MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Müzisyen cinayeti açıklaması: Takipçisi olacağız
Politika
4 Ekim 2022 Salı 07:47

Müzisyen cinayeti açıklaması: Takipçisi olacağız

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Ankara'da müzisyen Onur Şener'in öldürülmesiyle ilgili konuştu. Cinayetin canavarca hislerle gerçekleştirildiğini söyleyen Çelik, "Sürecin takipçisi olacağız. Çalıştıkları kurumlar gerekli işlemleri gerçekleştirecek" dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, müzisyen Onur Şener cinayetine ilişkin, "Bu cinayetin, canavarca hislerle gerçekleşmiş olduğu çok açık. Biz bütün bu dava sürecini çok yakından takip edeceğiz. Canavarca hislerle bu cinayeti gerçekleştirenlerin gereken cezayı alması için sürecin takipçisi olacağız." dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.

"SÜRECİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ"

"Müzisyen Onur Şener'i öldürenlerin ikisinin kamu çalışanı olması nedeniyle farklı yorumlar yapılıyor. Değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Çelik, Şener'in hayatını kaybetmesinden büyük üzüntü duyduklarını belirterek ailesine başsağlığı diledi.

"Sayın Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın, bütün MYK üyelerinin bundan dolayı büyük bir acı duyduğumuzu ifade etmek isterim." diyen Çelik, Şener'in ailesinin ziyaret ederek, yanında olacaklarını belirtti.

Çelik, "Bu cinayetin, canavarca hislerle gerçekleşmiş olduğu çok açık. Biz bütün bu dava sürecini çok yakından takip edeceğiz. Canavarca hislerle bu cinayeti gerçekleştirenlerin gereken cezayı alması için sürecin takipçisi olacağız. Kuşkusuz yargı bağımsız bir şekilde konuyu inceleyecektir, gereken hukuki süreçler takip edilecektir. Biz de bütün bu süreci kendi açımızdan takip edeceğimizi bir kere daha ifade ediyorum." şeklinde konuştu.

Cinayeti işleyen kişilerin hangi bakanlıkta çalıştığının, kamu görevlisi olup olmadığının polemik konusu edilmesinin bu acı karşısındaki duyarsızlığın bir örneği olarak gündeme geldiğini söyleyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İster özel sektörde çalışsın ister kamuda çalışsın ister şu kurumda çalışsın ister bu kurumda çalışın... Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'nin her yerinde de hiç istemesek de şu kurumdan, şu meslek grubundan, şu cinsiyette, şu kökenden bazı insanların maalesef bu tip canavarca işlere imza attıklarını görebiliyoruz.

Lanetliyoruz, hepsinin Allah belasını versin, hukuk zaten gereğini yapacaktır ama tutup da doğrusunu söylemek gerekirse bu acı karşısında bile siyasi polemik üretmeye çalışanların; bundan şu bakanlık sorumludur, şu kurum sorumludur, bundan hükümet sorumludur gibisinden bir yaklaşım içerisine girmesinin bu acıyı ve cinayeti istismar etmekten başka hiçbir bir izahı yok."

"KURUMLAR GEREKLİ ADIMLARI ATACAK"

Cinayeti işleyenlerle ilgili memuriyetten ihracın gündeme gelip gelmeyeceği sorusu üzerine Çelik, kurumların iç hukuklarının, bu tip olaylar karşısında takip edilecek süreçler açısından gereğini en kesin şekilde yapacağını ifade etti.

Çelik, cinayeti işleyenlerin herhangi bir kamu kurumu ya da başka bir yerde olmasını hiç kimsenin arzu etmeyeceğini belirterek "Bir yandan yargı süreci devam ederken bir yandan da kurumlar gerekli adımları en net biçimde atacaklar." dedi.

AP TÜRKİYE RAPORTÖRÜNE ÇAĞRI

Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörüne çağrıda bulunan Çelik, "Kendisinin doğru ya da yanlış gündeme aldığı bir sürü konu var, kendisinin Diyarbakır annelerini de bir Türkiye raportörü olarak gündemine almasını bekliyoruz. Her zaman için bu raporlardaki sağlıksızlığı, bu raporlardaki çifte standardı analiz ediyoruz, mukayese ediyoruz ve kendilerine hatırlatıyoruz. Ama hiçbir şekilde şimdiye kadar uluslararası kurumların Türkiye ile ilgili yazılan raporların hiçbirinin gündemine Diyarbakır annelerinin girmemiş olması, dünyanın en büyük çifte standartlarından, dünyanın en büyük ikiyüzlülüklerinden bir tanesidir." diye konuştu.

