Daha önce "Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi" olarak yayımlanan raporun adı, bu yıl "Para Politikası" olarak değiştirildi.
Raporda, merkez bankalarının toplumsal refah artışına en büyük katkısının, fiyat istikrarının sağlanmasıyla gerçekleştiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Bu çerçevede, TCMB'nin temel amacı, fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir. Sahip olunan tüm araçlar bu amaç doğrultusunda kullanılmaya devam edilecektir. Fiyat istikrarını destekleyici bir unsur olarak finansal istikrar da gözetilecektir.
Enflasyon hedeflemesi rejimi çerçevesinde, hükümet ile birlikte belirlenen enflasyon hedefi yüzde 5 olarak korunmuştur. TCMB'nin hesap verme yükümlülüğünün bir unsuru olan belirsizlik aralığı, önceki yıllarda olduğu gibi hedef etrafında her iki yönde 2 yüzde puan olarak korunmuştur. Para politikası, enflasyonu orta vadede bu hedefe ulaştıracak şekilde oluşturulacaktır."
Enflasyonun gelecek dönemdeki seyri konusunda iktisadi birimlere rehberlik etmesi öngörülen göstergelerin, kısa vadede enflasyon tahminleri, orta vadede ise enflasyon hedefi olduğu aktarılan raporda, "Enflasyon Raporu'nda açıklanan tahminler enflasyon beklentilerine yönelik referans oluşturma işleviyle ara hedef olarak kullanılacaktır." denildi.
Raporda, yıl içinde enflasyon gelişmelerine ilişkin kapsamlı değerlendirmelerin Enflasyon Raporu aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılacağı hatırlatılarak, yıl sonunda gerçekleşen enflasyonun belirsizlik aralığının dışında kalması durumunda ise hesap verebilirlik ilkesi gereği hükümete "Açık Mektup" yazılacağı bildirildi.
"Miktarsal sıkılaştırma adımlarına, kullanılan sterilizasyon araçlarının çeşitliliği artırılarak devam edilecek"
Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının, TCMB'nin temel politika aracı olmayı sürdüreceği vurgulanan raporda, "Dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için 2023 yılı ikinci yarısında parasal sıkılaştırma süreci başlatılmıştır. Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gereken parasal sıkılık düzeyi, enflasyonu, Enflasyon Raporlarında öngörülen patikaya, orta vadede ise yüzde 5 hedefine ulaştıracak şekilde gerektiği sürece korunacaktır. Parasal sıkılık ve parasal aktarım, likidite gelişmeleri yakından takip edilerek miktarsal sıkılaştırma kararları ile desteklenebilecektir. Miktarsal sıkılaştırma adımlarına, kullanılan sterilizasyon araçlarının çeşitliliği artırılarak devam edilecektir." ifadesi kullanıldı.
Para politikası kararlarının, makro ve mikro düzeyde fiyatların ayrıntılı analizi, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları, para politikasının etkileyebileceği talep unsurları, arz yönlü gelişmeler, iç-dış denge, tasarruf eğilimi ve krediler dahil olmak üzere finansal koşullar ile likidite ve fiyat istikrarını etkileyen diğer tüm unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak oluşturulacağı aktarılan raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesindeki 7 günlük süre 'sessiz dönem' olarak adlandırılmakta olup, bu süre içinde para politikasına yönelik dış iletişim yapılmamaktadır. Bu dönem içerisinde PPK toplantısına hazırlık amacıyla karar alma sürecine teknik girdi sağlayan birimler PPK'ya kapsamlı analiz ve değerlendirmeler yapmaktadır. PPK, önceden açıklanan bir takvim çerçevesinde 2024 yılında 12 toplantı yapacaktır. Para politikası kararı ile kısa gerekçesi, İngilizce çevirisi ile birlikte, toplantı ile aynı gün saat 14.00'te, PPK'nın ayrıntılı değerlendirmelerini içeren toplantı özeti ise toplantıyı takip eden 5 iş günü içinde TCMB internet sayfasında yayımlanacaktır. Para politikası iletişimine, şeffaflık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik ilkeleri doğrultusunda devam edilecektir."
