GERÇEKİZMİR - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Halk TV’de yayınına katılarak önemli açıklamalarda bulundu.
Başkan Tunç Soyer, İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladığı programda Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir depreminde hayata geçirdiği Kahramanmaraş’taki meydana gelen 2 büyük depremle yaşanan büyük felaket sonrası afet bölgesine taşıdığı ‘Bir Kira Bir Yuva’ dayanışması hakkında detaylı bilgilendirmede bulundu.
”DEVLETTEN DEVLETE DEĞİL, MİLLETTEN MİLLETE!”
Halk TV’de bu akşam yapılacak Bir Kira Bir Yuva dayanışması yayını öncesinde kampanya hakkında konuşan Başkan Soyer, “İkinci Dünya Savaşı sonrası bir yıkım ve yoksulluk gibi bir tablo var. Dayanışmadan başka çaremiz yok. Bu memleketin vicdan sahibi, iyi, güzel ve akıllı insanları bu yaraları birlikte saracak. Bu akşamki kampanya da bunun kampanyası. Öyle rakamların havalarda ucuştuğu, devletten devlete değil, milletten millete bir dayanışma kampanyası örgütlüyoruz. Arada çok büyük fark var. Biz İzmir depremi sonrası binlerce çadırı en kısa sürede kaldırmayı planladık. Bir Kira Bir Yuva kampanyasını hayata geçirdik ve 42 milyonun üzerinde kaynak toplandı. 4 bin depremzedenin her birine 10 bin liralık destek sağladık. Depremin 30.gününde İzmir’de tek bir çadır kalmamıştı. Aynı kampanyayı tüm türkiyeye yaymak istiyoruz. Şu an itibariyle 20 milyon liralık bir kaynak toplandı, 2 bin depremzedeye nakit ödeme yapıldı. Bağışçıyla depremzedeyi buluşturuyoruz, sadece aracılık yapıyoruz. Çağrı merkezimiz var, buraya hem bağışçılar hem de depremzedeler başvuru yapıyor.
Birbirleriyle buluşturuyoruz. Milletten millete dediğim şey bu...” diye konuştu.
Başkan Soyer Bir Kira Bir Yuva kampanyası kapsamına bölgedeki ihtiyaç doğrultusunda konteyner alımı için bin TL ile bir metrekarelik, çadır alımı için de 100 TL ile de bir metrelik destek verilebileceğini de duyurdu.
BÖLGEDE ÇALIŞMA RAPORU: OSMANİYE’DE ÜRETİME DE DESTEK
Büyükşehir Belediyesi’nin bölgedeki çalışmaları hakkında da detaylı bilgilendirmede bulunan Soyer şunları kaydetti:
Genel Başkanımızla bölgeye ilk gittiğimizde 1000 kilometrelik bir güzergah yaptık ve şunu gördük: Muazzam bir koordinasyonsuzluk hali var. Buna çare bulunmalı diye düşündük, bu noktada somut adımlar attık. İzmir’de sivil toplum kuruluşlarıyla 3 ayrı toplantı yaptık ve şunu dedik: Siz bölgeye birşey göndermeyin, acil ihtiyaçlarını söyleyin, bize gönderin, nakliyesini tek elden yapalım.
İlk gidişimizde su elektrik doğal gaz ekmek yoktu, ikinci gidişimizde de yollara dağılmış koliler vardır.
Ya ifrat ya tefrit. Müdahele etmesiniz ikisnini de yaşarsınız.
Afet bölgesinde şuan 4 ayrı noktada belediyemiz var. Büyükşehir Belediyesi’nin tüm birimlerinin minyatürleri orada. Bu felaket nedeniyle belediyeler felç oldu. Biz bölgede vatandaşın belediyeden her beklediği hizmeti oraya taşıyoruz. Örneğin İskenderun’da su yoktu. İhtiyacın 3’te 2’sini temin eden istasyon arıza yapmıştı, çalışmıyordu. 200’den fazla İZSU personelimiz bölgede çalışıyor. O istasyonun tamiratını yaptılar. İskenderun’un 3’te 2’sinin suya kavuşmasını sağladılar.
Biz bunun yanı sıra 11 Büyükşehir Belediye Başkanımızla da illerimizi aramızda paylaştık. Biz Osmaniye’yi istedik çünkü en başta AFAD bizi Osmaniye ile eşleştirmişti. Son 2.5 günü de orada geçirdim ve çalışmalar yaptık.
Osmaniye’de kırsal alanı gezdim. Köy köy gezdim. Mesele şu, dayanışma yaraların en taze olduğu dönemle sınırlı kalmamalı. Bu dayanışmayı ileriye taşıyacak çözümler üretmemiz lazım. Mesela barınma ihtiyacı, İzmir’de çözdüğü iyi bir mesele oraya da aktarmalıyız. İzmir’de başarılı bir tarım hikayemiz var, oraya taşımalıyız. İzmir’de başka tarım adı altında ne yapıyorsak onu da Osmaniye’ye taşıyacağız. Osmaniye beni çok şaşırttı. Yol boyu zeytinlikler, narenciye bahçeleri var. Adeta bir Akdeniz kentinde dolaşıyormuş gibi. Tek tek köyleri gezdim ve onlara ‘Derhal üretime geçmeniz lazım. Onun için İzmir’de yaptığınız gibi ürünlerinizi satın almanın sözünü veriyorum’ dedim. Yeter ki kooperatif kurun. Biz orada üretilen ürünün satılması ve pazarlanması için kurumsal faaliyetimizi seferber ediyoruz. Oradaki üreticinin üretime devam etmesini sağlamak zorundayız.
Halk Konut’u da Osmaniye’ye taşıyacağız. Böylece vatandaşın yüzde 50’ye yakın karla adate kendi müteahhiti olduğu proje orada da binası yenilenecek depremzedeler için hayata geçecek.
SMS İZNİ ÇAĞRISI
Soyer son olarak akşam gerçekleşecek büyük kampanya yayını öncesi SMS izni çağrısında da bulundu. Büyükşehir Belediye Başkanı, “SMS iznini hala alamadık. Olursa 50 lirayla da katkı sağlanmış olacak. Bizim hesabımıza giren bir kuruş yok, sadece aracılık yapıyoruz. Bütün kurumsal kapasitemizi bu çabaya ayırıyoruz. Biz de bir dijital saat olacak, depremzede sayısını aşağıindirmeye çalışacağız. Sıfırlamaya çalışacağız. Eksilen aile ihtiyaçları üzeirnden bir yol izlemeye çalışacağız. Bu noktada SMS’lere ihtiyacımız var” diye konuştu.