Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, depremlerde can ve mal kaybını azaltmak için alınması gereken önlemleri sıralayıp, yapı denetim mekanizmasının yeniden düzenlenmesi gerektiği söyledi. Prof. Dr. Sözbilir, Türkiye'de bir an önce yetkin mühendislik sistemine geçilmesi gerektiğini de dikkati çekip, doğal afet eksenli şehirleşme modeli önerisinde bulundu.
DAUM Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, asrın felaketi olarak tanımlanan depremler sonrası Afyon Milletvekili Veysel Eroğlu başkanlığında kurulan TBMM Araştırma Komisyonu’nda dün konuştu. Prof. Dr. Sözbilir, gelecek depremlerde can ve mal kaybını azaltmak için alınması gereken önlemleri sıraladı. Prof. Dr. Hasan Sözbilir, yakın gelecekte deprem üretecek diri faylar üzerinde yapılaşma kısıtlaması getiren Fay Yasası'na ait standartların bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Deprem bölgesinde deprem sırasındaki sarsıntıyla yeni kırık ve çatlaklar oluştuğuna dikkati çeken Prof. Dr. Sözbilir, "Bu durumda yer altı suyu yollarının yön değiştirmesine neden olduğunu kaydetti. Yer altı sularında hem doğal hem de insan kaynaklı nedenlerle kirlenme olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sözbilir, bunun için sistematik örnekleme yapılarak kirlenme tipi, derecesi ve yerlerinin tespit edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Yer altı suyu beslenme modellerinin havza bazında yeniden kurulması gerektiğini ifade den Prof. Dr. Sözbilir, kirliliğin giderilmesi içinde gerekli arıtma sistemlerinin geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Sıvılaşma tehlikesinin geliştiği alanlarda jeoteknik, jeofizik ve sondaj çalışmalarıyla sıvılaşma mekanizmasının anlaşılması ve modellenmesi gerektiğini anlatan Prof. Dr. Sözbilir, bu bölgelerde sıvılaşma tehlikesinin giderilmesini sağlayacak önlemlerle zeminlerin iyileştirilmesi, iyileştirilemeyecek zeminler üzerine ise yapı yapılmaması gerektiğini belirtti. Yapı denetim mekanizmasının yeniden düzenlenmesi gerektiğine de dikkati çeken Prof. Dr. Sözbilir, “Bina yapımı öncesindeki yer bilimsel çalışmalardan binanın anahtar teslimine kadar jeoloji, jeofizik ve inşaat mühendislerinin imzalarının olması gerekir. Ayrıca, bu sistemin uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından kamusal olarak denetlenmesi gerekir" dedi.
'DOĞAL AFET EKSENLİ ŞEHİRLEŞME MODELİ ÖNERİSİ'
Prof. Dr. Sözbilir, Türkiye'de bir an önce yetkin mühendislik sistemine geçilmesi gerektiğine işaret etti. Mühendislik sisteminin diğer mesleklerde olduğu gibi en az üniversite mezunu düzeyindeki insanlardan oluşması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Yetkin mühendislik sistemindeki eksikliğin lisansüstü düzeyde eğitim verecek olan afet yönetimi ve deprem araştırma enstitüleriyle giderilebilir" diye konuştu.
Alınması gereken diğer önlemleri ise Prof. Dr. Sözbilir, şöyle sıraladı:
"Deprem bölgelerinde diri fay kontrolünde veya nehir boyunca kurulu yerleşimlerin, doğal afet eksenli şehirleşme modeline göre yeniden yapılanması gerekir. Bu yapılanmanın şehrin dokusu- deseni-rengi ve kültürel yapısını koruyacak şekilde perde duvarlı binaların yer aldığı yatay mimari düzeninde olması gerekir. Türkiye'de depremle ilgili yeni bir kurumsal yapılanmaya gidilmeli. Dünyada gelişmiş ülkelerde olduğu gibi doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı özerk bir çatı kurum niteliğindeki Türkiye Yerbilimleri Araştırmaları Kurumu'nun kurulması gerekir. Toplumun ilkokuldan başlayarak yaşam boyu doğal afetler konusunda eğitimi ve bilinçlendirilmesi, doğal afet eksenli tatbikatların belirli sürelerle sürekli yinelenmeli. Olası bir deprem anında ilk müdahalenin yerel halk tarafından yapılması, bunun için mahalle bazında yerel arama kurtarma gruplarının oluşturulması ve uygun yerlerde olaya müdahale edebilecek malzeme ve aletlerle donatılmış konteynerlerin konuşlandırılması gerekli." (DHA)