MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Prof. Dr.Tosun’dan gündeme bakış: Çarpıcı Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu mesajları!
Politika
26 Mayıs 2022 Perşembe 08:24

Prof. Dr.Tosun’dan gündeme bakış: Çarpıcı Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu mesajları!

Siyaset Bilimci Tosun, Kılıçdaroğlu’nun kurum ziyaretleri ile ‘oyun kurucu/gündem belirleyici lider’ olarak pozitif etki yarattığını ve seçim kazanabilecek adaylar arasında olduğunu söyledi. Tosun, İmamoğlu’nun da tartışmalı Karadeniz turuna rağmen en güçlü 3 adaydan biri olduğunun altını çizdi. AK Parti’nin ekonomik krizle kaybedilen oyları geri kazanmasının mümkün olmadığını ifade eden Tosun, ‘ittifak içi ittifak’ ihtimali ve kritik yargı kararlarının olası sandık yansımaları da yorumladı.

Efe Can TAN/GERÇEKİZMİR - Türkiye siyaseti seçim yolunda ekonomik kriz, kritik yargı kararları, muhalefetin 6’lı masa çatısındaki çalışma ve arayışları, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusunun yanıt aradığı süreçte Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ses getiren hamleleri ve büyük mitingi, hükümetin enflasyonu önleme hamleleri ve mülteci sorunu gündemiyle hareketli ve hararetli günler geçiriyor.

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun gündeme damga vuran olayların toplumsal etkilerini ve olası sandık yansımalarını değerlendirirken önemli açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı’nın kurum ziyaretlerinin ise ‘oyun kurucu ve gündem belirleyici lider’ olarak hakkında pozitif algı yaratacağını ifade eden Siyaset Bilimci Tosun, Maltepe mitinginin beklenen ilgiyi yarattığınını söyledi ve Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanabilecek adaylar arasında olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Tosun ayrıca Ekrem İmamoğlu’nun da ‘katılımcıları’ nedeniyle tepkilere maruz kaldığı Karadeniz turu sonrası da en güçlü 3 adaydan biri olduğunun altını çizdi.

Yargının tartışılan Gezi Davası ve Canan Kaftancıoğlu kararlarının CHP’nin oylarını konsolide edeceğini ifade eden Siyaset Bilimci Tosun, derinleşen ekonomik krizin gölgesinde yapılacak iyileştirici hamlelere rağmen AK Parti’nin kaybedilen oyları geri kazanabilmesinin mümkün olmadığını söyledi.

’6’lı masa’ içinde yer alan Gelecek Partisi, DEVA ve Saadet Partisi’nin ittifak içinde bir ittifak kurmasının getirisinden çok götürüsü olacağını söyleyen Prof. Dr. Tosun, mülteci karşıtlığı politikayla özdeşleşen Zafer Partisi’nin ve Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın İzmir’de bir karşılığı olmayacağını da sözlerine ekledi.



İTTİFAK İÇİNDE İTTİFAKIN GETİRİSİNDEN ÇOK GÖTÜRÜSÜ OLUR!

- ‘6’lı masa’ içinde yer alan Gelecek Partisi, DEVA ve Saadet Partisi’nin ittifak içinde başka bir ittifak oluşturacağı konuşuluyor. Bu yöntem ne sonuç verir? ‘CHP’ye oy vermeye eli gitmeyenler’ için daha güçlü bir alternatif oluşturur mu?

‘6’lı Masa’ içinde yer alan Gelecek Partisi, DEVA ve Saadet Partisi’nin ittifak içinde ayrı bir ittifak oluşturma olasılığı, özellikle yeni kurulan Gelecek ve DEVA’nın kendi kurumsal kimliklerini güçlendirme adına göz ardı edilmemeli. Fakat şunu da belirtmek gerekir ki böyle bir ittifakın en fazla kazandıracak ittifak olamayacağı da açık. Özellikle ayrı üç partili bir ittifakla seçime girmeleri tercih edilirse elde edecekleri oylarla kazanacakları milletvekili sayısı minimum düzeyde kalır. Buna karşılık CHP ve İYİ Parti ittifakının ana bloğunu oluşturacağı bir ittifakın altında “alt ittifak” olarak seçime katılmaları ise ayrı ittifaka göre daha fazla kazandıran, fakat en fazla kazandıracak olan ittifak olmayacağı geliştirdiğimiz senaryolar çerçevesinde anlaşılıyor. Bu ittifak seçeneği ‘CHP’ye oy vermeye eli gitmeyenler’ için daha güçlü bir alternatif oluşturmaz kanımca. Çünkü bu yöntemle bir miktar seçmen bu ittifaka çekilebilirse de, güçlü tek ittifakın üreteceği maksimum milletvekili sayısı azalacağı için, getirisinden çok götürüsünün olacağını düşünüyorum.

