GERÇEKİZMİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Uluslararası Yerel Medya Zirvesi kapsamında Avrupa Gazeteciler Federasyonu’nun genel kurulu Tarihi Havagazi Fabrikası'nda gerçekleştirildi.
Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkanı Mogens Blicher Bjerregård, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş ve AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut'un yanı sıra çok sayıda meslek örgütü temsilcisi ve gazetecinin de katıldığı buluşmada açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'den önemli mesajlar geldi.
Demokrasi ve basın özgürlüğü vurgusu yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, iktidarı yeni basın kanunu üzerinden sert sözlerle eleştirdi.
Soyer, "Bu zirveye Avrupa’dan gelen çok sayıda gazeteci ve Türkiye’den 50 basın meslek örgütünün temsilcileri katılıyor. Bu değerli buluşmamızda Türkiye’de gazeteciliğin durumu basın özgürlüğü ve yerel medyanın gelişimi tartışılacak. Türkiye bugün estirilen havanın aksine demokrasiye sımsıkı bağlı insanların ülkesidir. Tüm eksikliklerine rağmen Avrupa Birliği insanlığın en büyük barış ve demokrasi projesidir. Bu nedenle doğamız gereği Avrupa Birliği ile ortak bir ufka bakıyor ve demokrasiyi savunuyoruz" dedi.
"ÜLKEMİZ YENİDEN ÖZGÜRLÜKLERİNE KAVUŞACAKSA..."
Büyükşehir Belediye Başkanı, "Bedenlerimiz için nefes almak için neyse toplumlarımız için de haber almak aynı şeydir. Doğru ve tarafsız haber alamayan toplumlar nefes alamaz ve sonucunda önyargıların içinde boğulur. Toplumumuzu hakikatle buluşturmanın sorumluluğu basın mensuplarının omuzlarındadır. Taşınması zaten zor olan bu görev düşünce özgürlüğünün olmadığı ülkelerde daha da ağır bir göreve dönüşür. Türkiye gibi özgürlüklerin ağır saldırı altında olduğu basın özgürlüğünün her gün darbe aldığı bir ülkede gerçeği yazmanın karşılığı ise ateşten gömlek giymektir. Biliyoruz ki ülkemiz çok yakında yeniden özgürlüklerine kavuşacaksa bunu o ateşten gömleği giyenlere borçluyuz. Özgürlük mücadelemezin kalemi ve aynası olan her bir basın emekçisin saygın emeği önünde saygı ile eğiliyorum. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün hazırladığı 2022 Dünya Basın Özgürlüğü raporuna göre Türkiye 180 ülke arasında 149. sırada ne yazık ki... Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın hazırladığı rapora göre Mayıs ayı itibariyle 26 gazeteci gazetecilik faaliyetleri nedeniyle cezalandırılmış durumda. Gazeteciler hakkında açılan davalar yapılan yargılamalar gerçekleştirilen sayısız tutuklama ve gözaltılar Türkiye’de basın özgürlüğün ne kadar büyük bir tehdit altında olduğunu gösteriyor" diye konuştu.
"BELLİ Kİ İKTİDAR SEÇİME GİDERKEN..."
Soyer şunları söyledi: TBMM’de görüşülmeye başlanacak ve kamuoyunda dezenformasyon yasası olarak bilinen yasa gösteriyor ki iktidar gazeteciler üzerinde bugüne kadar kurduğu tahakkümü yeterli bulmamış. Belli ki iktidar seçime giderken sosyal medya üzerinden basın ve ifade özgürlüğünü daha da fazla baskı altına almayı planlıyor ama emin olun ki bunu güçlü olduklarında yapmıyorlar, güçlerini kaybettiklerinin farkına vardıklarından... Basın ve ifade hürriyetini susturma çabaları sadece ülkemize özgü bir durum değil. Tüm dünyada örneklerini gördüğümüz otoriter yönetimlerin iktidarlarını korumak için kullandıkları en önemli araçlardan biri... Fakat Türkiye’de yolun sonuna geldik. Diliyorum ki bu ülkede basın özgürlüğü üzerindeki baskı ve sansür gazetecilerin yaşadığı hukuksuzluk çok yakında sona erecek. Sizler tek bir zümrenin çıkarları için değil insanların tarafsız habere erişmesi için çalıştığınız sürece bu umudumuz da büyüyecek. Türkiye evrensel insan hakları, hukukun üstünlüğü, ifade ve basın özgürlüğü gibi temel konularda yüzünü yeniden dünyaya dönecek.