"Başkan tarafından TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yapılan sunumlar sürdürülecek"
Para politikasının temel iletişim araçlarının PPK duyuruları ve Enflasyon Raporu olduğu belirtilen raporda, Enflasyon Raporu'nun yılda 4 defa yayımlanmasına ve para politikası uygulamalarının kamuoyu ile iletişiminin etkin bir şekilde yapılabilmesi amacıyla bilgilendirme toplantılarıyla tanıtılmasına devam edileceği aktarıldı.
Raporda, TCMB'nin faaliyetleri, para politikası uygulamaları ve döneme özgü gelişmeler hakkında başkan tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yapılan sunumların sürdürüleceği, başkan, başkan yardımcıları ve teknik içerikli konularda görevlendirilen TCMB mensupları tarafından diğer platformlarda yapılan sunum ve konuşmaların, iletişim politikasının bileşeni olmaya devam edeceği duyuruldu.
Finansal İstikrar Raporu'nun, TCMB'nin bir diğer önemli iletişim aracı olmaya devam edeceği aktarılan raporda, "Bunun yanı sıra aylık enflasyon gelişmelerini alt kalemler itibarıyla özetleyen Aylık Fiyat Gelişmeleri Raporu'nun, resmi fiyat istatistiklerinin açıklanması ile PPK toplantısı arasında geçen süre zarfında aylık enflasyon gelişmelerinin kamuoyu tarafından daha sağlıklı biçimde yorumlanmasına katkıda bulunması amacıyla bir iletişim aracı olarak kullanılması sürdürülecektir." denildi.
Yatırımcı Günleri düzenlenecek
Para politikası, makroihtiyati çerçeve, TL ve döviz likiditesi yönetimine ilişkin kamuoyuyla paylaşılan duyuruların, iletişimin önemli unsurları olduğu vurgulanan raporda, şu ifadelere yer verildi:
"TCMB iletişiminin önemli hedef gruplarından olan basın, yatırımcılar, akademik çevreler ve genel kamuoyu ile iletişim sürdürülecektir. Reel ve finansal sektör temsilcileri, yurt içi ve yurt dışı kuruluşlar ve TCMB politikalarının tüm paydaşları ile etkileşim sağlamak üzere politika çerçevesi ve makroekonomik görünüm hakkında bilgilendirmeler yapılacaktır. TCMB, uluslararası etki alanını genişletmek amacıyla uluslararası kuruluşlar ve platformlar ile diğer merkez bankaları gibi yurt dışı paydaşlarıyla etkin iletişimini sürdürecektir. Bu kapsamda, enflasyon, para politikası, finansal piyasalar ve bankacılık gibi konularda teknik sunumların yapılacağı Yatırımcı Günleri düzenlenecektir.
TCMB tarafından yayımlanan çalışma tebliğleri, ekonomi notları, Merkezin Güncesi platformundaki blog yazıları, Herkes İçin Ekonomi mikro sitesinde yayımlanan içerikler ve TCMB'nin faaliyetleri ile para politikası uygulamaları hakkında çeşitli platformlarda yapılan sunumlar, seminer ve diğer etkinlikler de kamuoyunun bilgilendirilmesinde önemli bir paya sahip olacaktır. TCMB, sahip olduğu diğer iletişim kanallarına ek ve onları destekleyici olarak sosyal medya hesaplarını etkili birer iletişim kanalı olarak kullanmaya devam edecektir. Söz konusu hesaplar aracılığıyla TCMB'nin aldığı politika kararları ve gerekçeleri, uygulamaları, yayınları ve kurumsal haberler duyurulmaktadır. Bu kapsamda, TCMB duyuruları, raporları ve kullanılan para politikası araçları hakkında özet bilgilerin yer aldığı içerikler sosyal medya üzerinden kamuoyuyla paylaşılacaktır. Ayrıca, sosyal medyada yapılan paylaşımlar ile farklı hedef kitlelerin ekonomik analizler, kavramlar ve TCMB tarafından düzenlenen etkinlikler gibi konular hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanacaktır."
