halinde milyonlarca Suriyelinin de göç yollarına düşeceği, mültecilerin sadece Türkiye sınır kapılarına dayanmayacağı ve Avrupa'ya ulaşmanın yollarını arayacağı anlatılan notta, en çok mülteciye kucak açan ülke konumundaki Türkiye'nin tahammül sınırlarının sonuna geldiğine ve yeni bir sığınmacı dalgasını kaldıracak imkanlara sahip olmadığına işaret edildi.
Teşkilatlara gönderilen bilgi ve uyarı notunda, "Şüphesiz artık İdlib, İdlib'den ibaret değildir. İdlib'den başka, Türkiye'nin Libya'da, Doğu Akdeniz'de attığı kararlı ve haklı adımlardan duyulan rahatsızlık vardır, Suriye'nin doğusuna düzenlenen ve bütün dengeleri değiştiren askeri harekat vardır. Yani, aslında çatışmasızlığın merkezi olarak planlanan İdlib'in aniden alev topuna dönmesinin arkasında, küresel aktörlerin kirli hesaplarının bozulması yatmaktadır. Her şeye rağmen Türkiye bölgesinde güvenlik çıkarlarını korumak ve egemenlik haklarını muhafaza etmek için her türlü adımı atmaktan bir an tereddüt etmeyecek, bir lahza geri durmayacaktır" görüşüne yer verildi.
Gerek bölgesel gerekse küresel faaliyetlerinde uluslararası hukukun gereğini yerine getiren Türkiye'nin milletlerarası anlaşmalardan kaynaklanan haklarını sonuna kadar cesaretle kullanacağına dikkat çekilen notta, rejimin alçakça saldırılarına hak ettiği cevabın misliyle verileceği ve şehitlerin kanlarının yerde bırakılmayacağı vurgulandı.
"MHP, İDLİB BAĞLAMINDA VERİLEN MÜCADELEYİ DESTEKLEMEKTEDİR"
Türkiye’nin İdlib bölgesindeki caydırıcı operasyonlarının, artık düşman hedef olarak görülen rejim güçleri etkisiz hale getirilinceye kadar ve ne pahasına olursa olsun sürdürüleceği ifade edilen notta, şunlar kaydedildi:
"MHP, Türk Silahlı Kuvvetlerince İdlib bağlamında sahada verilen mücadeleyi ve hükümet tarafından diplomatik yollardan sürdürülen çabaları bütün varlığıyla desteklemektedir. Türk milletinin bekasını ve devletimizin egemenlik haklarını ilgilendiren bu meselenin partiler üstü olduğu unutulmamalı, atılan adımlar MHP teşkilatları ve camiamız tarafından hayat memat meselesi olarak görülmelidir. Şehitlerimiz ve yaralılarımızın olması dolayısıyla yurdun dört yanında infial halindeki milletimizin, tepkisini göstermesi tabiidir ancak teşkilat mensuplarımız duygusal tepkileri fırsat bilip kitle psikolojisini kaşıyarak tahriklere yeltenen kötü emelli kişi ve odakların harekete geçebileceği ihtimali hatırda tutulmalıdır. MHP teşkilatları ve mensuplarımız, kalabalıkları kargaşaya sevk eden maksatlı teşebbüslere karşı dikkatli ve müteyakkız olmalı, bu konuda gereken tedbirler titizlikle alınmalıdır. Heyecan ve acıyla izhar edilen haklı tepkiler, sağduyu kumaşına sarılmalıdır. Genel Merkezin bilgisi dışında kişisel girişimlerde bulunmak ve inisiyatif almak isteyenlere engel olunmalı, bütün teşkilatlarımız Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu birlik ve bütünlük ruhuna yaraşır bir tutum içinde bulunmalıdır. Sosyal medya üzerinden toplumu ümitsizlik ve kaosa sürükleme amacıyla yapılan kara propagandalar ve kışkırtmalara karşı da dikkatli olunmalı, paylaşımların üzerimize düşen hayati sorumluluğun bilinciyle yapılmasına özen gösterilmelidir. Bu vesileyle vatanın selameti ve milletimizin bekası uğruna canlarını feda ederek İdlib'de toprağa düşen aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, kederli yakınlarına ve milletimize başsağlığı ve sabrıcemil diliyoruz."(AA)