Yaklaşık beş yıl önce İzmir’de yolları kesişen bir grup üniversite öğrencisi, köy okullarındaki çocuklar için ‘bir şey yapmalı’ diyerek kolları sıvadı. ‘Yapboz Öğrencilere Destek’ ve ‘Ayraç Destek’ projeleri kapsamında öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak için kendi imkanlarıyla yardım malzemeleri toplayıp köy okullarına ulaştırdılar.
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre üniversite öğrencisiyken başlattıkları yardım faaliyetlerini mezun olduktan sonra da sürdüren gençler, sayıları her geçen gün artarak miniklerin geleceğine ışık tutmaya devam ediyor. Türkiye’nin her yerinden gönüllülerle ihtiyaç sahibi köy okulları için yardım kampanyaları yürüten gençler, palyaçolardan oluşan bir ekiple köy okullarında gösteriler yaparak sosyal yaşam olanaklarından yeterince faydalanamayan çocukların yüzünü güldürüyor.
MİNİK YÜREKLERİ UNUTMADILAR
Gönüllü olarak yaptıkları çalışmalarla çocukların yaşamlarına dokunduklarını söyleyen Velat Açar, “4 yıl boyunca köy köy kardeşlerimize ulaşarak ihtiyaçları doğrultusunda hediyeler gönderdik ve göndermeye devam ediyoruz. Yeri geldiğinde bizzat gidip hediyelerimizi veriyoruz, koşullarımız elvermeyince de hediyelerimizi gönderiyoruz. Hediyelerimiz ihtiyaca göre değişebiliyor. Ayakkabı, mont, spor malzemeleri, eldiven-atkı-bere, kırtasiye setleri, diş bakım seti ve olmazsa olmazlarımızdan kitaplarımızdan oluşuyor. Projemiz sadece kardeşlerimize birkaç hediye verelim ile bitmiyor. Üniversite yıllarında başlayan bu projemizin temel hedeflerinden bahsedersek yüzünü ilk kez göreceğimiz kardeşlerimizi mutlu edebilmek, evrensel etik ve güzel ahlakı konu alan oyunlar, gösteriler ile onlara rol model olmak; Türkiye’deki gönüllü faaliyetlerin arttırılması ve bu bilincin yayılmasına katkıda bulunmak gibi birçok noktaya vurgu yapabilmektir. Kendileri minik ama yürekleri kocaman olan kardeşlerimiz ile bir araya geldiğimizde, yaş grubuna göre hijyen eğitimi, ağız ve diş sağlığı, hayvanları koruma, paylaşmanın önemi, arkadaşlığın değerli olduğu gibi mesajlar içeren yaratıcı drama oyunları oynuyor ve bu eğitimleri pekiştiriyoruz. Yeri geldiğinde okuldaki öğretmenlere ilk yardım eğitimi ve öğrencilerin akranlarıyla olan problemlerinde baş etme yöntemleri gibi konularda destekleyici temel eğitimler veriyoruz” dedi.
İYİLİK DAĞITIYORLAR
Üniversite yıllarında başlattıkları projeleri mezun olduktan sonra da devam ettirdiklerini dile getiren Açar, “Zaman geçtikçe edindiğimiz tecrübelerle, yardımlaşmaya ve dayanışmaya ihtiyacımızın olduğunu anladık. Bu projenin maneviyatının boyutuyla daha büyük bir sorumluluğumuz olarak görüyor, bu bilinç ile hareket ediyoruz. Çünkü proje büyüdükçe biz kardeşlerimizi bulalım derken, öğretmenler o bölgede bulunan sakinleri sosyal ağlardan bize ulaşıyor ve durumu dile getiriyorlar. Evrensel, çağdaş ve bütün çocukların mutlu olacağı bir dünya hayaliyle gönül verdiğimiz bu projede son hızda çalışmalarımız devam ediyor. Minik kardeşlerimizin yüzündeki gülümsemeyi gördükçe bizi başka kardeşlere ulaşmanın azmini daha fazla perçinliyor, bu yüzden daha fazla çalışıyoruz. Projemizi büyük bir mutlulukla yapıyoruz fakat şu an yaşadığımız tek ve büyük sıkıntısı kaynak bulmak... Dokuz Eylül Üniversitesi mezunlarından olduğumuz için okuduğumuz yıllarda rektörlük izniyle kermesler yapıldı, mini konserler düzenlendi. Gelecek nesiller için umutlu olan gönüllü bağışçılarımız olmasa daha da zor işler. Ekipçe pes etmiyoruz elbette; sınırlarımızı, koşullarımızı zorlayarak kardeşlerimize koşmaya devam” ifadelerini kullandı.
PALYAÇOLAR KÖY KÖY GEZİYOR
Köy okullarında yaptıkları gösterilerle çocukları hem eğlendirdiklerini hem de arkadaşlık ve yardımseverlik gibi manevi değerleri aşıladıklarını kaydeden Açar, şunları söyledi: “Son bir haftada neler yaptık diye sıraladığımızda Oyuncak Kardeşliği projesi ile Mardin-Mazıdağı’nda bir proje gerçekleştirdik. Daha sonra Şırnak-İdil’de ve Hakkari-Yüksekova’da Yüksekova Kadınları Destekleme Derneği ile birer proje gerçekleştirdik. Yeni yıla gün sayarken kardeşleri ne mutlu edebilir fikri üzerinde düşündüğümüzde onların ihtiyaçları dışında olan, yüzlerinde şaşkınlık yaratacak belki de hiç görmedikleri ama mutlaka görmek isteyecekleri bir şey olmalıydı. Kocaman kırmızı burnu olan, renkli, neşeli ve neşesini çevresiyle paylaşan bir palyaço olalım dedik. Daha önce gerçekleştirdiğimiz projelerden faklı olduğu için inanın çocukların bu neşesini hiç palyaço görmemiş çocuklar gibi bizler de heyecanlı, neşeli bir o kadar da gözlerindeki ışıltının meraklısıydık. Karlı dağları aştık bir palyaço olarak kapılarını çaldık. Bir palyaço olarak daha nice kapıları bir çalacağımızı ve o kapıların ardındaki kardeşlerimize hediyelerimizi vereceğimizin sözünü veriyoruz. Çalışmalarımıza destek veren Yüksekova Kadınları Destekleme Derneği’ne, Mardin’de bizimle olan Oyuncak Kardeşliği Ekibine ve Şırnak’ta bizimle olan değerli öğretmenlerimize teşekkür ediyoruz.” (İlkses Gazetesi)