Cumhuriyet Halk Partisi'nden ayrıldıktan sonra kendi partisini kuran Muharrem İnce, teşkilat çalışmaları nedeniyle İzmir'e geldi, Kültürpark İsmet İnönü Konferans Salonu'nda 22 Ağustos'ta düzenlediği il kongresine katıldı. İnce, kongrede İzmir Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin partisinin afişlerini söktüğünü öne sürerek, "Sen kiminle dans ettiğini bileceksin. Kimsin sen benim afişlerimi söküyorsun? Dıştan bakınca flamingocu, kazıyınca Tayyip akrabası çıkıyor. Bak başkan, bu afişler diğer partilerin afişlerine benzemez. Bunlar Memleket Partisi afişleri. Onlarda belediye rantı yok, onlarda hazine parası yok. Burada gönüllülerin parası var ve o parayı senden alırım" dedi.
'GELECEK İÇİN UMUT KIRICI OLDUĞU KADAR AYDINLATICI'
Sosyal medya hesabından yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise, "Kongrenizi düzenlediğiniz salonu da belediyemiz tahsis etti, kamu yapıları dışında afişlerinizin asılmasına da belediyemiz izin verdi. Daha yola çıkarken bizimle bile kavga etmeniz, gelecek için umut kırıcı olduğu kadar aydınlatıcı da oldu. Kongrenizde kim olduğumu sormuşsunuz. Hatırlatayım ben İzmir'in seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı'yım. Afiş ve bayraklarınızı da sormuşsunuz. Kamu yapılarına asılanlar dışında tamamı yerlerindedir" ifadelerini kullandı.
'KARALAMA KAMPANYASI'
Memleket Partisi İzmir İl Başkanı Cüneyt Oğuz, konuyla ilgili bugün basın açıklaması yaparak şunları söyledi:
"22 Ağustos'ta Memleket Partisi, İzmir'de geniş katılımlı ve coşkulu bir kongre düzenledi. Kongrenin yapıldığı pazar gününden önceki cuma akşamı, Lozan Meydanı'na asılan parti ve Türk bayrakları aynı geceyi gündüze bağlayan saatlerde zorbaca indirilmişti. Burada en gurur kırıcı olan hoşgörünün başkenti İzmir'deki ilk il kongresini yapmak için büyük heyecan içinde bayrak asan parti emekçilerinin astığı bayrakların saygısızca haber verilmeden kopartılıp, bir kamyonetin arkasına tıkılmasıdır ki, bu bayrakların bir kısmı parti bayrağı diğer kısmı da Türk bayrağından oluşan bayraklardı. Bu bayraklar için harcanan paralar Memleket Partisi gönüllüleri tarafından karşılanmıştı. Satın alınmasında partimizin hiçbir hazine yardımı olmadığı gibi belediyelere iş yapan müteahhitlerin de katkısı yoktur. Kongre yapılmadan bir gün önce Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekilini aramama karşın telefonuma cevap verilmedi. Belediye Başkanı'nın eşiyle birlikte yurt dışında olduğunu öğrendikten sonra aracılar yardımıyla konuyu bilgilerine sundum. Bizimle hiçbir diyalog kurulmadı. Bayrakların sökülmesi gerektiği tarafımıza bildirilmemiştir. Haksızlık yapan tarafın biz olduğumuz, kendi astığımız bayrakları kendimiz sökmüşüz ve karşı tarafa iftira atmışız gibi bir algı yaratılmaya, karalama kampanyası yapılmaya çalışıldı."
ÖZÜR BEKLİYOR
Onur kırıcı bir tavırla karşılaştıklarını öne süren Oğuz, amaçlarının kesinlikle İzmir'deki siyasi tansiyonu yükseltmek ve tekrar tekrar aynı konuyu gündeme getirmek olmadığını ifade etti. Şahsına, partisine ve partililerine yakıştırılan 'yalancı' yakıştırmasına karşı çıktıklarını ifade eden Oğuz, "Ben yalancı değilim. Gerçekleri ortaya çıkartmak adına edindiğim kamera görüntülerini bugün kamuoyuyla paylaşarak gerçek yalancının kim olduğunu tüm kamuoyunun, İzmirlilerin ve Türkiye'nin dürüst insanlarının vicdanına bırakıyorum. Partimizin uğramış olduğu maddi zararın da Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı'nın maaşından karşılamasını tüm basın mensupları önünde talep ediyorum" dedi.
Konuşmasının ardından görüntüleri paylaşan ve basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Oğuz, özür beklediklerini de ifade etti. (DHA)