Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nden 1986 yılında mezun olduğu Ege Üniversitesi'ne 3 ay önce rektör olarak atanan Prof. Dr. Necdet Budak, bugüne kadar yaklaşık 2 bin kişiyle toplu ve bireysel görüştü; 100'ün üzerinde de brifing aldı. Her gün saat 07.30'da girdiği kampüsten en erken 19.30'da çıkan, gün boyu en fazla yarım saat süren çeşitli görüşmeler yapan Prof. Dr. Budak'ın binlerce öğrenciyle iletişim halinde olması ilgi çekiyor.
Öğrenciler istediği için 09.00- 17.00 saatlerinde çalışan kütüphaneyi 24 saat açık hale getirtip, sıcak çorba ikram ettiren Budak, bu hareketiyle de öğrencilerin sevgisini kazandı. Bu duruma çok şaşırdığını söyleyen Prof. Dr. Budak, şöyle konuştu: "Öğrencilerin yüreklerine dokunmayı seviyorum. 'Rektör bizim yanımızda' diyorlar. Rektör kimin için var? Rektör masada tamamen bürokrasi içine gömülüp onay merci olmamalı. Arazide olması lazım, kolay ulaşılabilir olması lazım. Öğrenci, ilk kez bir rektörle oturup yemek yiyor. Bu çok yaralayıcı bir şey. Çocuk, Anadolu'dan gelmiş, maddi manevi sorunları, okulla ilgili sıkıntıları olabilir. Onunla empati yapıp, kendi geçtiğimiz yolları hatırlamalıyız. Ben çok aşırı fakirlikle okudum. Annemin, babamın bana aylık para göndermesi mucizeydi. Yemek parasının ne olduğunu bilen biriyim. Ayakkabı da boyadım, su da sattım. Bu çocukların kız arkadaşı var, erkek arkadaşı var, sosyal faaliyete ihtiyacı var. Kötü alışkanlıklardan uzak kalması lazım. Öğrencinin kafasındaki tüm bu endişeleri algılayıp ona üniversitenin rektörü olarak ki onlar bana 'Baba' yakıştırması yapıyorlar destek vermek gerek. Beni, evlerine davet ediyorlar, yurtlara davet ediyorlar. Onlarla derinlik kazanıyorum. Bunlar beni de manevi anlamda mutlu ediyor ve yorgunluğumu alıyor. Bir öğrenci en kötü ihtimalle sorununu rektöre yazabiliyor, ulaşıyor. Bu algının gelişmesi birçok şeyi otokontrole bağlıyor."
'HOCAM, RÜZGARINIZ YETER'
Sosyal paylaşım sitesi Twitter'da 2 hafta önce hesap oluşturan ve takipçi sayısını hızla artırarak, öğrenciler arasında sosyal medyada fenomen olan Prof. Dr. Budak, kendisine gelen her mesajı okuyup, sorulara da yanıt veriyor. Öğrencilerin, "Memlekete gideceğiz ancak daha vize ve final sonuçları açıklanmadı, bütünlemeye kalıp kalmadığımızı bilemediğimizden biletlerimizi alamıyoruz" yönündeki mesajlarının ardından dekan aracılığıyla ilgili dersin hocasının uyarılması ve sınav sonuçlarının ertesi gün açıklanması üzerine öğrenciler, Budak'a Twitter'dan "Hocam, rüzgarınız yeter" diye mesaj gönderdi. Dekanlara, Twitter ya da başka sosyal medya hesaplarından öğrencilerle iletişim halinde olmalarını tavsiye eden Budak, 70 bin öğrencinin danışman gibi kendisine fikir verdiğini belirtti. Prof. Dr. Budak, "Öğrencilerime önerim; huzurlu, güvenli ortamdasınız mutlaka eğitiminizi alın. Spor yapın ve yabancı dil öğrenin. Ayaklarınızın üzerinde durup, önce kendinize faydalı olun. Bu yaşam size bir hediye. Üniversiteye odaklanın" dedi.
