ABD'li R.J.L (27), Gökçeada'da yaşıyordu. 5 yıl önce evlendiği Ö.C.L'den (41) 3 çocuğu vardı. Ancak evliliklerinin 2'inci yılında boşanmak istedi.
Hürriyet gazetesinden Özge Eğrikar'ın haberine göre, İstanbul Aile Mahkemesi'ne açılan davanın dilekçesinde özetle şu iddialara yer verildi:
"Ö.C.L., evlendikleri günden beri İsa peygamberin yaşadığı dönemin adetleriyle evliliklerini sürdürmek istiyor. Çamaşır ve buulaşık makinesi gibi aletlerin doğal hayata aykırı olduğu düşüncesiyle alımını engellemiştir. Evliliğinin ikinci yılından itirabaren R.J.L.'ye bu şartlarda yaşaması diretilmiştir. R.J.L., Türkiye'de yüksek eğitimleri olan bir ailenin yanında doğmuş ve büyümüştür. Eşinin dayattığı şartla bugün köylerde bile yoktur. Tanıdıkları papazlar bile davacı eşe bu uygulamanın bu devirde mantıklı olmadığı konusunda nasihatte bulunmuştur. İkiz çocuklaırna hamile olduğu dönemde R.J.L ailesinin yanına dönmüştür."
Davalı Ö.C.L. ise, cevap dilekçesinde eşinin tüm iddialarının gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini istedi. Eşinin kendisine duygusal yakınlık ve şefafflık göstermediğini belirten Ö.C.L. şunları söyledi:
"Hayat felsefem, dini inançlarım, ekonomik koşullarım tanıştığımızdan beri ortadadır. Köye ilk taşındığımızda elektrik tesisatı olmasa da ev sahibi ABD'den gelir gelmez yaptırıldı. Çamaşır makinesinin bulunmadığı, komşununkini kullandığımız doğrudur. Çamaşırları kendi yıkayacağıma söz vererek rızasını aldım. Hamile eşime bir bakıcı gibi baktım. Kocalık ve babalı vazifelerimi fazlasıyla yerine getirdim. Amacı ailesiyle tamamen ABD'ye gidip yerleşmek"
Yaklaşık 3 yıl süren yargılamya sonucu dava dosyasını karara bağlayan mahkeme, çiftin boşanmasına karar verdi. Çocukların velayetini anneye veren mahkeme, baba Ö.C.L.'nin çacuklarına 600 lira iştirak nafakası ödemesine karar verdi.
Sayfa başına git