KAFTANCIOĞLU VE GEZİ DAVASI KARARLARI CHP OYLARINI KONSOLİDE EDER!
-Canan Kaftancıoğlu ve Gezi Davası kararları iktidarı nasıl etkiler, seçmen davranışını değiştirir mi?

Kaftancıoğlu ve Gezi davası kararlarının parti tercihi anlamında özellikle CHP ve sol/sosyalist partilere yönelimi arttıracağını düşünmüyorum. Bu anlamda seçmenin oy verme davranışında dikkate değer bir pozitif etki yapmaz. Asıl önemli etki, CHP’ye ilişkin zihninde soru işareti olan seçmenin bu partiyle kenetlenmesine, dolayısıyla özellikle CHP oylarının daha fazla konsolide olmasına etki yapabilir bence. Çünkü bu kararlar özellikle CHP ve sol/sosyalist seçmen için düşünce özgürlüğü aleyhine kararlardır. Bu nedenle iktidar karşıtlığının parti tercihi anlamında pekişmesine aracılık edebilir. Bu da seçmenin oy verme davranışını CHP ve sol/sosyalist partiler için en fazla çok sınırlı ölçüde pozitif anlamda etkileyebilir.

OYUN KURUCU VE GÜNDEM BELİRLEYİCİ LİDER!

-Kılıçdaroğlu’nun SADAT, bakanlık, TÜİK ziyaretleri adaylık ilanı mı? Yoksa bu kurumlara gidip içeri alınmaması zayıflık olarak mı algılanır?

Kılıçdaroğlu’nun bu tür ziyaretleri doğrudan bir adaylık ilanı şeklinde okunamasa da, CHP liderinin gündem oluşturma gücünü arttırıyor. Gündem oluşturmanın bir sonraki aşaması ise, seçmeni bu ziyaretlerle hedeflediği amaç doğrultusunda ikna edici oluyorsa, bu takdirde adaylık anlamında kendine yönelik toplumsal desteği artırıcı bir etki yapıyor olabilir. Bu kurumlardan içeri alınmaması ise Kılıçdaroğlu adına bir zaafiyetin değil, tam tersine ilgili kurumlar adına seçmen zihninde ‘neden içeri alınmıyor’ şeklinde birtakım soru işaretleri oluşturabilir ki bunun da olumlu etkisi Kılıçdaroğlu’na ilişkin oyun kurucu ve gündem belirleyici lider olarak pozitif algının artmasıdır.

KILIÇDAROĞLU KAZANABİLECEK ADAYLAR ARASINDA!

-CHP’nin Maltepe Mitingi beklenen ilgiyi ve gündemi yaratabildi mi? Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı için doğru aday mı veya doğru aday kim?

Miting beklenen ilgiyi yaratmıştır.  Bunu öncelikle katılımın yarım milyon kişiye ulaşmasından anlıyoruz. Bunun yanısıra, kürsüye davet edilen yurttaşların yaşadıkları sorunları kürsüde mitinge katılanlarla doğrudan, ekranlar aracılığıyla geniş kitlelerle paylaşılması gibi bir sonuç üretmesi, ülkede yaşayan sorunların bir kez daha bizzat sorunlara yaşayanlar tarafından dillendirilmesi de olumlu bir etki yapmıştır. Diğer yandan, Kılıçdaroğlu’nun kürsüden dile getirdiği sorunlar ve çözüm önerileri yaşanan sorunların seçmen kitlesinin zihnine daha güçlü yerleşmesine yol açmış olabilir. Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı için doğru bir adaydır. Bunu Altılı Masanın çizdiği aday profili ve nitelikleri ile Güçlendirilmiş Parlamenter sistem için öngörülen tarafsız, birleştirici bir aday tipi anlamında ifade ediyorum. Soru kazanacak olma anlamında doğru aday mı şeklinde kurgulanmışsa, Cumhurbaşkanlığı için adı geçen diğer adaylar gibi, Kılıçdaroğlu da kazanabilecek adaylar arasındadır. Bunu bilimsel yöntemler ışığında araştırma yapan araştırma kuruluşlarının bulguları gösteriyor.