Uygulanan para politikasının etkinliğinin artması için ilgili tüm paydaşlarla yüksek eş güdüm içinde çalışılmaya devam edileceği belirtilen raporda, TCMB'nin, enflasyonun para politikasının etki alanı dışında kalan nedenlerine yönelik yapısal ve erken uyarı niteliğindeki analizlerini ve bulgularını da kamuoyu ve ilgili kurumlarla paylaşmayı sürdüreceği dile getirildi.
Raporda, politika kararlarını yakın ve gerçek zamanlı veriler ile bilimsel temeli güçlü analizler ışığında şekillendirmek ve sürdürülebilir fiyat istikrarına katkı sağlamak amacıyla oluşturulacak araştırma gündeminin, kamuoyu ile paylaşılacağı ifade edilerek, "TCMB'nin akademik çalışmaları destekleme faaliyetleri, politika tasarım süreçlerini güçlendirmek için en verimli şekilde kullanılacaktır." değerlendirmesinde bulunuldu.
"Sadeleşme süreci 2024'te de devam edecek"
Piyasa mekanizmasının işlevselliğini artırmak ve makro finansal istikrarı güçlendirmek amacıyla 2023'ün ikinci yarısında mikro ve makroihtiyati politika çerçevesinde kapsamlı sadeleşme adımlarının atıldığı anımsatılan raporda, şu bilgilere yer verildi:
"Makroihtiyati çerçevede yapılan önemli sadeleşme adımları arasında toplam mevduatın içinde Kur Korumalı Mevduat (KKM) ve Türk lirası mevduatın payına ve yabancı para (YP) mevduattan KKM'ye dönüşüm oranına göre düzenlenen ilave/indirimli menkul kıymet tesisi, Türk lirası ticari kredi kullandırımına ve harcama mukabili kredi kullanımına ilişkin menkul kıymet tesisi ile kredi faiz/kar payı oranına göre menkul kıymet tesisi uygulamalarının sonlandırılması ve yabancı para yükümlülüklere uygulanan menkul kıymet tesis oranının düşürülmesi yer almaktadır."
Raporda, bu çerçevede, menkul kıymet tesisi düzenlemesinin önemli ölçüde sadeleşerek mevcut durumda ek bir menkul kıymet talebi yaratmayacak düzeye geldiğine işaret edilerek, uygulanan parasal sıkılaştırma sürecine sadeleşme adımlarının da eşlik etmesiyle birlikte tahvil getirilerinin yükseldiği ve getiri eğrisinin para politikası duruşunu yansıtmaya başladığı aktarıldı.
Mevcut makroihtiyati çerçevenin tüm bileşenlerinin enflasyon, faizler, döviz kurları, rezervler, beklentiler ve finansal istikrar üzerindeki yansımaları değerlendirilerek ve etki analizlerine dayanılarak sadeleşme sürecinin 2024'te de devam edeceği belirtilen raporda, şunlar kaydedildi:
"Yabancı para yükümlülükler üzerinden menkul kıymet tesisinin kademeli olarak azaltılmasına devam edilecektir. KKM hesaplarından Türk Lirası hesaplara geçişin güçlenmesiyle bu alandaki düzenlemelerde de sadeleşme yapılacaktır. TL varlıklara olan talebin desteklenmesi ve makro finansal istikrarın güçlendirilmesine katkı sağlanması için toplam mevduat içerisinde Türk lirası mevduatın payında artış ve KKM hesaplarından Türk lirası hesaplara geçiş hedefleri, sadeleşme sürecinde 2023 yılı ağustos ayından bu yana para politikası adımlarını desteklemiştir. Parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini artıran bu uygulamalar sonucunda ağustos ayından itibaren KKM bakiyesi yüzde 22 azalırken, Türk lirası mevduatın toplam mevduat içindeki payında 15 Aralık itibarıyla 9 puan artış olmuştur."
Raporda, 2024 yılında piyasa mekanizmasının işlevselliğinin artmasının, döviz kurlarında istikrarın korunması ve dezenflasyon sürecinin belirginleşmesiyle birlikte KKM'ye yönelik talebin azalmaya devam edeceğinin ve Türk lirası varlıklara olan talebin güçleneceğinin öngörüldüğü vurgulandı.
