Kanun teklifinin toplumun genel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak olduğunu ifade ederek AKP iktidarına yüklenen Sındır, “Saraydaki tek adamın korku ve panik içerisinde telaşla ve alelacele talimatı ile her zaman olduğu gibi hesapsız, kitapsız bir anlayışla derme çatma hazırlanmış bu kanun teklifi iktidar Milletvekilleri tarafından Meclise getirildi. Teklifin bütçeye Yıllık Maliyetinin; 149,3 milyar TL olduğu da bildirildi. Özensiz, eksiklerle dolu, adaletsiz, hakkaniyetsiz, önümüzdeki Genel Seçim öncesi oy toplama kaygısıyla ve seçim kaybetme korkusu, paniği ve telaşı içinde hazırlanmış bir teklif. Aslında işçimizin, memurumuzun, çiftçimizin, esnafımızın, tüm bordro mahkumu emekçilerimizin, işsizler ordumuzun, açlık ve yokluk içinde ölüme terk ettiğiniz yurttaşlarımızın insanca yaşam haklarını karşılamaktan çok ama çok uzak olan bir düzenleme. 149 değil 1490 milyar lira da verseniz, halkımızı içine sürüklediğiniz bu yoksulluk çukurundan çıkaramayacağınızı artık herkes gayet iyi biliyor” dedi.
“2023 BÜTÇESİ DÜZENLENİRKEN AKLINIZ NEREDEYDİ!”
Aralık ayında TBMM'de kabul edilen bütçeyi, bütçe dengesini ve bütçe disiplinlini hatırlatarak sözlerine devam eden Sındır, “Bu teklif ile 2023 yılına ait, 4 trilyon 470 milyar liralık Merkezi Yönetim toplam bütçe gider ödeneğinin yüzde 3,34’üne denk gelen bir gider söz konusu. Genel Bütçeli toplam 41 Kurumun 35’inin 2023 Yılı Bütçe Gideri ödeneğinden daha büyük, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bütçesi olan 149,9 milyar TL kadar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı bütçelerinin çok az altında, Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi olan 133,7 milyar TL olan ödeneğinden ise 16 milyar TL daha fazla olan bir ‘Yıllık Maliyet’ten bahsediyoruz. Peki üstünden daha 3 ay dahi geçmemiş olan Yüce Meclis’imizde onaylanarak yürürlüğe giren 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi düzenlenirken aklınız neredeydi? Dolayısıyla, 2023 yılı bütçesinde öngörülen kaynak harcama dengesini ve Sosyal Güvenlik Kurumunun aktüeryal dengesini etkileyeceği göz önünde bulundurularak, 2023 yılı içerisinde Merkezi Yönetim Bütçe ödenek dengesini nasıl değiştireceğinin ve hangi kaynaktan karşılanacağının da bütçe disiplini ve yüce Meclisimizin bütçe hakkının yerine getirilebilmesi açısından belirtilmesi gerekirdi. Aslında hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, aklınız fikriniz; yandaşlarınızın obur iştahlarını karşılama telaşınızda, aklınız fikriniz; en büyük yandaşlarınız 5’li Çetenizi hoşnut tutmakta, ‘durmak yok yola devam’ derken aslında aklınız fikriniz; yetimin hakkı olan 418 milyar Amerikan Dolarının hazineden çalınmasına göz yummakta, aklınız fikriniz; yüzde 70’in üzerinde enflasyona mahkum ettiğiniz, 202 milyar lirayı aşan bütçe açığına ve 10 milyar doları aşan aylık cari açığa sürüklediğiniz ülke ekonomimizi getirdiğiniz buhranı perdelemeye çalışmakta, aklınız fikriniz; bordro mahkumu emekçilerimizin milli gelir içindeki payını sürekli düşürmekte ve açlık ve yokluk içinde ölüme terk ettiğiniz yurttaşlarımızın insanca yaşam haklarını yok saymakta” dedi.