İMAMOĞLU HALEN EN GÜÇLÜ ÜÇ ADAYDAN BİRİ!
-Ekrem İmamoğlu hakkındaki tartışmalar onun Cumhurbaşkanlığı adaylığı ihtimalini ortadan kaldırır mı?

İmamoğlu’nun Karadeniz ziyareti sırasında medyaya yansıyan fotoğraf doğaldır ki özellikle CHP seçmeninde bir şaşkınlık ve kızgınlık yarattı. Fotoğraf yıllar içinde büyük emekle oluşturulan İmamoğlu imajına CHP seçmeni nezdinde zarar verdi. Fotoğraf üzerinden yürüyen tartışmaların ardından İmamoğlu fotoğraf için değil, buyurgan söylemi nedeniyle özür diledi. Özür CHP kitlesinde bir miktar olumlu etki yapsa da, İmamoğlu’na yönelik teveccühte zayıflama olduğu kanaatindeyim. Önümüzdeki günlerde süreç tabii ki yönetilebilir, İmamoğlu’na yönelim bir miktar geri dönebilir. Bu olaylar zinciri İmamoğlu’unun adaylık ihtimalini ortadan kaldırır diye düşünmek fazla iddialı olur. Süreci İmamoğlu iyi yönetir ve destek örüntüsü araştırmalara artarak yansırsa, adaylık tabii ki olasılıklar dahilindedir ve İmaoğlu halen en güçlü üç adaydan biridir.

AK PARTİ’NİN KAYBEDİLEN OYLARI GERİ KAZANABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL!
-Ekonomik kriz ağır hissediliyor fakat kısmi bir düzelme yaşanırsa seçime giden süreçte AK Parti kaybettiği oyları geri kazanabilir mi?

Ekonomik krizin yönetimi iktisadın konusudur ve iktisat bir bilim dalıdır. Ben bu krizin yapısal düzenlemeler yapılmadan önümüzdeki süreçte yönetilebileceğini, krizden çıkılacağını söyleyen tarafsız iktisatçı bilim insanlarının yazdıklarına denk gelmedim. Politik boyutu da çok önemli olan yapısal önlemler alınmadan kurumların bağımsızlığı sağlanmadan ne iç ne dış piyasaya güven verilebileceği, krizin yönetilebileceğini düşünüyorum. Tam tersine tarafsız, uluslararası akredite iktisat bilimciler krizin daha da derinleşeceği görüşünde... Bu saatten sonra popülist ekonomi politikalarıyla da günü kurtarmanın ekonomik maliyeti çok yüksek olacağı için kaybedilen oyların geri kazanılabilmesi mümkün değil. 1950’den günümüze Türkiye’de iktidarların ekonomi-politiğiyle de ilgilenen bir siyaset bilimci olarak, enflasyon ve işsizliğin arttığı, büyümenin seçmenin gündelik hayatına refah artışı  olarak yansımadığı konjonktürlerde iktidarların oy kaybettiklerini, bu kaybın çoğu zaman iktidarı kaybetmekle sonuçlandığını ekonomik ve politik veriler söylüyor.

İZMİR VE ZAFER PARTİSİ FARKLI DÜNYALARA AİT!
-İzmir ulusalcı damarın baskın olduğu bir kent. Göçmen karşıtlığı ile siyaset yapan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ İzmir’den karşılık bulur mu?

İzmir’in ulusalcılığı katı milliyetçi değerlerden beslenen, dışlayıcı, ötekileştirici bir politik ideolojiye karşılık gelmez. Bu anlamda İzmir  ve İzmirli, vatanseverliğiyle öne çıkan, demokratlığı, bir arada yaşamayı, farklılıklara saygıyı baştacı eden bir kent. Bu bağlamda düşünüldüğünde Zafer partisinin söyleminin İzmir’de çok fazla karşılık bulamayacağını düşünüyorum. İzmir ve İzmirlilik ile Zafer Partisi’nin ideolojik çizgileri farklı dünyalara aittir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir