GERÇEKİZMİR - İzmir'in 40 yıldır süren sorunu İnciraltı planlarının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından tamamlanması ve askıya çıkmasının yankıları sürüyor.
Kentte uzun süredir çözüm bekleyen sorunların başında gelen İnciraltı planları bir kez daha yerel idare ve hükümeti karşı karşıya getirdi.
Tartışmaların gölgesinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’den İnciraltı planları konusunda açıklama yaptı.
Soyer, ‘’İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni yok sayan hiçbir planı kabul etmiyoruz’’ sözlerini kullanırken 3 maddede Büyükşehir’in ve bakanlığın planlarının arasındaki farkları anlattı. Soyer bakanlığın planlarının bölgede betonlaşmayı artıracağını ifade ederek, ‘’ İzmir’in doğasının para hırsına ve acımasız rant paylaşımına kurban edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Ne bugün ne de yarın…’’ dedi.
SOYER'İN AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
Sevgili İzmirliler;
Şehrimizin gözbebeği İnciraltı’nın hem doğal yapısı gözetilerek, hem de bölgedeki arazi sahiplerinin ve 4,5 milyon İzmirlinin haklarının korunarak planlanması gerektiğine inanıyoruz. Ortak akla dayanmayan, genelin değil küçük grupların çıkarlarını önceleyen, yeşil alanları, su kaynaklarını, havayı, rüzgarı, kamusal alanları gözetmeden yapılan, kentlinin gerçek temsilcisi İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni yok sayan hiçbir planı kabul etmiyoruz.
İnciraltı için yaptığımız taslak imar planı çalışmasını, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na 2018, 2019, 2020 yıllarında üç kez iletmemize rağmen ilgili Bakanlık tarafından değerlendirmeye alınmamıştır.
Hiçbir şekilde bilgilendirilmediğiniz ve bize gösterilmeden hazırlanan planlar, 9 Mayıs 2023 tarihinde sürpriz bir şekilde onaylanmış olarak askıya çıkarılmıştır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin konuya hakimiyeti, bilgi birikimi ve şehrin yerel yönetimi olarak yetkileri tamamen göz ardı edilmiştir.
3 MADDEDE İKİ PLAN ARASINDAKİ FARKI ANLATTI
İki plan arasında öyle büyük farklar var ki bunları tüm kamuoyunun dikkatine sunmayı bir görev addediyorum.
1) Bizim önerdiğimiz planda kıyı boyunca tüm İzmir halkının dinlenme, eğlenme ve rekreatif ihtiyaçlarının karşılanması adına büyük kentsel yeşil alanlar ayrılmış, ayrıca kıyı ile yerleşim bölgesi arasında yeşil koridorlar oluşturulmuştu.
Bakanlık tarafından onaylanan planda ise kıyı alanı üst ölçekli planlara aykırı olarak büyük ölçüde yapılaşmaya konu edilirken yerleşim bölgelerini kıyıya ulaştıran yeşil koridorlar ortadan kaldırılmış, Belediyemizce 1 milyon m² nin üzerinde ayrılmış olan yeşil alan miktarı 566 bin m²’ye düşürülmüştür.
2) Bizim önerdiğimiz planda bölgenin doğal yapısı gözetilmek suretiyle ihtiyaç duyulan kamusal kullanımlar süreklilik oluşturacak şekilde ayrılarak, Turizm, Ticaret, Konut kullanımları önerilmekteydi.
Bakanlık tarafından onaylanan planda ise sürekliliği olmayan kamusal alanlar ayrılmış, bölgenin doğal yapısı dikkate alınmadan yapı yoğunluğu artırılmıştır. Belediyemizce Turizm, Ticaret, Konut kullanımlarında belirlenen inşaat alanı, Bakanlık tarafından onaylanan planda yaklaşık 2 katına çıkartılmıştır.
3) “İzmir Körfez Geçişi” yürürlükteki 1/25000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı ve Belediyemiz Ulaşım Ana Planı’nda yer almamaktadır. Ancak Bakanlık tarafından onaylanan planda, ulaşım ana kararları kent bütününde ve 1/25000 ölçekli planlarda değerlendirilmeden, yolun bütününe ilişkin hiçbir araştırma ve fizibilite çalışması hakkında bilgi verilmeden parçacı bir biçimde İzmir Körfez Geçişi projesinin bir kısmı plana işlenmiştir.
Sonuç olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi dün asbestli uçak gemisinin şehre getirilmesine nasıl engel olduysa, bugün Çeşme projesine karşı nasıl mücadele veriyorsa, Buca’da cezaevi arazisinin yeşil alan olmasına yönelik çabalara nasıl öncülük ediyorsa, İzmir’in akciğeri İnciraltı’nın betona teslim edilmesi anlamına gelen planların karşısında da aynı kararlılıkla dikilecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. İzmir’in doğasının para hırsına ve acımasız rant paylaşımına kurban edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Ne bugün ne de yarın…