Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’nden, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin meclisinde kabul edilen imar planları için açıklama yapıldı. Karşıyaka’nın Atakent Mahallesi’nde yer alan spor tesis alanının özel eğitim alanına çevrilmesine tepki gösteren Oda’dan “Tut Ali tut, topu tut! Dur Ali dur! Orası özel okul!” başlığıyla yayınlanan mesajda şu ifadeler kullanıldı:
“Bir plan değişikliği neler yapabilir ki!” demeyin… Bir plan değişikliği mülkiyeti belirler, mülkiyet de, o sınırlar içerisine kimin girip giremeyeceğine karar verir. Kamusal bir alan, herkesin kullanımına açık olur. Ama, imar planında kullanım kararının başına bir sıfat koyup, “özel” yazarsanız, işte orada işler değişir. Parası olanı içeri sokar, başka kimlerin içeri girebileceğine parası olanın karar vermesine olanak sağlarsınız. Eşitliği bozarsınız.
O eşitlik, birçok yerde ama özellikle Anayasa’nın 10. maddesinde güvence altına alınmıştır: “Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” Peki bir plan değişikliği, anayasal güvence altına alınmış eşitlik ilkesini çiğneyebilir mi? Çiğnememesi gerekir. Çiğniyorsa, kamusal bir alanı, “özel” mülkiyete dönüştürerek, mülk sahibine imtiyaz tanınmış olmaz mı? Tanınmış olur. Bu durumda, eşitlik ilkesine aykırı davranılmış olmaz mı? Davranılmış olur.
Karşıyaka, Atakent Mahallesi, 9846 ada 1 parsel sayılı taşınmazda yaşananların özeti budur. Geçmişte Emlak GYO mülkiyetinde olan ve “Spor Tesis Alanı”nında kalan taşınmazın, kullanım kararına rağmen TOKİ tarafından satılması, mülkiyet değişikliğinin ardından mülkiyetin plan kararını “Özel Eğitim Tesisi Alanı” olarak belirlemesi, baştan sona Anayasaya aykırıdır.
Anayasaya aykırı bir başlığın, İmar Kanunu, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği açısından değerlendirilmesi ise basit bir ayrıntıdır ve İzmir Büyükşehir Belediyesi, plan değişikliği kararını iptal etmediği takdirde açılacak olan davada bu ayrıntılara yer verilecektir. Ve gün geldiğinde, ülkemizde, Aliler ve Ayşeler, spor alanlarında rahatça top oynayabilecek, kamusal bir hak olarak nitelikli bir eğitim alabileceklerdir.