Rodos Adası'nın 1923'te İtalyan hakimiyetine geçmesinin ardından 1925'de faaliyete geçen, İkinci Dünya Savaşı döneminde dahi ara vermeden hizmet sunmaya devam eden ve bu özellikleriyle Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk misyonları arasında yer alan Türkiye Cumhuriyeti Rodos Başkonsolosluğu baştan aşağıya yenilenerek daha modern bir görünüme kavuşturuldu. Bina içindeki tarihi bölümlerin olduğu gibi korunduğu restorasyon çalışmaları yaklaşık 5 ay sürdü.
750 BİN TÜRK TURİSTİN HİZMETİNDE
Rodos Başkonsolosluğu, Yunanistan'a giden 1 milyon Türk turistin Yunan adalarını tercih eden yaklaşık yüzde 75'lik kesimine konsolosluk hizmeti veriyor. Görev alanı içinde yer alan ve kuzeyde Limni (Limnos) ile başlayıp güneyde Meis / Kızılhisar (Kastellorizo) adasına kadar olan Doğu Ege Yunan adalarına gelen Türk turistin en büyük güvencesi olan başkonsoloslukta, bu hizmetlerin daha sağlıklı bir ortamda yapılabilmesi için harekete geçildi ve gerekli izinlerin alınmasının ardından restorasyon çalışmaları başladı. Rodos şehir merkezinde İroon Politechniu Caddesi üzerindeki şimdiki hizmet binasına 1960'lı yıllarda taşınan ve 2015 yılında bir önceki Başkonsolos Hakan Aytek döneminde satın alınan binadaki restorasyon çalışmaları geçen yıl temmuz ayında başladı. 5 ay süren tadilat sonrası Kasım ayında yenilenmiş haliyle hizmet vermeye devam eden Rodos Başkonsolosluğu binası tadilat çalışmalarının tamamı adada yaşayan Türkler tarafından yapıldı. Rodos ve İstanköy'de halen yaklaşık 6 bin Türk soydaş yaşıyor.
RODOS TARZI SÜSLEMEDE LALE SEMBOLÜ
Yürütülen restorasyon çalışmaları sonucu, yığma inşaat tekniğiyle 1930'larda yapılmış İtalyan mimarisindeki binanın içi ve dışı tamamen yenilendi. Rodoslu iç mimar Nilay Durukanlı'nın üstlendiği restorasyon çalışmalarında şömine, parke döşeme ve merdiven trabzanları gibi tarihi değeri olan orijinal bölümler özenle korundu. Bahçe girişinde çakıl taşlarıyla yapılan Rodos tarzı süsleme dikkat çekti. Başkonsolosluk binası girişinde, Türkiye ile özdeş sembol bir figür olması açısından lale deseni tercih edildiği bildirildi.
VİTRAYLAR İZMİRLİ SANATÇIDAN
Binaya girişinde yer alan Atatürk heykelinin arkasındaki antre duvarında, İznik Çinileri Vakfı tarafından özel olarak üretilen 'Göke Kalyonu' yer alıyor. Ayrıca Rodos'un denizci kimliğinin ön plana çıkarılması açısından yapılan vitraylarda ise İzmirli vitray sanatçısı Volkan Takmaz'ın imzası var. Yine Rodos'un havasına uygun dalgalar vitrayda yer aldı.
PİRİ REİS'İN RODOS HARİTASI
Bina zeminlerin de yer yer bordür olarak yararlanılan koyu yeşil mermer, ikinci kat merdivenlerin basamaklarında kullanılmış. Bu merdivenlerden üst kata çıkıldığında, koridorda yine İznik Çini Vakfı tarafından özel olarak yaptırılan Piri Reis'in Rodos haritası bulunuyor.
BAŞKONSOLOS ÜLKÜMEN UNUTULMADI
Bu çalışmalar sırasında, 25 Ocak 1943 ile 1 Eylül 1944 tarihleri arasında, II. Dünya Savaşı esnasında 19 ay boyunca Rodos Başkonsolosu olarak görev yapan Selahattin Ülkümen anısına da bir köşe oluşturuldu. Rodos'un Nazi işgali ve yönetimi altında bulunduğu sırada, adada yaşayan Musevi asıllı Türk vatandaşlarını korumak ve Nazi esir kamplarına gönderilmelerini önlemek amacıyla her türlü riski göze alan Ülkümen, bu sayede Musevi vatandaşların güvenlik içinde Türkiye'ye gidebilmelerini sağlamıştı. Hazırlanan köşede; Selahattin Ülkümen'in görevi sırasında gösterdiği bu cesaret ve kararlılığın, her zaman hatırlanacağı vurgulandı. (DHA)