CHP İzmir Milletvekili Nalbantoğlu tarafından hazırlanan Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına yönelik önergenin gerekçesinde şu ifadelere yer verildi:
“Dünyada yaşanan ekonomik gelişmelere paralel olarak özellikle 1800’li yılların ikinci yarısından itibaren kayıt tutma mesleği yeni bir boyut kazanmış ve muhasebe mesleğine dönüşmüştür.
Bu bağlamda, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, Avrupa ülkelerinin büyük bir kısmında muhasebe meslek mensupları, vergi sistemlerinin başarısında vazgeçilmez unsurlar olarak kabul edilmişlerdir.
Ülkemizde ise Cumhuriyetin ilanıyla birlikte modern devlet sistemine geçiş, ekonomik yaşamın düzenlenmesi ve muhasebe mesleğine olan ihtiyacı doğurmuştur. Bu doğrultuda, 1932 yılından başlayarak meslek ilkelerini düzenlemek, meslek mensuplarını bir örgüt etrafında toplayarak belirli nitelikler kazandırmak, düzenli ve seviyeli bir hizmet anlayışını oluşturabilmek amacıyla çeşitli çalışmalar yapılmış ve yasama organına sunulmuştur. Bütün bu mücadeleler sonucunda ise çağdaş dünyanın vazgeçilmez unsurlarından biri olan mali müşavirlik mesleği 13 Haziran 1989 tarihinde yayınlanan 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu ile yasal statüsüne kavuşmuştur.
Ancak meslekle ilgili yasal mevzuatın oluşturulması ve muhasebe mesleği icra edenlerin bir meslek yasası şemsiyesi altında örgütlenmelerine rağmen, uygulamada karşılaşılan sorunlar ve değişen koşullara uyum sağlanmasına yönelik düzenlemeler bir zorunluluk haline gelmiştir. Modern yaşamın her alanında yaşanan değişim ve yeniliklere bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar, bütün meslek gruplarında olduğu gibi muhasebe ve müşavirlik mesleğini de etkilemiştir.
Mesleki uygulamalardaki otomasyona, teknoloji kullanımına ve yapay zekâ kullanımına ilişkin hiçbir mali destek ya da teşvik alamayan mali müşavirler, artan maliyetler nedeniyle hayat konforu düşen ve kendi sorunları ile baş başa bırakılan bir meslek grubuna dönüşmüş, beden ve ruh sağlığı açısından üzerlerine yüklenen yükü taşıyamayacak hale gelmişlerdir. KOSGEB desteklerinden mahrum bırakılan mali müşavirler, kamunun bilişim altyapısındaki yetersizlikten, karmaşık beyanname sistemine, vergi mükellefleri adına talep edilen her türlü bilgiden, sanayi sicil belgesi bulunan kurum ve kuruluş, firma ve şahısların işletme cetvellerinin gönderilmesine kadar mesleki anlamda bir dizi zorlukla karşı karşıya bırakılmıştır. Devletin, vergileri ve sigorta primlerini toplamada en büyük yardımcısı olan mali müşavirlik mesleğinin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması, sistemin güncellenmesi ve düzenli bir şekilde işlemesi için bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu konuda öncelikli olarak yapılması gerekenler ve atılacak adımlar ise şunlardır:
· Beyan ve bildirimler sadeleştirilmelidir.
· Kamunun dijital altyapı sistemlerinin sorunsuz olarak çalışması sağlanmalıdır.
· Kurumlar Vergisi, Muh/SGK, KDV1 ve KDV2, E-Defter, 1’inci Geçici Vergi, TÜİK Anketleri, Yıllık İşletme Cetvellerinin son bildirim süreleri ötelenmeli, süre uzatımları son gün ve son saatlere bırakılmamalıdır.
· E- Defterler Aylık ve 3’er aylık dönemler halinde değil, yıllık olarak gönderilmelidir.
· E-Defter ve Berat İkincil kopya gönderimleri kaldırılmalı, E-Defterlerin meslek mensubu şifresi ile gönderilebilmesi sağlanmalıdır.
· Enflasyon düzeltmesi geçici vergi dönemlerinde değil, yıllık olarak yapılmalıdır.
· Form BA ve Form BS bildirimleri kaldırılmalıdır.
· Gekap beyannameleri ve Gerçek faydalanıcı bildirimleri kaldırılmalıdır.
· Resmî tatillere denk gelen beyan süreleri, ilave bir bildirim ya da idari karar olmaksızın tatil süresi kadar uzatılmalıdır.
· KDV2’nin tahsilat denetimi mali müşavirlere yüklenmemelidir.
· Artan enflasyon, yüksek kira ve ücret artışları ile baş edilmesi için KOSGEB imkanlarından yararlanılmasına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.
· Hem mükelleflerin hem de mali müşavirlerin işlerini zorlaştıran vergi beyannamelerindeki karmaşıklık basitleştirilmeli, süreç kullanıcı dostu olarak güncellenmelidir.
· Meslek yasasının günümüz koşullarına göre tekrar düzenlenmesi, kamu görevi gören mali müşavirlerin de diğer kamu tüzel kişiliğine haiz kurum, kuruluş ve odalarla eşit hak ve kazanımlara sahip olabilmesine yönelik yasal düzenlemeler yaşama geçirilmelidir.
Bütün bu gerekçeler ışığında;
Değişen ekonomi politikaları ve uygulamalara bağlı olarak iş yükü artan serbest muhasebeci mali müşavirler ile yeminli mali müşavirlerin çalışma yaşamının günümüz koşullarına göre düzenlenmesi ve mesleki ve örgütsel sorunlarının kalıcı olarak çözülmesine yönelik politikalar geliştirilmesi amacıyla Anayasa’nın 98. TBMM İç Tüzüğü’nün 104. ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz.”