TBMM Genel Kurulunda CHP adına söz alan İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrolüne İlişkin düzenlemeler içeren kanun teklifinin saray yönetiminin dayatması olduğunu söyleyerek AKP iktidarını sert sözlerle eleştirdi.
Sındır, “Bu kanun teklifi Tek Adam olarak ben milletin parasını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını çarçur ederim, yandaşlarıma dilediğim gibi dağıtırım, memleketi hiç tereddüt etmeden borç batağına da sürüklerim, hangi çılgın bana hesap soracakmış şaşarım. Hatta Yasamanın Bütçe Hakkı da neymiş, onu da tanımam diyen sarayın bir dayatmasıdır” dedi.
“TAM KANUNSUZLUK YAPILMAYA DEVAM EDİLİYOR”
Torba kanunun temel kanun niteliğinde görüşülmesini eleştirerek sözlerine başlayan Sındır, “Torba Kanun olmasına rağmen, yine temel kanun olarak görüşülüyor. Her zaman olduğu gibi, bu teklifin de tümü ve birçok maddesi Anayasa'ya aykırı olduğu halde, İç Tüzük madde 38’e göre "Anayasaya uygunluğun incelenmesi" hükmü maalesef yine uygulanmamıştır. Ayrıca, 5018 Sayılı Kanunun 14. Maddesi uyarınca teklife eklenmesi “zorunluluk” olan “mali yük, etki analizi” yine sunulmamış ve bir kez daha tam kanunsuzluk yapılmıştır” dedi.
“YÜCE MECLİSİMİZE VE MİLLETİN İRADESİNE BÜYÜK BİR SAYGISIZLIK”
Yeni düzenlemenin birçok sakıncayı ve belirsizliği beraberinde getirdiğini söyleyerek sözlerine devam eden Sındır, “Mali saydamlığın ve yapılan harcamaların proje bazında denetlenebilirliğinin ve Bütçe Hakkının uygulanabilirliğinin zorlaşacağı ortadadır. Fonksiyonel sınıflandırmanın nasıl yapılacağına açıklık getirilmemiştir. Kurumların teknik ve personel alt yapıları elverişli midir? Açıklık getirilmemiştir. Getirilen değişiklikten ne fayda sağlanacağı kuşkuludur. Getirilen sistem, özellikle uluslararası karşılaştırmalarda ve istatistiki veri paylaşımlarında sorun yaratabilecektir. Fonksiyonel sınıflandırmanın ortadan kaldırılması durumunda milli gelir hesaplarına dair detaylı ve sağlıklı veri üretmek güçleşecektir. Yeni düzenlemeyle elde edilecek verilerin eski serilerle karşılaştırılması zorlaşacaktır. Ayrıca Sayıştay’dan da tatminkar bir görüş alınmadığı da anlaşılmıştır. 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinin, Yüce Meclisimize sunulmasına yaklaşık bir hafta kala Kamu Mali Yönetimi ve Denetim Sistemi açısından önemli sayılacak bu teknik düzenlemenin acele ile yasalaştırılmasını doğru bulmuyoruz. Teklif henüz kanunlaşmadan, kamu idarelerinin bütçelerini teklifteki öngörülen değişikliklere göre yapmış oldukları da anlaşılmaktadır. Böyle bir durumu kabul etmiyor ve yürütmenin bu davranışını Yüce Meclisimize ve milletin iradesine büyük bir saygısızlık olarak görüyoruz” dedi.
“BU TEKLİFİ TÜMÜYLE REDDEDİYORUZ”
Milletin bu iktidara artık ne güveni, ne de tahammülü kalmadığını ifade eden Sındır, “Bu teklifin Genel Gerekçesinde; ‘Kamu harcamalarında şeffaflığa ve hesap verilebilirliğe katkı sağlayacağı ve harcama önceliği geliştirmek suretiyle mali disiplini de destekleyeceği’ belirtiliyor. Allah aşkına, Sen Kalkacaksın; Bütçe uygulama sonuçları ve borçlanma limitinin neden aşıldığına ilişkin Milletvekilleri tarafından yöneltilen sorulara ve verilen önergelerin hiçbirisine cevap vermeyeceksin ya da geçiştireceksin. 5018 sayılı kanunun 14. Maddesi gereği teklifin getireceği mali yük hakkındaki zorunluluk hükmünü yerine getirmeyeceksin. KOİ projelerinin topluma gerçek maliyetini ve gelecek yıllarda kamu ekonomisine getireceği yükü, “Bütçe Hakkı” gereği bir zorunluluk olmasına rağmen, ne TBMM’ye, ne Sayıştay’a, ne de herhangi bir başka kamu kurumuna bildirmeyeceksin. Kamu İhale mevzuatını delik deşik edeceksin, Kamu İhale Kanunu’nun muafiyet ve istisnalar maddesini yüzlerce kez değiştirerek ihale süreçlerinden arkanda şaibe bırakarak kaçacaksın. Büyük hacimli inşaat ve yapım projelerini yandaşın olan 5 büyük müteahhit arasında paylaştıracaksın. Milli Gelir hesapları, tüketici fiyat endeksi, tüketici güven endeksi, işsizlik, büyüme vb göstergelerdeki veri setlerini ihtiyacına göre başkalaştıracak, manipüle edecek ve değiştireceksin. Devletin kariyer sistemine dahil denetim organlarını, kapatacak veya dışlayacak ve etkisizleştireceksin. TBMM’yi ayak bağı gibi görecek, yasamanın yürütme üzerindeki denge denetleme yetkisine dair süreçlerden sürekli kaçınacaksın. TBMM’nin bütçe hakkı adına kamu idarelerinin gelirlerini ve kamu harcamalarını denetleyen Sayıştay’dan rahatsız olacak ve görevini engellenmeye çalışacaksın. 4749 sayılı Kanun ile TBMM tarafından 2020 yılı için hükümete verilen 154 milyar TL Borçlanma yetkisini kimseye sormadan ve hesap vermeden 100 milyar TL’ye yakın aşacaksın, sonra hiç sıkılmadan yangından mal kaçırır gibi bu yetkinin iki katına çıkartılmasını isteyeceksin. Memleketi borç batağına sürüklemekten hiç tereddüt dahi etmeyeceksin. Kamu harcamalarında, Kredi Garanti Fonu, İşsizlik Sigorta Fonu vb bütçe dışı kaynakları kullanacak fakat bunları bütçe harcaması gibi göstermeye kalkacaksın. Kötü yönetimin ve israfın sonuçlarını Pandemiye bağlamaya çalışacaksın. Sonra kalkıp; ‘Kamu mali yönetim ve denetiminde şeffaflık ve hesap verilebilirlikten bahsedeceksin.’ Şaka gibi değil mi? Bu düzenlemeye diyecek bir tek söz olabilir; hadi ordan sen de. Tereddüt etmeden Türkiye’yi borç batağına sürüklüyorsunuz, bu teklifi tümüyle reddediyoruz” dedi.