"YUNANİSTAN ELDE ETTİĞİ DESTEĞİ TEHDİT İÇİN KULLANIYOR"

Çelik, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Ege ve Akdeniz'de tansiyonu yükseltme çabası içerisinde olduklarını vurgulayarak, "Maalesef bazı müttefiklerimiz de Amerika Birleşik Devletleri, Yunanistan'daki üstlere silah yığarken ya da Güney Kıbrıs'taki silah ambargosunu 1 yıllığına kaldırırken genelde şöyle bir argümanı el altından ifade ediyorlar 'İşte Rusya'nın ortaya çıkardığı bu savaş tablosu karşısında bölge ülkelerini, NATO ülkelerini tahkim etmek' ile ilgili bir yaklaşım gibi ortaya koyuyorlar. Ama bu çok anlamlı bir durum ortaya çıkarmıyor, anlamlı bir tablo öğretmiyor. Çünkü Yunanistan elde ettiği bu desteği Türkiye'yi tehdit etmek için, Türkiye'yi taciz etmek için ve Türkiye'nin hak ve menfaatlerine dönük olarak tecavüzkar bir tutum ortaya koymak için üretiyor" dedi. 

"NE NATO NE DE BÖLGE BARIŞI İÇİN İYİ SONUÇLAR DOĞURMAYACAK"

Yunanistan'a bu desteği verenlerin, Yunanistan'ın bu tehditkar ve tavizkar tutumu karşısında da gereken tavrı alması gerektiğini dile getiren AK Parti Sözcüsü şöyle devam etti:

"Her ne olursa olsun Ege'de ve Akdeniz'de bu şekilde Yunanistan'a ve Güney Kıbrıs Rum yönetimine dönük olarak bu şekildeki hesapsız silah desteğinin, Yunanistan'ın geleneksel devlet politikası, saldırgan ve tacizkar maksimalist devlet politikası dikkate alındığında ne NATO için ne bölge barışı için hiç de iyi sonuçlar doğurmayacağı açıktır. Bir ülkenin başbakanı, Miçotakis'den bahsediyorum, 'Biz şöyle yapacağız, böyle yapacağız, şöyle bir tutum sergileyeceğiz' dedikten sonra 'Türkiye'yi tehdit ederken arkamızda şu ülkeler de var' diyerek NATO müttefiklerini sayıyor."

Yunanistan'a destek ve izin verenlerin her birinin NATO ve bölge barışı açısından doğru yapmadıklarını söyleyen Çelik,  "Şöyle bir yalan düzeni tutturmuş Yunanistan, Avrupalılara dönük olarak hukuktan, uluslararası hukuka hassasiyetten, uluslararası sözleşmelere ve kurucu anlaşmalara sadakatten bahsedip bu konuları açıyor. Ama Ege ve Akdeniz'de ise hukuk tanımayan bir devlet olarak her türlü üslupsuzluğu ortaya koyuyor, her türlü sorumsuz davranışı ortaya koyuyor" diye konuştu.

"TÜRKİYE'YE HİÇBİR ŞEY OLMAZ"

Çelik, Yunanistan'ın gayri askeri statüdeki adaları silahlandırmasına ilişkin şunları söyledi:

"Tüm bunların anlamı şudur, yine yanlış bir tutumla Ege'de ve Akdeniz'de tansiyonu yükseltecek, saldırgan tarafı cesaretlendirecek, kışkırtacak, saldırgan tarafın daha yanlış ve daha hukuksuz işler yapmasına yol açacak bir tutum içerisine giriyorsunuz. Bunun karşısında Türkiye'ye hiçbir şey olmaz, Türkiye bundan sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne silah desteğini de askeri desteğini de daha çok artırır. Kuvvet dengesi bakımından Ege'deki kuvvetlerini, hiç kimsenin Türkiye'yi mavi vatanı, kara vatanı ve gök vatanımızı tehdit edemeyeceği bir kuvvet seviyesine çıkarır.