“BAYRAM İKRAMİYESİ EN AZ ASGARİ ÜCRET DÜZEYİNDE OLMALI”
AKP iktidarına bayram ikramiyesi ve en düşük emekli maaşı üzerinden yüklenen Sındır, “Teklifle Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramında yapılan 1100 TL tutarındaki Bayram İkramiyesinin 2.000 liraya çıkarılması öneriliyor. Bu ikramiyenin en az ‘asgari ücret düzeyinde’ olması gerektiğini defalarca dile getirdik. Millet İttifakı iktidarımızda bunu öncelikli olarak uygulayacağız. Diğer yandan bu İkramiye 11 Mayıs 2018’de 1.000 TL olarak düzenlenmiş ve aradan geçen 5 yıl sonra getirdikleri öneri; 2.000 TL. TÜİK Enflasyonuna göre artış yapılsa bu değer 4.200 TL’yi buluyor. Diğer yandan, yaşlılık, malullük, ölüm aylığı almakta olan emeklilerimize ve hak sahiplerine ödenen en düşük, ‘asgari’ ödeme tutarının da 5 bin 500 TL’den 7 bin 500 TL’ye çıkarılması teklif ediliyor. Bu kapsamda da en düşük emekli aylığının da en az ‘asgari ücret düzeyinde’ olması gerektiğini hep söyledik ve iktidarımızda bunu mutlaka ve öncelikli olarak uygulayacağız. Ayrıca, bir iyileştirme yapılıyorsa da bunun ‘kök’ maaş üzerinden en az ‘brüt asgari ücret düzeyine getirilmesi’ ve aynı oranda veya en azından seyyanen 2 bin TL farkın tüm emeklilerimize yansıtılması yönünde olması gereklidir. Aksi takdirde, bu teklif kapsamında yapılan düzenleme esasen tüm emekli maaşlarını ‘açlık sınırının da altında bir değere’ indirgemekten ve emeklilerimizin yüzde 80’ine yakın bir kısmını, 7 bin 500 TL, açlık sınırının altında, bir maaşa mahkum etmekten öte bir anlam taşımayacaktır” dedi.
“İL ÖZEL İDARELERİ, BELEDİYELERDEKİ İŞÇİLER NEDEN KAPSAM DIŞINDA TUTULUYOR?”
İl Özel İdareleri, Belediyelerde çalışan işçilerin neden sürekli statüye geçirilmediğini soran ve halktan gelen talepleri Meclis kürsüsünden sıralayan Sındır, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Teklifte 5620 Sayılı Kanunda değişiklik yapılarak ‘Geçici’ statüdeki işçilerin sözde ‘Sürekli’ statüye getirileceği belirtiliyor. Ancak ne yazık ki, 5620 Saylı Kanunun 1. Maddesinin c bendindeki İl Özel İdareleri, Belediyeler ve bunların işletmeleri, bağlı kuruluşlarında çalışan geçici işçiler kapsam dışında tutuluyor. Sormak istiyorum; neden?
Ayrıca, sosyal devlet ve sosyal adalet anlayışı ile anayasal haklar gereğince SSK ve BAĞKUR kapsamındaki çalışanlarda olduğu gibi, 4/C’li Emekli Sandığı iştirakçilerinin yapmış olduğu ‘Askerlik Hizmet Borçlanmaları’ ile ‘Sivil Okul Borçlanmalarının’ da sigorta başlangıç tarihlerini geriye çekmesi sağlanmalıdır. KGM’ne bağlı Bölge Müdürlüklerinde ‘Müşavir/Danışmanlık’ hizmet alımlarında görev yapan, tünel, köprü, viyadük ve yollarda KGM adına kalite kontrolden sorumlu olarak laboratuvarlarda, büro ve şantiyelerde görev yapan ancak Müşavirlik ihalelerinde adı ‘Danışmanlık’ olarak geçtiği için kadroya geçişleri yapılamayan yurttaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi de elzem bir sorun olarak karşımızdadır.”