Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi yaptığı yazılı açıklamada, son yıllarda İzmir'de artan bir ivmeyle, özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bütüncül yaklaşımdan uzak, yaşanan kentsel sorunların giderek artmasına neden olacak nitelikte, ayrıcalıklı imar haklarını içeren parsel bazında imar planı değişikliklerini onaylandığını ileri sürdü.
Özelleştirme İdaresi'nin kamu arazilerini el değiştirmesi yolu ile alışveriş merkezi, rezidans ve iş merkezlerine dönüştürmek üzere imar planı değişikliklerinin onayladığının da vurgulandığı açıklamada, "Parsel bazında imar planı değişikliklerine bakıldığında ise İzmir bütününde özellikle kentin rant odaklarında yer alan ve çeşitli sermaye gruplarının elinde bulunan ya da eline geçen arazi parçaları özelinde imar planı değişikliği yapıldığı, kentin ihtiyaçlarından olan park alanı dışındaki kullanım kararlarının (eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel tesisler, dini tesisler, belediye hizmet alanları, ulaşım altyapısı için gerekli alanlar ve diğer teknik ve sosyal altyapı alanları) gözetilmediği, imar planlarının bütüncül bir yaklaşımla ele alınarak revize edilmediği ve tamamıyla sermaye gruplarının rantsal talepleri doğrultusunda gerçekleştirildiği görülmekte" dendi.
İmar planlarının Alsancak Liman Arkası bölgesi, Yeni Kent Merkezi çevresi ve Bornova Kazımdirik Mahallesi gibi kentin rant odaklarında yoğunlaştığı belirtilen açıklamada, bu planları onaylayan kurumların ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Özelleştirme İdaresi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bornova Belediyesi, Konak Belediyesi ve Bayraklı Belediyesi olduğu dile getirildi.
TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi olarak, tamamen rant odaklı parsel bazında gerçekleştirilen imar planı değişikliklerinin takipçisi olmakla birlikte hukuk mücadelesi başlatacakları belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: Kent yöneticilerini, imar planı yapma ve onaylama yetkisi bulunan kurumların görevi, bu yetkilerini halktan yana, halkın sağlıklı ve güvenli çevrelerde, eşit imkanlara sahip daha yaşanabilir kentler haline getirmekten yana kullanmak olmalıyken, bunun aksine bilime ve hukuka aykırı çeşitli sermaye gruplarının rantsal talepleri doğrultusunda hazırlanan imar planı değişikliklerini onaylanarak İzmir‘in çarpık kentleşmesini sağlayacak kentleşme politikalarından ivedilikle vaz geçmeleri konusunda uyarıyor ve bu tür uygulamalara karşı hukuki mücadelemize devam edeceğimizi kamuoyuna bildiriyoruz." (DHA)