Ülkemizin içinden geçtiği sürecin demokrasi adına kritik bir eşik olduğunu dile getiren Mumcu böylesi bir dönemde kenti şekillendiren sivil inisiyatiflerin bir arada ve kararlı durmasının önemine dikkat çekti. Mumcu açıklamasına şöyle devam etti: “Türkiye için hayalini kurduğumuz yönetim anlayışının tohumlarını ekmek için en uygun topraklarda yaşıyoruz. Aktif STK’ların nitelik ve nicelik olarak fazlalığı da bu iklime güç veriyor. Böylesi hassas bir süreçte İzmir’deki ilerici, yurtsever güçlerin bütün ülkeye etki etmeleri uyumlu birlikteliklerden geçer. Bu birlikteliklerin oluşacağı platformlar ise hiç şüphesiz kent konseyleridir. Konak Kent Konseyi’nde aldığımız güçlü mirası arkadaşlarımızla beraber güçlü birlikteliklere dönüştürdük. Yaşadığımız kent adına söyleyeceğimiz sözü esirgemedik. Konak’ta oluşturduğumuz deneyim ve birikimimizi önce kentimiz sonra bütün Türkiye ile paylaşmak için yola çıkmanın zamanı olduğuna karar verdik.”
Kent konseylerinin her şeyden önce kentin ve kentlinin vicdanı olması gerektiğine vurgu yapan Mumcu bu sürecin de kentin yöneticileri ve yönetilenler arasında kurulacak iletişimle mümkün olduğunu söyledi. İzmir Kent Konseyi’ nde bu iletişimin kesintisiz ve etkili bir şekilde yürütülmesi için bu göreve aday olduğunu da sözlerine ekleyen Hamit Mumcu İzmir’deki bütün sivil toplum bileşenlerini karar alma mekanizmalarına katmanın öncelikli hedefleri olacağını da dile getirdi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’ in Kent Konseyi’ nin seçimi sürecinde tarafsız kalarak sivil toplum iradesini güçlendiren, çoğulcu demokratik belediyecilik anlayışını yansıtan ve güç veren birbir tutum içinde olduğuna da belirten Mumcu aday olmaya karar vermesinde Soyer’ in ilçe belediye başkanlığından bu yana emek ev demokrasi güçleriyle yan yana, sivil toplumu, vatandaşın eşit temsilini önemseyen geniş vizyonlu başkanlığı prensiplerinin de etkili olduğunu söyledi.
İzmir Kent Konseyi Olağan Genel Kurulu 29 Şubat Cumartesi günü yapılacak.