CHP İzmir Milletvekili Özcan PURÇU, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün yıldönümü olan 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ile ilgili açıklamada bulundu:
“Bugün, tüm insanların hiçbir ayrım gözetilmeksizin yalnızca insan oluşlarından dolayı özgür, onurlu ve haklar bakımından eşit doğduğunu ilan eden İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün yıldönümü olan 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nün 73. Yıl dönümü!
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, tüm insanların hiçbir ayrım gözetilmeksizin yalnızca insan oluşlarından dolayı özgür, onurlu ve haklar bakımından eşit doğduğunu ilan etmektedir. Buna göre herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka bir kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, bu bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir denilerek tüm insanlığın hak ve özgürlükleri güvence altına almıştır.
Bu açıdan, Cumhuriyet Halk Partisi bünyesinde Milletvekili olarak mensubu olduğum Romanlara ve Romanların Türkiye’de ve dünyada yaşadığı hak ihlallerine vurgu yapmak isterim.
Romanların yıllardır uğradığı ayrımcılık, henüz hiçbir konuda zerre kadar azalmamıştır. Bunun sonucunda 2021 yılında da Romanlar kayıt dışı istihdama mahkûm edilmiş, günlük kazançlı güvensiz işlerde çalışmak zorunda kalmışlardır. AKP, bu konuda herhangi bir politika izlememiş, Romanların Kayıtlı İstihdama Erişimi konusunda herhangi bir adım atmamıştır. Romanlardan oluşan hanelerin çoğu, derin yoksullukla mücadele etmekte ve temel ihtiyaçlara erişememektedir. Dolayısıyla yaşam hakkı başta olmak üzere eğitim, barınma, sağlık, beslenme, eşitlik, çalışma hakkı gibi birtakım anayasal hakları ihlal edilmektedir.
Birçok alanı olumsuz etkileyen pandemi sürecinde Romanlar, her yönden dezavantajlı konuma düşmüşlerdir. Roman çocukların eğitime erişimi bu yıl da mümkün olmamış, uzaktan eğitimde bu mağduriyet daha da derinleşmiştir. Genel olarak Roman kadınlar Türkiye’deki diğer kadınlar gibi haklarına erişememiş, eğitim ve istihdam başta olmak üzere birçok alanda hak ihlaline maruz bırakılmışlardır. Nefret söylemi de romanlara dair diğer sorunlar gibi devam etmiştir.
Bu acı tabloyu değiştirmek elbette mümkündür ve iktidarın elindedir. Fakat, günümüzdeki iktidar; insan hakları ve hukukun üstünlüğü başta olmak üzere her alanda yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle, iktidarımızda;
İnsan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi ilkelerinin egemen olduğu; hak ihlallerinin olmadığı, eşit ve özgür Türkiye'yi hep birlikte kuracağız.
İnsan hak ve özgürlüklerinin herkes için tüm yönleriyle korunup hayata geçirildiği bir dünyaya ulaşılması temennisiyle...”