Gelecek yıl Türk lirası mevduatın önceliklendirilmesine yönelik atılacak adımlarla bankacılık sisteminde Türk lirası mevduatın payının yüzde 50'ye yükselmesinin ve KKM bakiyesindeki gerilemenin devam etmesinin hedeflendiği belirtilen raporda, şu ifadeler yer aldı:
"Seçici kredi politikaları 2023 yılında para politikası aktarım mekanizmasının işlevselliğini artırmak, iç talepte dengelenme sağlamak ve ihracat/yatırım faaliyetlerini desteklemek amacıyla etkin bir şekilde kullanılmıştır. Bu kapsamda, Türk lirası ticari kredilerde (ihracat, yatırım, tarım, esnaf, kamu kurum ve kuruluşları ile deprem bölgesine yönelik krediler hariç) aylık yüzde 2,5, ihtiyaç kredilerinde aylık yüzde 3 ve taşıt kredilerinde aylık yüzde 2 büyüme sınırını aşan bankalar için menkul kıymet tesis yükümlülüğü uygulanmıştır."
Kredi kompozisyonunun dezenflasyon sürecini ve makroekonomik dengeleri gözetici bir çerçevede şekillenmesinin sağlanacağı kaydedilen raporda, finansal koşullardaki sıkılaşmanın finansmana erişim üzerindeki ikincil etkilerinin yakından takip edileceği, seçici kredi politikalarının özellikle yatırım, üretim ve ihracata yönelik faaliyetleri destekleyecek şekilde sürdürüleceği aktarıldı.
Raporda, "Bu süreçte, sıkılaşan finansal koşulların dar gelirli kesime etkisini azaltmaya yönelik tedbirler alınabilecektir." ifadesi yer aldı.
"22 Aralık itibarıyla sistemin fonlama ihtiyacı 1,3 trilyon lira seviyesindedir"
Raporda, 22 Aralık itibarıyla sistemin fonlama ihtiyacının 1 trilyon 266,6 milyar lira seviyesinde olduğu belirtilerek, şu bilgilere yer verildi:
"Sistemin fonlama ihtiyacı yıl boyunca 215,4 milyar lira yükselmiş olup söz konusu artışın temel belirleyicileri, miktarsal sıkılaştırma kapsamında yapılan zorunlu karşılık düzenlemeleri, emisyon hacmi ile Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın (Hazine) net iç borçlanma tutarındaki yükseliş olmuştur. KKM işlemleri, ihracat bedelleri, reeskont kredileri, diğer döviz kazandırıcı işlemler ve doğrudan Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) alımları ise sistemin fonlama ihtiyacını azaltan unsurlar olmuştur. TCMB fonlaması, Açık Piyasa İşlemleri (APİ) ile döviz ve altın karşılığı gerçekleştirilen swap işlemleriyle gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda, 2023 yıl başı itibarıyla 883,4 milyar lira olan swap işlem tutarı, 612,9 milyar lira artış göstererek 22 Aralık itibarıyla 1 triilyon 496,4 milyar lira seviyesine yükselmiştir. Yıl başı itibarıyla 167,8 milyar lira olan net APİ ise 397,6 milyar lira azalış göstermiş ve 22 Aralık itibarıyla piyasadan APİ yoluyla net 229,7 milyar lira sterilize edilmiştir. KKM kur farkı ödemeleri ve TL karşılığı döviz işlemleri nedeniyle yılın ikinci yarısından itibaren bazı dönemlerde sistemde TL likidite fazlası oluşmuş ve TCMB APİ'de net borç alan konumuna geçmiştir. Oluşan likidite fazlası parasal aktarım mekanizmanın etkinliğini artırmak amacıyla çeşitli araçlarla sterilize edilmiştir."
Raporda, KKM hesaplarına zorunlu karşılık getirildiği, zorunlu karşılık oranlarının vadeye göre farklılaştırılarak artırıldığı, döviz cinsinden mevduat için Türk lirası cinsinden tesis edilmek üzere ilave zorunlu karşılık uygulaması getirildiği anımsatıldı.
