İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, Çocuk Göğüs Hastalıkları, Çocuk Acil ve Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları ana bilim dallarından öğretim üyeleriyle yaptığı bilgilendirme toplantısında, her sağlıklı çocuğun mevsimsel olarak hastalanabildiğini, okula giden çocukların bu enfeksiyonları daha fazla yaşayabildiğini ve yılda 6-8 kez solunum yolu enfeksiyonu geçirilebildiğini anlattı.
Son dönemde arka arkaya enfeksiyonlara yol açan bir salgın yaşandığını ancak bunun normal bir süreç olduğunu belirten Çokuğraş, "Bu sene influenza, grip çok yaygın. Onun dışında RSV (Respiratuvar Sinsitiyal Virüs), Adenovirüs gibi 200 civarında virüs var. Bunlar arka arkaya çocuklarda enfeksiyona yol açıyor. Hangi virüs hangi belirtiye yol açıyor bunu söylemek mümkün değil." bilgisini verdi.
Çokuğraş, virüslerin ortak belirtilerinin, öksürük, ateş, burun akıntısı, halsizlik, baş ağrısı, boğaz ağrısı olduğunu kaydetti.
"Acile 150 hasta geliyordu şimdi 400'lere yaklaşmaya başladı"
Acil serviste vakaların arttığına dikkati çeken Prof. Dr. Çokuğraş, "Normal koşullarda acil servisimize 150 hasta geliyordu şimdi bu sayı 400'lere yaklaşmaya başladı. Bu ailelere sorun yaratmakla kalmıyor bizler için de ciddi bir sorun haline geliyor. Çünkü kapasitemiz belli. Acil servis belli bir sayının üzerinde hastayla karşılaştığı zaman buna cevap verecek ne yeteri kadar doktor oluyor ne de yatak oluyor ve dışarıda kuyruklar oluşuyor. Biz çocuk hekimleri de ciddi bir şekilde bu salgından yorulduk." diye konuştu.
Çokuğraş, bazı bulaşıcı hastalıklara karşı aşı olmanın önleyici bir yöntem olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Kovid-19'da Türkiye'de 12 yaşın üzerindeki çocuklar için aşımız var, bir de influenza, gribe karşı bir aşımız var. 6 aylıktan itibaren çocukları aşılarsak yüzde 100 değilse bile yüzde 70-80 oranında korunma sağlıyoruz. En azından hastalık daha hafif geçiyor. Ama diğer virüslere karşı onlar için bir aşı maalesef yok. Onun için yapabileceğimiz şey, Kovid-19 pandemisinin başında yaptığımız şeyleri tekrarlamaktan ibaret. Mümkün olduğu kadar kalabalık yerlere girdiğimizde çocuklar için konuşuyorsak, okullarda maske takmak koruyucu bir önlem olabilir ya da sinema tiyatro gibi kalabalık kapalı alanlarda maske takmak bir çözüm olabilir."
Toplu bulunulan yerlerden kaçınmak gerektiğini belirten Çokuğraş, el yıkamanın da bu virüslerin bulaşması açısından önleyici bir tedbir olacağını söyledi.
"İki senedir pasif halde olan virüslerin hepsi aynı anda geldi"
Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşe Ayzıt Kılınç Sakallı, beslenme ve sıvı desteğine dikkat ederek, antibiyotik kullanımına gerek kalmadan viral enfeksiyonların üstesinden gelinebileceğini vurguladı.
Toplum olarak maske kullanmanın koruyucu önlem olduğunu belirten Sakallı, "Özellikle bebeklerde, altta yatan birtakım kronik hastalığı olanlarda, yaşlılarda, tansiyon, kalp, şeker hastalığı olanların biraz daha dikkatli davranması gerekiyor. Solunum yolu enfeksiyon semptomları olan kişilerin maske takmaları gerekirse diğer sağlıklı kişilerle aynı ortamda bulunmaması gerekiyor." önerisinde bulundu.
Çocuk Acil Bilim Dalı Öğretim Üyesi Uzman Dr. Sinem Oral, iki senedir pasif halde olan virüslerin hepsinin aynı anda geldiğine vurgu yaparak, özellikle ailelerin kendilerini korumaları gerektiğine dikkati çekti.
Oral, "Son iki senede o kadar iyi korunduk ki son iki yılda doğan çocukların çoğu gerçek bir enfeksiyonla tam anlamıyla karşılaşmadılar, o yüzden de vücutları daha antrenmansız. Özellikle 3 ayın altındaki bebeklerde ağır solunum yolu enfeksiyonları görüyoruz. Bu çocuklar hastalıkları bizlerden kapıyorlar o yüzden önce aileler olarak kendimizi korumayı öğrenmeliyiz ki çocuklar daha az hasta olsunlar. Pandeminin başındaki önlemlere o kadar katı olmasa da dönmemiz gerektiğini düşünüyorum." dedi. (AA)