İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Tunç Soyer, Fox TV’de yayınlanan Çalar Saat Programı’nda tartışmalara yol açan 'Kıbrıs mesajları'yla ilgili açıklamalarda bulundu.
Kıbrıs Haberci Gazetesine Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, siyasetçilerin halka dokunması gerektiğini belirterek vatandaşların artık kibirli siyasetçileri istemediğini söyledi. Kıbrıs Haberci gazetesine röportaj veren Soyer ayrıca, "Kıbrıs’ı Kıbrıslılara bırakalım, daha fazla müdahale etmeyelim” demiş, bu açıklamaların ve röportajın 2016 yılında yayınlandığı ortaya çıkmıştı.
Soyer AK Parti cephesinden o mesajlara gelen sert tepkiler üzerine programda yaptığı açıklamasında “9-10 Aralık 2016 yılında Kıbrıs’taydım. O dönemde iki toplum arasında barış görüşmeleri vardı. Gazeteciler böyle bir soru yöneltti. Ben de o günkü koşullarda ve o günkü unvanımla, Türkiye’de ve Kıbrıs’ta sakin şehirler ağını geliştirmekte görevli biri kişi olarak bir açıklama yapmıştım. Ama bugünkü koşullar aynı koşullar ne de ben aynı noktadayım” dedi.
Soyer şöyle konuştu: Ben 10 yıl Seferihisar Belediye Başkanlığı yaptım ve belediye başkanı seçildikten 6 ay sonra da Seferihisar’ı Dünya Sakin Şehirler Ağı’na üye yaptım. O günden itibaren de Türkiye’de sakin şehirlerin sayısını arttırmak için gayret ettim. 10 yıl içinde bu sayı 17 kente çıktı. Kıbrıs’tan bazı kentleri bu ağa sokmak için daha fazla uğraştım. Çünkü Kıbrıs’tan şehirlerin bu ağa girmesinin başka bir manası var. Uluslar arası alanda çoğunlukla tanınmayan bir ülkenin kentlerinin uluslar arası bir ağa girmesinin, orada bayrağının dalgalanmasının son derece büyük bir önemi vardı. Kıbrıs’tan ilk olarak Yeni Boğaziçi kentini bu ağa soktuğumuzda 30 ülkenin bayrağı arasından KKTC bayrağı da orada dalgalanırken hepimiz hüngür hüngür ağlamıştım. Sonra bu sayı 5’e çıktı. Şu anda 5 kent Sakin Şehirler Ağı üyesidir.
9-10 Aralık 2016 yılında ben üçüncü kentin katılması nedeniyle Kıbrıs’taydım. O dönemde iki toplum arasında barış görüşmeleri vardı. Gazeteciler böyle bir soru yöneltti. Ben de o günkü koşullarda ve o günkü unvanımla, Türkiye’de ve Kıbrıs’ta sakin şehirler ağını geliştirmekte görevli biri kişi olarak bir açıklama yapmıştım. Ama bugünkü koşullar ne aynı koşullar ne de ben aynı noktadayım. Üç sene önce verilmiş bir konuşmayı yeni söylemişim gibi duyurmak en hafif itibari ile büyük haksızlık. Ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanıyım ve benim görevim İzmir ile ilgili. Benim ne genel ne de uluslar arası siyasetle uğraşacak ilgim, vaktim ve hakkım var. Vaktim ve ilgim yok. Ben İzmir ile uğraşıyorum. Üç sene önceki bir demeci bambaşka bir bağlamda, koşullarda ve unvanla yapılmış konuşmayı bugün İBB başkanı olarak yapmam mümkün değildir”