22 Aralık'tan itibaren Türk lirası depo alım ihaleleri düzenlenmeye başlandığı anımsatılan raporda, 2024 yılında da piyasada dönemsel likidite fazlası oluşabileceği kaydedildi. Sterilizasyon araçlarının çeşitliliği artırılarak likidite fazlasının sterilize edileceği ve miktarsal sıkılaştırma sürecinin devam edeceği belirtildi.
Raporda, "TCMB fiyat istikrarı temel hedefi doğrultusunda parasal aktarım mekanizmasının sağlıklı işleyişini sağlamak amacıyla tüm likidite yönetimi araçlarını etkin şekilde kullanmaya devam edecektir. Bu kapsamda, likidite yönetimi genel çerçevesi, piyasadaki likidite düzeyi ve likiditenin sistem içindeki dağılımı dikkate alınarak belirlenecektir." denildi
"TCMB’nin temel politika aracı, miktar ihalesi yöntemiyle gerçekleştirilen bir hafta vadeli repo ihalesi faiz oranıdır"
TCMB'nin temel politika aracının, miktar ihalesi yöntemiyle gerçekleştirilen bir hafta vadeli repo ihalesi faiz oranı olduğuna işaret edilen raporda, bu çerçevede, TL likidite yönetiminde, günlük repo ihale miktarı belirlenirken ikincil piyasa gecelik faiz oranlarının politika faizi etrafında oluşmasının sağlanmasının, uygulanan likidite yönetimi stratejisi ile uyumlu şekilde para piyasalarının etkin ve istikrarlı çalışmasının, kullanılan araçların para politikasının etkinliğini desteklemesinin, ödeme sistemlerinin kesintisiz çalışmasının temininin hedeflendiği aktarıldı.
Likiditenin haftanın günlerine dengeli dağılımının sağlanması amacıyla gerekli görülen günlerde, vadeleri 5-12 gün arasında olmak kaydıyla farklı vadelerde birden fazla repo ihalesi açılmaya devam edilebileceği kaydedilen raporda, şu değerlendirmeler paylaşıldı:
"Likiditede öngörülemeyen nedenlerle sıkışıklık ortaya çıkması halinde 13.00-16.00 saatleri arasında haftalık vadede miktar yöntemiyle gün içi repo ihalesi yapılabilecektir. TCMB likidite yönetiminde araç çeşitliliğinin ve operasyonel esnekliğin korunabilmesi için teknik nedenlerle APİ portföyünde yeterli miktarda DİBS ve Hazine ve Maliye Bakanlığı Varlık Kiralama Anonim Şirketi (HMVKŞ) tarafından ihraç edilen TL cinsi kira sertifikası bulundurulması gerekmektedir. Bu kapsamda, yılın ilk yarısında, geleneksel ihale yöntemiyle düzenlenen ihaleler ile nominal 39 milyar TL DİBS, piyasa yapıcılığı doğrudan alım imkanı kapsamında düzenlenen ihaleler ile nominal 55,5 milyar TL tutarında DİBS alımı olmak üzere toplam nominal 94,5 milyar TL tutarında alım gerçekleştirilmiştir. Kotasyon yöntemiyle düzenlenen doğrudan alım ihaleleriyle ise nominal 8,8 milyar TL tutarında alım gerçekleştirilmiştir."
Raporda, yılın ikinci yarısında, miktarsal sıkılaştırma adımları çerçevesinde doğrudan alım ihalelerine ara verildiği anımsatılarak, 2023 başında nominal 121,4 milyar lira seviyesinde olan APİ portföyünün, 22 Aralık itibarıyla nominal 0,7 milyar TL kira sertifikası ve nominal 192,8 milyar TL DİBS olmak üzere toplam nominal 193,5 milyar TL seviyesine yükseldiği vurgulandı.
