Efe Can TAN/GERÇEKİZMİR - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Kongresi'nde kürsüye çıkan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'den önemli mesajlar geldi.
Başkan Soyer kongre konuşmasında CHP ile İzmir'in köklü ilişkisine vurgu yaparken, değişim tartışmalarına da değindi ve konuşmasını Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu selamlayarak tamamladı.
Soyer şunları kaydetti: Bundan 101 yıl önce, bir şehrin kaderi ile bir milletin kaderinin birbirine bağlandığı büyük güne uyandı İzmirliler. 9 Eylül 1922, bu topraklarda artık egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olacağını tüm dünyaya duyurdu. Bu zaferden yalnızca beş ay sonra gerçekleşen İktisat Kongresiyle birlikte İzmir, kurtuluştan kuruluşa giden yolun başladığı yer oldu. Ne mutlu ki köklerini Kuvay-i Milliye’den alan partimiz, İzmir’in kurtuluşundan tam bir yıl sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde 9 Eylül 1923’te kuruldu. Cumhuriyet Halk Partimiz tıpkı şehrimiz İzmir gibi kurtuluştan kuruluşa uzanan yolculuğumuzun miladı oldu. İşte bu yüzden İzmir ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında çok köklü bir ilişki vardır. Her ikisi de büyük başlangıçların simgesidir. Yüzyıl sonra, bugün bizleri bir araya getiren Cumhuriyet Halk Partisi 38. İzmir Olağan İl Kongresi tam da bu nedenle tarihi bir önem taşıyor.
"İZMİR İLE CHP'NİN TARİHİ YENİLİĞİN TARİHİDİR"
Büyükşehir Belediye Başkanı şöyle devam etti: Bundan yaklaşık üç ay önce “Yeni Siyaset Belgesi İzmir Duruşu” adlı bir belgeyi kamuoyuna sunmuş ve İzmir hakkında şu ifadeleri kullanmıştım. “İzmir, CHP’nin açık ara en yüksek oy aldığı büyükşehirdir. Onlarca yıldır üreterek değil de rant elde ederek zenginleşmekten fazlasına aklı ermeyen iktidarlar tarafından ihmal edilmiş, nispi olarak yoksullaştırılmış olan İzmir, bütün bu süreç boyunca, kararlılıkla CHP’ye destek vermeyi sürdürmüştür. İzmir daima hayattan yanadır. Daima özgürlüklerin tarafında olmuştur. Eşitlikçi ruhuyla, kendisiyle ve kendisi gibi olmayanlarla barışık kültürüyle İzmir, otoriter ve popülist siyasal iklimin ülkemizdeki biricik panzehridir.” İzmir’in tarihi aynı zamanda yeniliğin tarihidir. İzmir Anadolu’nun bir çok ilkine ev sahipliği yapmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihi de yeniliğin ve dönüşümün tarihidir. Bu dönüşüm kişilerin değişmesiyle değil, daima yeni değerlerin üretilmesiyle vücut bulmuştur.
ORTAK AKIL VURGUSU
Bu parti hiçbir zaman sadece kendini değiştirmek amacıyla yola çıkmamıştır. Değişim her şeyden önce bu ülke için tarif edilir ve partimiz de kendini memleketimizin istikbali için gereken bu büyük değişime göre yeniden konumlandırır. Çünkü bizim için amaç bir şey olmak değil, Türkiye Cumhuriyeti için bir şey yapmaktır. Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları da harfiyen bu ruhla hareket etmiştir. Dolayısıyla kalıcı bir dönüşüm süreci tarif etmek için geçmişin mirasıyla yeni yüzyıla bakmak zorundayız. Bu da ancak ortak akıl ve ortak vicdanla olur. Benim aklım senin aklından üstün, benim yolum seninkinden daha doğru diyerek Türkiye’yi arzu ettiğimiz bu hedeflere ulaştıramayız. Tersine, dayanışmayı büyüterek, egoları küçülterek yola devam etmeliyiz. Daha önce de ifade ettiğim gibi, CHP’nin eksikleri ve kusurları olduğundan, bir değişime ihtiyaç duyulduğundan şüphemiz yok. Dünyanın ve ülkenin yaşadığı değişime ayak uydurabilecek bir çıkışa ihtiyacımız var.
"NE BİR İTTİFAK NE BİN NİFAK!"
Önümüzdeki büyük kurultay işte bu ortak akıl yolculuğunu başlatmak için en güçlü ve en meşru zemindir. Böylesine kapsamlı bir mutabakatın sınırları şüphesiz ki ancak bu büyük kurultayda çizilebilir.
Cumhuriyetin kazanımlarını geriye çevirmek, demokrasi ve hukuku rafa kaldırmak isteyenlere karşı, ne bir ittifak ne de bin nifak. Son bir kişi kalsak bile biz bu mücadeleyi kazanacağız... Cumhuriyeti yok saymak, onu itibarsızlaştırmaya çalışmak canı pahasına bu toprakları bizlere miras bırakan atalarımıza ihanet etmektir. Cumhuriyet Halk Partisi, işte bu değerlerden beslenen sosyal demokrasinin ülkemizdeki en güçlü savunucusudur. Bu ülkenin geleceğini pazarlık konusu yaparak kimsenin ekmeğine yağ sürdürmeyiz. Bunu yapanlarla da, yaptıranlarla da mücadele edeceğiz.
"BU ALGI OPERASYONLARINDAN..."
Türkiye’nin içine düşürüldüğü ortam siyasi rekabetin olağan sınırlarını ve biçimini çoktan aşmıştır. Artık muhalefet partilerinin karşısında sadece bir iktidar partisi değil, bir parti-devlet düzeni vardır. Bugün Türkiye’de hiç kimsenin hakkını yemeden, vatandaşa hizmet için canhıraş çalışan Cumhuriyet Halk Partili belediyelere yaşatılanlar, bu parti-devlet düzeninin bir sonucudur. Fakat biz biliyoruz ki bu haksızlığa, bu adaletsizliğe hiçbir boya tutmaz, hiçbir makyaj onu gizleyemez. Ve biz bu algı operasyonlarından nasıl kurtulacağımızı çok iyi biliyoruz. Bunu, partimiz içinden başlamak üzere demokrasinin kurallarına sımsıkı sarılarak başaracağız.
"SUSMANIN ZAMANI DEĞİL"
Bizim dünyamızda ayrımcılık, kutuplaştırma olmaz, olamaz. Cumhuriyet Halk Partisi buna asla müsaade etmez. Bizim kültürümüz adaletiyle bilinir. Tabela adaletiyle değil... İyi, doğru ve güzeli gözeten hakiki adaletiyle. Dara düşene kapısını açan, ona duvar örmeyen adaletiyle. Helal olanı haram olandan ayıran adaletiyle bilinir. İşte bizim adaletten anladığımız budur. Bugün onların zulmü arttıkça bizim adalete olan inancımız daha da büyüyor. Bizim bu ülke için, bu dünya için söyleyecek çok sözümüz var. Bu sözler, her bir vatandaşımızın vicdanından süzülen doğrularımızdır. Bu sözler, sosyal demokrasinin evrensel değerlerinde kaynağını bulur. Sözlerimiz, bizi ayıran özelliklerimizden çok daha güçlü olan ortak değerlerimize dayanır. İşte bu yüzden şimdi susmanın değil, konuşmamızın tam zamanı.
"BİZİ BÖLMEYE ÇALIŞAN ODAKLAR VAR"
Ve İzmir, bu güçlü sesin yükseldiği ve yükseleceği tek yerdir. Hepimizin deniz feneridir. Çünkü şehrimizin genlerine sinmiş olan demokrasi ruhu. Bizim için demokrasi sadece beş yılda bir sandığa gitmekten ibaret bir rejim değildir. İzmir için demokrasi, bir yaşam biçimidir. Refahı demokrasiyle büyütmek bu şehrin mayasında var. Bu salon bu tarihi kongrede buluşan sizlersiniz. Hepimizin ortak gayretinin bu ülkeyi hak ettiği noktalara getirmek olduğunu çok iyi biliyorum. Türkiye Cumhuriyeti’ni payidar kılmak bizim ortak hikayemizdir. Birbirimize ne kadar bağlıysak o kadar güçlüyüz. Bunu çok iyi bildikleri için bizi bölmeye çalışan odaklar var ve daima olacak. Fakat ben bu salonun bu oyunlara gelmeyeceğini çok iyi görüyorum.
"İZMİR BAYRAĞI EN ÖNDE TAŞIYACAK"
Buradaki inanç ve kararlılık, İzmir’de çok daha başarılı işlere hep birlikte imza atacağımızı şimdiden müjdeliyor. İzmir’in Cumhuriyet Halk Partisi ayakta durduğu müddetçe bu ülkeyi duvarlar arasına sıkıştırmaya çalışanlar amaçlarına hiçbir zaman ulaşamayacak. İzmir her zaman bu mücadelede bayrağı en önde taşıyacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Cumhuriyet Halk Partili yol arkadaşlarıma, tüm delegelere ve göreve başladığı ilk günden beri en çalışkanımız, en dayanıklımız, en sabırlımız ve önderimiz Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na bir asırlık Cumhuriyet mücadelemizin onurlu birer neferi oldukları için şükranlarımı sunuyorum.