TBMM'deki bütçe görüşmeleri sırasında gerginlik yaşandı.
CHP milletvekilleri, TBMM Genel Kurulunda 2018 yılı bütçesi üzerinde konuştu. CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, "15 yıldır ülkeyi yöneten AKP'nin aldatılmadığı, kandırılmadığı veyahut sonu hüsranla bitmemiş tek bir politikası var mıdır?" sorusunu yönelterek, yol, köprü gibi altyapı hizmetlerinden bahsetmediğini, bir ülkeye istikamet veren büyük politikalardan söz ettiğini belirtti. Çam, "Mesela Suriye politikası... 'Bu politika önce Suriye'yi sonra ülkemizi felakete götürür' diyenlere 'Esatçı' dediniz. Ne oldu sonunda? Suriye politikasının yanlış olduğunu siz de kabul ettiniz" ifadesini kullandı.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker'in cep telefonu ayaklığı ile konuşmaları yayınlaması üzerine TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, Şeker'den ayaklığı kaldırmasını istedi. Aydın, TBMM İçtüzüğü'nde yapılan değişiklikle "Genel Kurulun çalışma düzenini ve huzurunu bozucu döviz, pankart ve benzeri materyal getirmenin yasaklandığını" anımsattı.
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu da çıkarılan bazı Kanun Hükmünde Kararname'lerin (KHK) OHAL ile ilgisi olmadığını savunarak, "Siz, içinde bulunduğunuz Türkiye Büyük Millet Meclisinin ciddi bir şekilde milli parlamento olma vasfını ortadan kaldıracak değişiklikler yapıyorsunuz, böyle bir yöneliminiz var" ifadesini kullandı. Bekaroğlu'nun konuşmasının ardından Aydın, CHP İstanbul Milletvekili Şeker'den yeniden cep telefonu ayaklığını kaldırmasını istedi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in kaldırmayacaklarını söylemesi üzerine Aydın, birleşime ara verdi.
Aradan sonra yerinden söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, Meclisin bir çalışma düzeninin olduğunu ve müzakerelerin kamuoyuna nasıl intikal edeceğine ilişkin kamu yayıncılığının söz konusu olduğunu anımsattı. Bostancı, Meclis Başkanlık Divanı'nın konuya ilişkin nihai bir kararla kesin bir şekilde konunun aydınlığa kavuşturulmasının önemli olacağını düşündüklerini aktardı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise Mecliste cep telefonu kullanmanın yasak olmadığını belirterek, kendi arkadaşlarının konuşmaları tamamladıktan sonra yayın yapmayacaklarını ve aparatı da kaldıracaklarını ifade etti. Konuşmaların ardından bütçe üzerinde görüşmelere devam edildi. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Halkbank'ın Sayıştay denetimine tabii olduğunu dile getirerek, "Halkbank üzerinden milyarlarca dolarlık sahte ihracat yapılırken, sahte ihraç belgeleri kullanılırken neredeydiniz? Bunu denetlemeyecekseniz, rapora bağlamayacaksanız ne iş yaparsınız?" ifadesini kullandı.
TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın ile CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel arasında sataşma nedeniyle söz hakkı konusunda anlaşmazlık yaşandı. Aydın'ın AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı'ın konuşmasıyla ilgili sataşmadan söz talebinde bulunan CHP İzmir Milletvekili Musa Çam'a yerinden bir dakika söz vermesine CHP'li Özel itiraz etti. Bunun üzerine Aydın, birleşime ara verdi.
Ara sırasında Özel ile AK Parti Uşak Milletvekili Alim Tunç arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Tunç'un Özel'in üzerine yürümesini araya giren milletvekilleri engelledi. Gerginlik AK Parti ve CHP milletvekilleri arasında bir süre daha devam etti. Aranın ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, AK Parti Grubu'na mensup bir milletvekilinin CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'e fiili saldırıda bulunmak üzere hareke geçtiğini belirterek, "Milletvekillerimizin engellemesi sonucu bu saldırı gerçekleşmemiştir. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu milletvekillerine seslenmek istiyorum. Saldırı amaclı bu koridordan CHP Grubu'na yönelen bir milletvekilini indiremezseniz size yazıklar olsun" diye konuştu.
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı ise Altay'ın sözlerine tepki göstererek, AK Parti Uşak Milletvekili Alim Tunç ile Özel arasında önce sözlü bir tartışmanın yaşandığını ardından Özel'in kesinlikle kabul edilemez bir ifade kullandığını vurguladı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise olayın evveliyatının bulunduğunu anımsatarak, yaşananları şöyle aktardı:
"Sayın milletvekili geçmişte benimle çok iyi ilişkiler kuran ve benimde kendisine son derece saygılı davrandığım biriyken birgün burada bir gerginlik sırasında yine bir fiili taaruz ve hakarette bulunduğu için o gün 'seni çok yanlış tanımışım bir daha seninle görüşmem' deyip, o günden beri irtibatımın olmadığı biridir. Bugün siz oturumu kapatınca oradan, 'Özgür her şeyi sen mi biliyorsun?' deyince ben, '5-6 ay önce seninle irtibatı kestim çünkü senin ne mal olduğunu biliyorum veya gördüm' diye bir ifade kullandım. Bu ben senin ne olduğunu biliyorum demektir. Oradan buraya öldüresiye bir koşuya başlamak son derece kabul edilemez bir davranıştır."