"TCMB APİ portföy büyüklüğü 2024 için nominal 200 milyar TL olarak belirlendi"
Raporda, TCMB APİ portföy büyüklüğünün, ilave alım seçeneği saklı kalmak kaydıyla, 2024 yılı için nominal 200 milyar TL olarak belirlendiği kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi:
"2024 yılında, vadesi gelecek nominal 28,2 milyar liralık kısım dahil olmak üzere söz konusu hedefe ulaşmak için doğrudan alım işlemleri gerçekleştirilecektir. Bu kapsamda 2024'te, sistemin fonlama ihtiyacına ilişkin analizler dikkate alınarak belirlenen doğrudan alım stratejisi çerçevesinde, doğrudan alım işlemlerinin, APİ portföyünün itfa profili ve piyasadaki likidite koşulları dikkate alınarak yıl içerisinde dengeli ve öngörülebilir bir çerçevede gerçekleştirilmesi, APİ portföyünün yapısı dikkate alınarak TL cinsi kira sertifikası alımlarına öncelik verilmesi, doğrudan alımı yapılacak kıymetlerin alım yapılacak ayın ilk iş günü saat 10.00'da veri dağıtım firmaları aracılığıyla ilan edilmesi, alım ihalesi düzenlenebilecek günlerin, piyasa koşulları dikkate alınarak belirlenmesi ve bu kapsamda açılan ihalelerin bir iş günü sonrası valörlü gerçekleştirilmesi, alım ihalesine konu ihale miktarlarının piyasa koşulları dikkate alınarak belirlenmesi, ihalelere ilişkin diğer hususlarda mevcut düzenlemelerin geçerli olması ile birlikte, ihale miktarı, kıymet türü ve ihale yöntemine ilişkin olarak gerektiğinde her türlü değişikliğin yapılabilmesi planlanmaktadır."
Raporda, bu yıl döviz karşılığı TL swap işlemleri çerçevesinde, geleneksel yöntemle gerçekleştirilen swap ihaleleri ve kotasyon yöntemiyle gerçekleştirilen swap piyasası işlemleri yoluyla fonlama sağlandığından bahsedildi.
"Swap işlemlerine 2024 yılında da devam edilecek"
Raporda, "22 Aralık itibarıyla döviz karşılığı TL swap ihaleleri kaynaklı stok miktarı 48,2 milyar ABD doları, döviz karşılığı TL swap piyasası işlemleri kaynaklı stok miktarı ise 1,9 milyar ABD doları seviyesindedir." bilgisi verildi.
Bankaların likidite yönetimindeki etkinliğinin artırılması ve altın cinsi tasarrufların finansal sisteme dahil edilmesine katkı sağlanması amacıyla, TL/döviz karşılığı altın swap işlemlerine 2023 yılında da devam edildiği hatırlatılan raporda, şu ifadeler kullanıldı:
"22 Aralık itibarıyla kotasyon yöntemiyle gerçekleştirilen TL karşılığı altın swap piyasası işlemleri kaynaklı stok miktarı net 12,4 ton, döviz karşılığı altın swap piyasası işlemleri kaynaklı stok miktarı net 26,7 ton ve geleneksel yöntemle gerçekleştirilen TL karşılığı altın swap ihaleleri kaynaklı stok miktarı net 31,4 ton seviyesindedir. Bankaların TL ve döviz likidite yönetimlerine katkıda bulunmak amacıyla, swap işlemlerine 2024 yılında da devam edilecektir. Bununla birlikte, TCMB tarafından gerçekleştirilen swap işlem miktarının kademeli şekilde azaltılması planlanmaktadır. BIST Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası'nda (VİOP) TL uzlaşmalı vadeli döviz işlemlerine, 2023'te de devam edilmiştir. Ayrıca, araç çeşitliliğinin artırılması amacıyla, 14 Nisan 2023 tarihinde TCMB nezdinde TL uzlaşmalı vadeli döviz satım işlemlerine başlanmıştır. Diğer taraftan, haziran ayında 9,6 milyar dolara ulaşan TCMB toplam kısa pozisyon tutarı, yılın geri kalan kısmında kademeli olarak azaltılarak 22 Aralık 2023 tarihi itibarıyla 195 milyon dolar seviyesine gerilemiştir. TCMB geçmişte olduğu gibi 2023 yılında da döviz likiditesinin dengelenmesi amacıyla, döviz arz ve talep gelişmelerini yakından takip ederek gerekli önlemleri almaya devam etmiştir."