'BENİM 08.00- 17.00'YE SIĞMAM MÜMKÜN DEĞİL'
Eşiyle öğrenci evlerini ve yurtlarını ziyaret eden, akademisyenleri dinleyen, sahadaki çalışmaları inceleyen Budak, yoğunluk nedeniyle hafta sonu dahi kampüste randevu veriyor. Bu kadar çalışmasını "Yeniden siyasete hazırlanıyor" diye yorumlayanların haksız olduğunu kaydeden Prof. Dr. Budak, "Milletvekilliği dönemimde de Edirne'de çok önemli sulama projeleri geliştirdim. 248 köye bir yılda en az 1, en çok 5 kez gittim. Çalışma performansımı görenler o dönem de bana 'Bakan mı olacaksınız' derdi. 37 yaşında profesör oldum. İkinci kez burs alarak ABD'ye gittim. Puanlarım çok yüksekti. O zaman da 'Neden bu kadar acele ediyorsun' derlerdi. Bu, benim fıtratım. Ülkeyi seviyorsak vatanperversek başarının ölçüsü, disiplinli çalışmadır. Çöpçü de olsak profesör de olsak işimizi en iyi şekilde yapacağız. Benim, 08.00- 17.00'ye sığmam mümkün değil. Bu makamlardan bir şey almak için değil vermek için göreve gelmeliyiz. Makamdan inerken de başımız dik inmemiz lazım. Benim bir hedefim yok. Vicdanım rahat. Bu koltuğa, bu makama layık olmanın gereği üniversiteye bölgeye hizmet etmek. Kafamın arkasında bir şey yok. Bunlara takılmıyorum, önüme bakıyorum" diye konuştu.
TEKNOPARK GENİŞLETİLECEK
Ege Üniversitesi'ni 2019 yılında Türkiye'nin araştırma üniversiteleri arasında ilk 10'a sokabilmeyi hedefleyen Prof. Dr. Budak, bu amaçla teknoparkı genişletecek. Sağlık bilimleri, mühendislik, kimya, biyokimya, eczacılık, diş hekimliği ile gıdada gelişmiş firmaların yer talep ettiği teknoparkı ilerleyen günlerde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ziyaret edecek, Fen Fakültesi'nde akademik kadroyla toplantı yapacak. Ege'nin araştırma üniversitesi yapılabilmesi için projeler kadar öğretim üyesine düşen yayın sayısı ve yüksek lisans ile doktora öğrencisi sayısının da önemli olduğunu vurgulayan Budak, bu açığın da hızla kapatılacağını kaydetti.
BORÇ, 413 MİLYON TL
Ege Üniversitesi Hastanesi'nin borcunun 413 milyon TL olduğunu bildiren Prof. Dr. Budak, borcun nedeni, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatları olarak açıkladı. Sağlıkta hastaneye duyulan güvenin, detaylı analiz ve ameliyatlarla sağlandığını, bunların da ciddi sağlık gideri oluşturduğunu belirten Budak, "SUT fiyatları uzun yıllardır değişmiyor. Bu bizim açığımızı oluşturdu. Döner sermayenin de iyi yönetilmesi lazım. Hükümetin, borcun yapılandırılması konusunda çalışması var. Bunu bekliyoruz, sağlık hizmetini kesmemiz mümkün değil" dedi.
YATIRIMLAR YAPILIYOR
Yeni yatırımlar yapıldığını da duyuran Prof. Dr. Budak, büyük merkez ameliyathane ile yanık merkezinin haziran ayında açılacağını, Sağlık Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı'nda yapılan görüşmeler sonunda hemşire açığının en kısa sürede kapatılacağını, sağlık turizmi için Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesiyle görüştüklerini söyledi. Yılda 26 milyon TL elektrik gideri olan kampüsün, 2 bin 100 yataklı hastanesinin ciddi ısınma ve soğuma gideri bulunduğuna dikkat çeken Budak, bunun için İzmir Valiliği yetkilileriyle yenilenebilir enerji projeleri üzerinde çalıştıklarını kaydetti. (DHA)