GERÇEKİZMİR - TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çeşme Belediyesi’ne Alaçatı üzerinden açık çağrıda bulundu. Oda, “Alaçatı sulan alanı korunmalıdır” mesajını verirken yapılan açıklamada önemli ifadeler kullanıldı.
İşte o açıklama:
“Alaçatı Sulak Alanı”; mevsimlere göre sayıları ve türleri değişen bir biçimde üreme ya da göç güzergahı üzerinde mola ve beslenme amaçlı olarak kullandığı tespit edilen 150’nin üzerindeki kuş türü; alana özgü olarak varlığı tespit edilen su yılanı ve yine bilimsel çalışmalarla tespiti yapılan endemik/endemik olmayan flora ve faunaya sahip bir alandır. Söz konusu alanın korunması için İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çeşme Belediyesini sorumluluk alarak inşaatların durdurulması için adım atmaya davet ediyoruz!
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun “Büyükşehir belediyesinin imar denetim yetkisi” başlığı altındaki 11.maddesinde “Büyükşehir belediyesi, ilçe (…)(2) belediyelerinin imar uygulamalarını denetlemeye yetkilidir. Denetim yetkisi, konu ile ilgili her türlü bilgi ve belgeyi istemeyi, incelemeyi ve gerektiğinde bunların örneklerini almayı içerir. Bu amaçla istenecek her türlü bilgi ve belgeler en geç on beş gün içinde verilir. İmar uygulamalarının denetiminde kamu kurum ve kuruluşlarından, üniversiteler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından yararlanılabilir. Denetim sonucunda belirlenen eksiklik ve aykırılıkların giderilmesi için ilgili belediyeye üç ayı geçmemek üzere süre verilir. Bu süre içinde eksiklik ve aykırılıklar giderilmediği takdirde, büyükşehir belediyesi eksiklik ve aykırılıkları gidermeye yetkilidir…” hükmü hem ilçe belediyesinin hem de büyükşehir belediyesinin sorumluluğu olduğu belirtilmektedir. Söz konusu alandaki faaliyetlerin denetlenmesi kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesine başvuruda bulunulmuştur.
Kıyı Kanununun 13.maddesinde düzenlenen “Bu Kanun kapsamında kalan alanlardaki uygulamaların kontrolü; belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediye, dışında ise valilikçe yürütülür. İlgili bakanlıkların teftiş ve kontrol yetkileri saklıdır.” hükmü uyarınca alanda yapılan inşaat faaliyetinde belediyenin yetkili olduğu tanımlanmaktadır.
Kıyı Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 5.maddesinde düzenlenen “Kıyılardan kum, çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez. Kıyılarda kıyıyı değiştirecek boyutta ve kıyının doğal yapısını bozacak nitelikte kazı yapılamaz. Valilikçe uygun görülmesi ve yazılı izin verilmesi halinde Valilik denetiminde kıyının doğal yapısını değiştirmeyecek boyut ve nitelikte yapılacak kazı işlemi izin şartlarına bağlıdır. İzin şartlarına aykırı işlem yapılması halinde verilen izin iptal edilir ve Yönetmeliğin 21 inci maddesine göre cezai işlem yapılır." hükmü uyarınca, kıyının doğal yapısında geri dönülmesi mümkün olmayan zarara neden olacak işlemlerin hukuka uygunluğundan bahsedilemeyeceği açıktır.
Sözün özü Alaçatı Sulak Alanında “kıyı kenar çizgisi” belirlenmeden yapılacak her türlü uygulama, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve uygulama yönetmeliğine aykırıdır ve suç unsuru taşımaktadır. Bu alanın korunması için İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çeşme Belediye Başkanlığını sorumluluk alarak inşaatların durdurulması için adım atmaya davet ediyoruz!
NE OLMUŞTU?
Alaçatı sulak alanında devam eden Alaçatı Port inşaatlarına tepki gösterilerek, kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile durdurulması istenmişti. Şehir Plancıları ve Mimarlar Odası İzmir Şubeleri, inşaat faaliyeti hakkında suç duyurusunda bulunacağı da duyurmuştu. Odalar, bölgede yeni bir kıyı kenar çizgisi tespiti yapılmadan yeni inşaat faaliyetlerine başlandığını ve su kotunun derinleştirilerek kanal açıldığını söylemişti. Alaçatı sulak alanında (Alaçatı Port) devam eden inşaatların, yasaya aykırı olduğu ve derhal durdurulması gerektiğini belirten oda yetkilileri, hukuka aykırı yürütülen inşaat faaliyeti hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ve sürecin takipçisi olacaklarını bildirdi.
İzmir’in Çeşme İlçesinde “Alaçatı Port” olarak bilinen alanda onaylanan imar planları ve kıyı kenar çizgisi değişikliği sonucunda yapılan fiziki müdahaleler nedeniyle “Alaçatı Sulak Alanının doğal yapısının olumsuz etkilendiğine işaret eden yetkililer, ''Sayıları ve türleri değişmekle birlikte üreme ya da göç güzergahı üzerinde mola ve beslenme amaçlı olarak kullandığı tespit edilen 150’nin üzerindeki kuş türü ile oraya özgü varlığı tespit edilen su yılanının yanı sıra bilimsel çalışmalarla tespiti yapılan endemik/endemik olmayan flora ve faunaya sahip alanın; toplum ve doğa yararı doğrultusunda değerlendirilmesi gerekirken sermayenin talepleri doğrultusunda müdahaleye uğramasının hiçbir şekilde kabul edilemeyeceği'' görüşünü ifade ediyor.