Raporda, 2024'te de dalgalı döviz kuru rejiminin sürdürüleceği ve döviz kurlarının serbest piyasa koşullarında, arz ve talep dengesine göre oluşmaya devam edeceği vurgulandı.
TCMB'nin döviz kurlarının seviyesine ilişkin herhangi bir hedef gözetmediği, kurların düzeyini ya da yönünü belirleme amacıyla herhangi bir döviz alım ya da satım işlemi yapmayacağı belirtilen raporda, "TCMB, döviz piyasasının etkin bir şekilde çalışabilmesi ve sağlıklı fiyat oluşumlarının desteklenmesi amacıyla döviz kuru gelişmelerini ve buna ilişkin risk faktörlerini yakından takip etmeye ve gerekli önlemleri alarak ilgili araçları kullanmaya devam edecektir. " denildi.
"Uluslararası rezervlerin güçlendirilmesi büyük önem arz etmekte"
Raporda, 2023 yılında yurt içinde artan fiziki altın talebinin bir kısmının altın satışları ve lokasyon swap işlemleriyle TCMB tarafından karşılandığı, Merkez Bankasının, 2024'te rezerv biriktirme amaçlı olarak TL karşılığında yurt içinde cevherden üretilen altın alımı işlemlerine devam edeceği bildirildi.
Piyasa koşulları çerçevesinde bankalarla lokasyon swap işlemleri gerçekleştirilebileceği belirtilen raporda, TCMB ile döviz piyasalarında işlem yapmaya yetkili bankalar arasında gerçekleştirilen döviz karşılığı efektif işlemlerine devam edileceği aktarıldı.
TCMB nezdindeki Döviz Depo Piyasasında bankalara yaklaşık olarak toplam 50 milyar dolar limitle bir hafta ve bir ay vadeli döviz likiditesi imkanı sağlanmaya devam edileceği belirtilen raporda, şunlar kaydedildi:
"Bankalar, TCMB'ye kendilerine tanınan limitler çerçevesinde ve çeşitli vadelerde teminat döviz deposu veya altın deposu getirebilecektir. Para politikasının etkinliği ve finansal istikrar açısından uluslararası rezervlerin güçlendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Uluslararası rezervler, parasal sıkılaşma ve makroihtiyati çerçevede atılan sadeleşme adımlarının etkileri ile 2023 yılının ikinci yarısından itibaren güçlü bir artış eğilimi göstermiş ve 22 Aralık 2023 itibarıyla 145,5 milyar dolara ulaşmıştır. Bu doğrultuda, 2024 yılında da piyasa koşulları elverdiği müddetçe rezerv biriktirilmesi yönündeki stratejiye devam edilecek ve uluslararası rezervlerdeki istikrarlı artış eğiliminin devamlılığı sağlanacaktır."
Raporda, 2023 yılında ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredisinin günlük kullanım limitinin 3 milyar liraya yükseltildiği anımsatılarak, toplam faiz maliyetine üst sınır getirildiği, kredi kullanımı kapsamında döviz alımı yapmama ve ihracat bedeli satış koşullarında kolaylaştırıcı adımlar atıldığı anlatıldı.
Gelecek yılda da ihracatçı firmaların finansman koşullarını iyileştirmek ve finansmana erişimlerini desteklemek amacıyla ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredilerinde ilave kolaylaştırıcı adımlar atılabileceği belirtilen rapor, şu ifadelerle tamamlandı:
"Finansal kaynakların verimli kullanımı ve yatırımların desteklenmesi amacıyla stratejik öncelikler de dikkate alınarak Yatırım Taahhütlü Avans Kredisine (YTAK) erişim koşulları güncellenmiştir. Bu kapsamda, yıllık 100 milyar TL olmak üzere 3 yıl için ayrılan 300 milyar liralık toplam limit, yatırım projelerinin verimlilik ve katma değer niteliğine göre, firmalarca Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından alınacak Teknoloji/Strateji Puanı esas alınarak tahsis edilecektir." (AA)