"İZMİR'İN AVRUPA ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLMESİ TESADÜF DEĞİL"
Büyükşehir Belediye Başkanı sözlerini "İzmir’in 8500 yıllık kültürel zenginliği, insanlığın en önemli toplumsal inovasyonu olan demokrasinin bu coğrafyada filizlenmesini sağlamış. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü tüm çalışmalar tam da bu mirastan İzmir’in yüzyıllar boyunca dünyayla en güçlü biçimde iletişim kurmasından besleniyor. İzmir’in geçtiğimiz haftalarda Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından Avrupa değerlerini en iyi temsil edilen kent seçilerek Avrupa ödülüne layık görülmesi bir tesadüf değil. Çok seslilik konusundaki kararlı duruşumuzun sonucu. Avrupa’nın 45 ülkesinden 110 gazeteciye Türkiye’nin 50 den fazla kentinden gazetecilik meslek örgütü yöneticilerine ev sahipliğimiz yaptığımız bugünkü buluşmada bu mirasa sahip çıkmamızın bir sonucu. Özgür düşüncenin en temel ayaklarından olan basın özgürlüğü için nitelikli yetişmiş iş gücüne ve doğru finansal modellere ihtiyaç var. Değişen dijitalleşme koşullarına uyum sağlamaksa basının özgürleşmesi yine bir başka öncelik. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu konuların çözüme kavuşturulmasında daima basınımızın yanında yer aldı. Bu duruşumuz bundan sonra da devam edecek. Bugünkü forumda açığa çıkacak her fikrin basın özgürlüğü konusundaki mücadelenize çok önemli katkılar sunacağına yürekten inanıyorum" diyerek tamamladı.
KİM/NE MESAJ VERDİ?
“Türkiye’nin özellikle seçim döneminde basın özgürlüğüne önem vermesi lazım”
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ise AB’ye aday ülke olan Türkiye'yi yakından takip ettiklerini belirterek şöyle konuştu: "Özellikle de Türkiye’nin katılım sürecindeki koşulları ne kadar sağladığını yakından takip ediyoruz. Kopenhag kriterlerine baktığımızda bunlardan en önemlilerinden birisi basın ve ifade özgürlüğü. Her yıl komisyon aday ülkelerin ifade ve medya özgürlüğü konularında değerlendirme raporu sunulmaktadır. Sonuncusu Ekim 2021’de yayımlandı. Bu raporda ne yazık ki Türkiye’de görünen olumsuz bir gidişat vurgulanmıştır. Özellikle demokrasiden uzaklaşma ve basın özgürlüğünün kısıtlanması vurgulanmıştır. Eğer bizim sağlıklı bir kamu tartışmasına ihtiyacımız varsa Türkiye’nin özellikle seçimler doğrultusunda bu konuya önem vermesi gerekiyor. Özellikle sosyal medya üzerinden hala çok önemli bir bilgi yayılımı var. Bu da kendi içinde zorluklar doğurmaktadır. Bu durumun desteklenmesi, beslenmesi ama baskı altına alınmaması lazım. Türkiye’de AB olarak yerel kuruluşlarla işbirliği içindeyiz. Bu sayede yasal ve düzenleyici bir ortamın oluşmasını sağlıyoruz.”
Rakamlarla Türkiye’de basın özgürlüğü
Toplantıda Türkiye’deki basın mensuplarının yaşadığı zorluklardan söz eden TGS Başkanı Gökhan Durmuş, “Dünya basın özgürlüğü sıralamasında 149’uncu sırada olan ülkemizde son bir yılda 23 meslektaşımız cezaevinde. 31 gazeteci 52 gün gözaltında kaldı. 60 gazeteci hakkında soruşturma açıldı. 28 davada 273 gazeteci yargılandı. Yargılanan gazetecilerin toplam aldığı ceza 75 yıl. 57 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı. 54 haber sitesine ve 1355 haber içeriğine erişim engeli getirdi. RTÜK 61 milyondan fazla para cezası verdi. 600’e yakın basın kartı iptal edildi. Sektörümüzdeki işsizlik oranı yüzde 18. Böyle bir tablo içerisinde baskılara boyun eğmeyen, kalemlerini satmayan, meslek ilkelerinden ödün vermeden gazetecilik faaliyetini sürdüren binlerce meslektaşımız var. Bizlerin mesleğe olan bağlılığı her şeyi değiştirecek. Dayanışmayla, sendikayla bu zor günler geçecek. Basın özgür, hukuk bağımsız ve demokratik bir ülke olacak Türkiye” ifadelerini kullandı.
“Zamanınızı gazetecilik yerine mahkemelerde harcadınız”
Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Mogens Blicher Bjerrega§rd ise, “Pandeminin ardından sizlerle bir araya gelmek bizim için büyük bir mutluluk. İzmir’de olmaktan çok mutluyuz. Burada hep birlikte İzmir’in güzelliklerini yaşıyoruz. Türkiye’deki gazetecilerin yaşadığı davalarda buradaydım. Tüm gazetecilere sokaklarda kamuoyunda büyük bir destek vardı. Burada gazetecilere verilen değerin ne kadar olduğunu gördük. Türkiye’de bunları görmek gerçekten umut verici. Sizler Türkiye’de gazeteciler olarak yargılandınız. Zamanınızı gazetecilik yerine mahkemelere çıkarak harcadınız. Bu gazetecilere yapılmaması gereken bir şey. Binlerceniz defalarca mahkemelere çağırıldınız. Ülkenizde çok başarılı işler yaptınız. Biliyoruz ki daha yapılacak çok iş var ve biz de bu yüzden buradayız” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından toplantı, TGS Yöneticisi gazeteci İpek Yezdani’nin “Türkiye'de gazeteciliğin durumu ve basın özgürlüğü mücadelesi” adlı sunumuyla devam etti.