İZMİR - Kapasite artışına karşı çıkan vatandaşlar adına verilen dava dilekçesinde, Yenicebelen Mevkisi'ndeki 79.22 hektarlık alanda faaliyet gösteren mermer ocağının kapasite kullanımı ve ruhsat sahası olarak aslında ÇED sürecine dahil olması gerekirken, kanunu dolanmak suretiyle saha limitlerinin düşük gösterildiği, tanıtım dosyasındaki veriler ile bölgenin gerçek durumu arasında ciddi uyumsuzluğun olduğu belirtildi. Mermer ocağı işletilmesi düşünülen ruhsat sahasının etki alanında zeytinliklerin bulunduğu ve bu haliyle 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun'un 20/1 maddesine açıkça aykırı olduğu da vurgulanıp, davanın duruşmalı olarak görülmesi istendi.
Halkın tepkisi ve itirazlar sonucu, mermer ocağı için daha önce verilen iki ruhsatın birleştirilip, alanı düşürülen ve yeni ÇED mevzuatına uydurulan projenin ÇED zorunluluğu sürecinin dışına çıkartıldığı ileri sürülen dilekçede, "Proje dosyasına göre, pasa (özellikle üst katmanlarda, kullanım alanı ve piyasa değeri olmayan çatlaklı ve kırıklı bir tabaka) alanın bir kenarına yığılmaktadır. Şu anda yığılmış olan atık miktarı 300 bin ton civarındadır. Projede, kurulacak mobil kırma eleme tesisinin mevcut pasa yığınını, sadece kasım-aralık-ocak-şubat ve mart aylarında olmak üzere iki yılda işleyeceği belirtilmektedir. Kırma-eleme işleminin, nüfus yoğunluğunun azaldığı aylarda yapılacak olmasının nedeni açıktır. Gürültü kirliliği ve toz bulutlarına karşı oluşacak tepkiyi minimize etmek. İnsanların gözünden kaçırmaya çalışmakla, oluşan toz bulutlarının rüzgarlı ve yağışlı kış mevsiminde daha geniş bir alana yayılarak, ocak çevresinde bulunan zeytinlikler başta olmak üzere tarım alanlarını ve doğal alanları olumsuz etkilemesinin önüne geçilemeyeceği ortadadır. Projede, verilen işletme izninin 10 yılda bir yenilenmek üzere planlandığı ve izin verilen yıllık üretim sonucu yılda 45 bin metreküp atık çıkacağı belirtilmektedir. Proje kapsamında ikinci aşamada, ruhsat alanının 24.16 hektarlık kısmında, yılda 4 bin 500 metreküpten, 50 bin metreküpe yükseltilecek kapasite ile yıllık 13 bin 500 ton blok mermer çıkarılmasının planlanmaktadır. Projeden yaptığımız bu alıntılar bize; 10 yıllık dönemlerde, mevcudun yaklaşık 5 katı pasanın birikeceğini söylemektedir. Bu kadar büyük bir miktarın depolanamayacağı açıktır. Ayrıca blok mermerin 9 katı atık çıkması ve bunu alandan uzaklaştırma gereği, işletmenin esas itibariyle bir kırık taş üretim işletmesi olacağını düşündürmektedir. Sahada cevher kalınlığı dikkate alınarak belirlenen rezerv miktarı 97 milyon 848 bin ton olduğundan, işletmenin ömrü her yıl maksimum kapasite ile çalışılması durumunda yaklaşık olarak 725 yıldır. İşletme ruhsatı süresi 10 yıldır. Günün ekonomik koşulları ve rezerv durumu göz önüne alınarak izin süresi temdit (süre uzatımı) taleplerinde bulunacaktır. Böylece temdit dönemlerinde de sahada faaliyetlere devam edilecektir. Temditlerle, proje alanı hallaç pamuğu gibi atılacak ve geri dönüşü mümkün olmayan bir tahribat yapılarak, çölleşmiş bir alan kamuya iade edilecektir" denildi.Söz konusu bölgenin civarının zeytinlik ve bademlik gibi kıymetli tarım arazileri ile çevrili olduğuna da dikkat çekilen dilekçede, "Bu proje, yaratacağı ve rüzgarlarla kilometrelerce ötelere taşınacak olan toz, gürültü, ağır taşıma araçlarının trafikte yaratacağı tehlikeler başta olmak üzere canlı yaşamını tehdit eder niteliktedir ve zeytin yasasına aykırıdır. Bölgede, frigana ve ardından çölleşmeye neden olacaktır. Bu hususlar çerçevesinde Ali Tekin tarafından işletilmesi planlanan 'Mermer Ocağı Kapasite Artırımı ve Kırma-Eleme Tesisi' projesi ÇED raporunun iptal edilmesini talep ediyoruz" ifadesi yer aldı. (DHA)