Kutluhan Bozbay, bugün 18 yaşında otizmli bir genç. Ailesi, teşhis konulmasıyla birlikte ilk şoku atlattıktan sonra o güne kadar sadece kelime olarak bildikleri ‘otizm’ hakkında araştırma yapmaya başladı. Devletin sağladığı olanakların kısıtlı olduğunu görünce oğullarının iyi bir eğitim alabilmesi için tüm imkanları seferber ettiler. Eğitim hayatı boyunca aşılması güç engellerle karşılaşsa da pes etmeyen Kutluhan, bu yıl Eşrefpaşa Anadolu Lisesinden başarıyla mezun oldu. Üniversite sınav sonuçlarının açıklanmasıyla ise otizmin engel olmadığını kanıtladı ve ilk tercihi olan Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’ne yerleşti. Üniversiteyi kazandığı için çok mutlu olmasına rağmen ilkokul çağında öğretmen ve öğrencilerin kendisine karşı tutumlarının oluşturduğu yaralar hala izlerini koruyor.
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre sınıf öğretmeninin “Bu çocuktan hiçbir şey olmaz” sözünü unutamayan Kutluhan, “İnsan isteyince her şey olur. Kim ne derse desin... Çocuklarınız için ‘Bundan hiçbir şey olmaz’ diyenleri dinlemeyin. Çocuklarınıza inanın ve güvenin” diyor.
BİR KAMU SPOTU GÖRDÜM...
Kutluhan’ın mücadelesinin mimarı, akranlarıyla birlikte kaynaştırma öğrencisi olarak eğitim hayatına devam edebilmesi için çabalayan annesi Işılay Cengiz... Karabağlar Belediyesinde harita teknikeri olarak çalışan Cengiz, otizm ile tanışma hikayesini şöyle anlattı: “Kutluhan, 1,5 yaşından sonra sustu ve her şey gerilemeye başladı. Rahatsız olmaya başlamıştım bu durumdan ama sürekli de durduruluyordum. ‘Babası da geç konuştu’, ‘Erkek çocukları geç konuşur’ gibi cümleler duyuyordum çevremden. Sonra televizyonda otizm ile ilgili bir kamu spotu gördüm. O zamana kadar otizmin ne demek olduğunu bilmiyordum ve hemen araştırmaya başladım. Karşıyaka’da bir özel eğitim merkezine gittik. Hatta öncesinde telefonla görüştük, sorularını cevapladım ve ‘Çocuğunuz otizmli’ dediler. Ertesi gün merkeze gittik. Rapor almamız için hastaneye yönlendirdiler, orada da ‘Çok başında yakalamışsınız’ denildi.”
DUVARA TOSLAMIŞ GİBİYDİM
Otizm teşhisinin ardından uzun süre kendine gelemeyen fakat oğlu için yeniden ayağa kalkmayı başaran Cengiz, “Duvara toslamış gibiydim... Ama ‘Neden benim başıma geldi?’ demedim hiçbir zaman. Onlar sevgi dolular ve doğru şekilde eğitildikleri takdirdi ciddi yol alıyorlar. Ancak bu, devletin verdiği ayda 8 saat ders ile kesinlikle olmaz. Biz maddi şartlarımızı zorlayarak daha fazla ders aldırdık hep. Yeri geldi ikinci bir işte çalıştım. Ama özel eğitim masraflarını karşılayacak durumda olmayan çok sayıda aile var. Ailelerin çocuklarını saklamamaları gerekiyor. Biz hep toplumda görünürdük ve başkalarına da yol gösterici olduk” dedi.
“SEN GERİZEKALI MISIN?”
Kaynaştırma öğrencisi olan oğlunun ilkokula başladığı dönemde zaman zaman ayrımcılığa maruz kaldığını anlatan Cengiz, “Diğer çocuklar tarafından dışlandı, zayıf halka olduğu için bazen şiddet gördü. Sınıftan bir arkadaşı Kutluhan’a ‘Sen gerizekalı mısın?’ diye sormuş. Bu olayın arka planını araştırdığımda velilerden birinin çocuğuna otizmi anlatamadığı için bu şekilde bir yanıt verdiği ortaya çıktı. Ama ben veli grubuyla sürekli iç içe oldum. Öğretmeninden, ‘Olmuyor’ cümlesini duyduğumda hep çok üzülüyordum. Kutluhan çoğunlukla yalnız bir çocuktu. Oyunlara katılamıyordu. Çubuk kraker ya da dondurma alarak onların arasına girmeye çalışıyordu. Git gide kendi kendini oyalayan bir çocuk haline geldi. Müzik hayatına girdikten sonra her şey değişti. Gitar çalmaya başladı, ortaokuldan mezun olana kadar devam etti. İlkokulda yaşadığımız sorunları sonrasında hiç yaşamadık. Mavi Işık Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ndeki hocalarımız da Kutluhan’a çok şey kattı. Şimdi her gereksinimini kendi kendine karşılıyor” ifadelerini kullandı.
BU KADARINI HAYAL EDEMEZDİM
Kutluhan’ın üniversite sınavlarına hazırlandığı dönemde kanser tedavisi gördüğünü dile getiren Cengiz, “O süreçte oğlumla pek ilgilenemedim. Son 1,5 ay sıkı çalıştı. Ben hep hedeflerimi ve hayallerimi kendime göre küçük tuttum. Hayal kırıklıklarını en az düzeyde yaşayabilmek için... Tarihe hep merakı vardı. Okur, tartışır ve bilgisiyle karşısındakini şaşırtır. ‘Ben tarih okuyacağım’ dediğinde kararına destek verdik. Ege Üniversitesi, Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden biri... Bu kadarını asla tahmin edemezdim. Bunca senenin emeği meyvesini verdi. Kutluhan istediği her şeyi başarır. Otizm bir hastalık değil farklılık. Aileler bunu aklından çıkarmasın. Dışarıdan gelecek her türlü motivasyon düşürücü cümlelere kulaklarını tıkasınlar. Kimse çocuğunu saklamasın. En kısa sürede eğitime başlasınlar. Otizmin tek ilacı eğitim” diyerek çocukları yeni tanı almış ailelere tavsiyelerde bulundu.
DENİLENLERİ DİNLEMEYİN
Üniversiteyi kazandığı için iyi bir örnek olmanın gurur ve mutluluğunu yaşayan Kutluhan Bozbay ise ilkokul öğretmeninin “Bu çocuktan hiçbir şey olmaz” sözünü ise hala daha unutamıyor: “Tarihi çok seviyorum ve ilgi duyuyorum. Akademisyen olmak istiyorum. İnsan isteyince her şey olur. Kim ne derse desin... ‘Bundan hiçbir şey olmaz’ diyen öğretmenim ile şimdi karşılaşmak isterdim. İki sene boyunca bir kafede çalışarak para biriktirdim. 5 ay önce ehliyet aldım ve motosiklet kullanıyorum. Bir şeyi kafaya koyduğum zaman başarıncaya kadar çabalarım. Hırsım ve azmim çok büyük. Kimse çocuğunun otizmli çocuğunu saklamasın. Ne kadar erken eğitime başlarlarsa o kadar çok yol alırlar. Çünkü eğitim sayesinde yol alabiliyoruz. Çocuklarınız için ‘Bundan hiçbir şey olmaz’ diyenleri dinlemeyin. Çocuklarınıza inanın ve güvenin.” (Çağla Geniş / İlkses Gazetesi)