Başbakan Binali Yıldırım, TBMM Başkanı olacağına yönelik iddialara yanıt verdi.
AA'ya konuşan Yıldırım, "Onun kararını ben vermem. Şöyle söyleyeyim, benim liderim, partimizin genel başkanı ve partimiz ne yönde karar alırsa, neyi münasip görürse biz her türlü görevi yaparız" dedi.
Yıldırım, "Bu da çok uzun bir süre değil. Yakında ne olacağı belli olur" diye konuştu.
Başbakan Yıldırım'ın gündeme ilişkin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Karşı taraftaki adayların retorikten, söylemden öteye elle tutulur bir şeyleri yok. Arka planında bir tecrübe de yok. Yapılmış işler de yok. Bütün bunları vatandaş değerlendirdi. Vatandaş niye değerlendiriyor, çünkü vereceği karar kendisinin geleceğini ilgilendiriyor. Bütün bunların özeti olarak sonuç ortada. Açık ara farkla, en yakın adayla arasında 11 milyon oy fark var, böylece bu süreç tamamlandı.
Bu seçimin böyle ittifaklar arası bir keskin rekabete dönüşmesini istemezdik. Nihayet bir cumhurbaşkanı seçeceğiz, parlamentoda vekilleri seçeceğiz. İş döndü dolaştı, karşı taraftaki ittifak tek bir noktada anlaştı. Adayları teke düşüremediler ama anlaştıkları tek bir nokta vardı, Recep Tayyip Erdoğan olmasın, ne olursa olsun.
"MESAJI ALDIK"
1 Kasım seçimlerine göre AK Parti'nin oyunda, milletvekili sayısında düşme var. Doğrudur. Bu da bize bir mesajdır. AK Parti olarak bu mesajı aldık. Biz seçimlerde ittifaktık. Seçmen bir parti gibi hareket ettiğimizi değerlendirdi. Ha buraya ha oraya vermişiz diye düşünüldü.
Bizim kaybolan oylarımız ortağımızda, ortağımızın kaybolan oyları da başka bir partide. Sonuçta herkes memnun halinden. Parlamento yapısı da bu haliyle herhangi bir sorun teşkil etmiyor. AK Parti'nin içinde olmadığı hiçbir yasama faaliyeti sonuç çıkarmaz.
"SEÇİM BİTTİ ARTIK GEÇİM ZAMANI"
Denetim ve yasama faaliyetlerinde Meclis daha etkin hale gelecek. Yeni dönemde Meclis'in önemi artıyor. Seçim bitti, artık geçim zamanıdır. Yatırımcı yatırımını, tatile giden tatilini planlayacak ve hayat tüm yönleriyle devam edecek.
"DÖNÜŞÜ OLMADIĞINI ANLADIK"
15 Temmuz'u yaşadıktan sonra bu işin dönüşünün olmadığı ve mutlaka bu meseleyi kökünden çözmek gerektiği kanaati iyice toplumda da yerleşti, bizde de yerleşti.
Türkiye 1924-2002 arası ortalama yüzde 4,7 büyüdü. 2003-2017 arası 5,7 büyüdü ortalama. Şimdi bunun anlamı ne biliyor musunuz? Eğer Türkiye 1924'ten bugüne 5,7 büyüseydi bugün dünyanın 7. büyük ekonomisi olacaktı 2,3 trilyon dolarla, Fransa'dan sonra gelecekti. Şimdi 17. sıradayız.
"CUMHURBAŞKANIMIZLA ÇALIŞMAK KEYİFLİ BİR İŞ"
Cumhurbaşkanı, rahatı sevmeyen bir adam. Rahat olmak isteyeni de sevmiyor. Kendi de rahat etmez, yanındakileri de rahat ettirmez. Böyle bir iş tutuş şekli var. Alışık olmayanlar bu yolculukta dayanamazlar. Bu neden kaynaklanıyor? Memleketin meselelerine olan hassasiyetinden kaynaklanıyor. Cumhurbaşkanımızla çalışmak keyifli bir iş.
(Başkanlık sistemi) 1950 ihtilalinden bu yana bu sistem hep tartışılıyor ve değişmesi yönünde seçim vaatlerine bunu koymayan hemen hemen lider yok.
24 Haziran aslında 16 Nisan'ın uygulamasıdır. Vatandaş 'Kabul ettiğim şeyin gereğini yapıyorum' dedi. Ama bizim muhalefet adayları, Allah canlarını sağ etsin, ona karşı çıktılar, 16 Nisan'ı kabul etmediler. Çıktılar, 'Biz bunu değiştireceğiz, geri götüreceğiz, sistemi değiştireceğiz...' Vatandaşın bu ağırına gitti.
"ALDIĞI OYU SONUCA DÖNÜŞTÜRMEK İSTİYOR"
Muharrem (İnce) Bey tabii haklı olarak seçimlerde partisinin üzerinde bir oy, destek aldığı için bunu bir sonuca dönüştürmek istiyor.
"DIŞ KAYNAĞI DAHA ÇOK KULLANACAĞIZ"
Türkiye'nin mutlaka üretim, istihdam, ihracat ekseninde büyümesini sürdürmesi lazım. Bundan sonra yapılması gereken, milletin verdiği bu krediyle ülkemizin önündeki sorunları çözmektir. Yap-işlet-devret modellerini, dış kaynağı daha çok kullanacağız. Buradan artan kısımları da sosyal projelere harcayacağız.
FAİZ VE ENFLASYON AÇIKLAMASI
Faizleri aşağıya indirmek, enflasyonu aşağıya çekmek ana önceliklerin başında geliyor. Bunun için tedbirler alınacak.
Yeni hükümet döneminde yapısal reformlar yapılmaya devam edecek. Verimsiz projelerin yerine öncelikleri olan, daha fazla verimli projeler tercih edilecek. Kamu da kendi içinde tasarrufa gidecek. Böylece kaynak ihtiyacını daha da azaltmış olacağız.
Para politikalarıyla ilgili taahhütlerimizle kaynaklarımızın dengelenerek yönetilmesi lazım. Bu dönemde en fazla ona dikkat edeceğiz.
Terörle mücadelede doğrusu son iki yılda çok farklı bir yöntem denedik. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra terörle mücadelede bir karar aldık, 'savunma değil taarruz esas olacak' dedik.
Yeni kabine pazartesi açıklanacak ve OHAL de böylece tamamlanmış olacak.