Ama bütün bunun başlangıcı nedir? Müttefiklerimizin yanlış mesaj vermesidir Yunanistan'a, Yunanistan'ı kışkırtmasıdır. Yunanistan'a verilmesi gereken mesaj masaya oturmasıdır, masadan kaçmamasıdır. Türkiye büyük bir diplomasi devletidir, masaya oturulduğu zaman çözülmeyecek sorun yoktur."

YUNANİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI DENDIAS'IN SÖYLEMLERİ

Çelik, bir gazetecinin "Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias gerek askeri gerek siyasi sahada ülkesinin başlattığı ve tırmandırdığı gerilimi göz ardı ederek 'provokatif söylemlerden vazgeçilirse Türkiye ile müzakereye açığız' mesajını verdi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da Yunan tarafını yalancılık hastalığıyla tanımladı. Bu şartlar altında Türkiye-Yunanistan arasında yeni bir görüşme trafiği başlayabilir mi? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Prag'da Yunan yetkililerle bir araya gelmesi söz konusu olabilir mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Arkadaşlar zaten krizin en büyük sebeplerinden bir tanesi bu Yunan Dışişleri Bakanı'nın söylemleri. Yunan Dışişleri Bakanı sürekli savaş kışkırtıcılığı yapan, gerilim tüccarlığı yapan birisi. Avrupa'da uluslararası toplantılarda bunun söylemlerini masaya koyduğunuzda, Avrupa'daki bakanlar, daha üst düzey yetkililer bu şahsın söylemlerinin marjinal olduğunu ifade ediyor. Hatta Yunanlı siyasetçilerle karşılaştığınızda 'Biz diplomasi diyoruz, masadan bahsediyoruz, gelin bunları çözelim diyoruz, sizden bu açıklama geliyor' dediğinizde 'Ya bu Dendias'ı çok ciddiye almayın çünkü bu bütün bunları iç politikadaki hırsları sebebiyle söylüyor. İç politikada kendini öne çıkarmak için söylüyor' diye de açıkça ifade ediyorlar."

"DENDIAS'A KONUŞMA YASAĞI KONSA TANSİYON DÜŞER"

Dendias'ın gece gündüz kışkırtıcılık yaptığını, sonra da "Biz hukuktan yanayız, Türkiye isterse masaya otururuz." dediğini aktaran Çelik, şöyle konuştu:

"Bütün bu kışkırtıcılığı yapan sizsiniz, hukuku ihlal eden sizsiniz, şu andaki hükümet politikası içinde de en radikal, en saldırgan üslubu kullanan, her türlü diplomasi masasını devirmeye çalışan dili kullanan şahıs bu şahıs. Türkiye'ye geldiğinde basın toplantısı yaparken bile bütün dünyanın gözü önünde buraya kavga çıkarmaya geldiği, hırçınlık yapmaya geldiği, diplomasi adına konuşmak değil Yunanistan'daki marjinal çevreleri mutlu etmek üzere konuştuğu herkes tarafından görüldü. Aslında Yunanistan 6 aylığına, 1 seneliğine Dendias'a konuşma yasağı koysa, tansiyonun önemli ölçüde azalmasına hizmet etmiş olur. Yunanistan için de faydalı olur. Bu kadar gerilim, bu kadar yüksek tansiyon iyi bir şey değil."

"BU SAYGISIZLIK TÜRK SUBAYINA YAKIŞMAZ"

Çelik, bir gazetecinin "Tokat Valiliğinin 30 Ağustos'ta düzenlediği resepsiyonda valinin elini sıkmayan askerler Milli Savunma Bakanlığınca görevden alındı. Bu olaya ilişkin değerlendirmeniz ne olur?" sorusunu da şöyle yanıtladı:

"Gerek Tokat Valiliğinde gerçekleşen olay, daha önce de Kayseri'de gerçekleşen olay, bunlar asla kabul edilemez. Hiçbir şekilde devlet adabına, emir komuta zincirine uymayan şeyler. Türk Silahlı Kuvvetleri hukuka, Anayasa'ya bağlı, bütün bir felsefesinin temeline disiplini koymuş çok büyük ve güçlü bir ordu. Orada valiye, mülki idare amirine karşı yapılan bu saygısızlık Türk subayına yakışmaz. Bunun bilincinde olarak daha olay olur olmaz Milli Savunma Bakanlığı tarafından gereken soruşturma açılmış, tahkikat yapılmış, soruşturmanın selameti açısından bu kişiler açığa alınmıştır ve Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edilmiştir." (AA)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir