İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Tunç Soyer, FOX TV’de Çalar Saat programında önemli açıklamalarda bulundu.
İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN TEK BİR KİŞİ BİLE İŞTEN ÇIKARILMADI
Geçtiğimiz günlerde yapılan CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanları Toplantısında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki işçi çıkarmalarının gündeme gelip gelmediğine ilişkin soruyu yanıtlayan Soyer, “Toplantıda böyle birşey gelmedi. Çoğu belediyemizde de böyle bir durum yok. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ nden tek bir kimse dahi işten çıkarılmadı. Böyle bir gündemimiz yok. İşçi çıkartmalar ile ilgili ne olduğunu bilmiyorum zaman zaman duyuyorum, bankamatikçi deniliyor, seçim öncesi işe alındı deniliyor, böyle şeyler kulağımıza geldi ama İzmir’de bununla karşılaşmadık” açıklamasında bulundu.
ÖNCE ÇALIŞMA ARKADAŞLARIMIZ ŞEVKLE ÇALIŞSIN
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan memurlara yapılan yüzde 75 zam ile ilgili de konuşan Başkan Soyer, “Belediyecilik mevzuatı tuhaf bir düzenleme yapıyor. Biz işveren, onlar da çalışan gibi konumlandırılmış ama biz beraber çalışıyoruz. 31 Mart’tan bu yana Türkiye’de siyaset dili ve kültürü değişmeye başladı. Kibirden uzak, yönetime insanları katan bir siyaset biiçimi talep edildi ve bu ortaya çıktı. Bu olacak ama bunu kimle yapacaksınız? Önce çalışma arkadaşlarıyla yapacaksınız. Önce İzmir Büyükşehir Belediyesi değişecek. Önce çalışma arkadaşlarımız şevkle çalışsın. Biz eşit işe eşit ücret dedik, hikayenin arkasındaki asıl olay bu. Biz ilk adımı attık, birkaç yıl içerisinde bunu tamamiyle oturtacağız” ifadelerini kullandı.
20 MASALEVİ DAHA…
“İzmir’in arka sokakları ne zaman arka sokak olmaktan çıkacak?” şeklinde gelen soruyu yanıtlayan Başkan Soyer, “”İlk Masalevimizi Toros mahallemizde, arka mahallelerimizden birinde yaptık. Kampanya boyunca yapmayı en çok hedeflediğimiz, altını çizdğimiz arka sokaklardı, İzmir’de büyüteceğimiz refahı adil bir şekilde paylaştırmaktı. İzmir’de ‘ön mahallerde ne varsa arka mahallerde de olacak’ dedik. Bu ilk Masalevi hem kreş hem istihdam yaratan bir proje. Bir yandan 0-5 yaş çocuklar eğitiliyor, bir yandan çocukların anneleri için işlik kuruyoruz. Bundan en az 20 tane derhal yapacağız. Aslında burada bütün mesele bütüncül fotoğraf içerisinde oturuyor olması. Eğtim en çok önem vermemiz gereken mesele, bununla bilikte istihdamı da çözmüş oluyorsunuz. Yani bir taşla iki kuş vuruyorsunuz. İstihdam merkezlerini güçlendireceğiz. Özellklle gençlik merkezlerine ihtiyaç var, gençlerin bir araya gelip hem sosyalleşecekleri, hem eğitilecekeleri hem eğlenecekleri mekanlara ihtiyaç var. Bunları yapmaya başlıyoruz. Bunlara da arka mahallelerden başlayacağız. Bizim bu irademizde, kararlılığımızda hiçbir değişiklik yok. Ancak bu sihirli değnekle yapılacak birşey değil. Bütün kaynaklarımızı, önceliğimizi arka mahallerimize veriyoruz, vereceğiz. Bu, yakında gözle görülür olacak” dedi.
ÜRETİMİ TEŞVİK EDECEK ÇARELER BULMAK ZORUNDAYIZ
İzmir’de bundan sonraki süreçte yapacakları çalışmalar hakkında konuşan Soyer, “”Öncelikle üretimi teşvik edecek çareler bulmak zorundayız. İzmir, bereketli tarım toprakları üzerine kurulmuş bir coğrafya. Ne yazık ki tarımdan uzaklaşıldığı ve üretimden kopulduğu için sosyolojik denge değişiyor, işsizlik artıyor. Üretimi hem modern yöntemlerle büyütmemiz ve hem de endüstriyel bir üretime dönüştürmek zorundayız. Bunu da kooperatifler üzerinden yapmak zorundayız. Kooperatifler, bu konuda en demokratik yol. Şuanda Avrupa’da üretimin büyük bölümü kooperatifler üzerinden yapılıyor. Dökme usül zeytinyağını İspanya’ya İtalya’ya, İtalyan Zeytinyağı, İspanyol Zeytinyağı olarak pazarlayanlar ne yazık ki biz buna seyirci kaldığımız için yapıyorlar. Biz aciz miyiz o pazarlama tekniklerini kullanmamız için bir sürü yetenekli gencimiz var. Bu boynumuzu büküp yaşadığımız bir kader değil, haketmediğimiz bir yaşam biçimi. Bu toprakların verdiği imkanlar o kadar büyük ki… Bu coğrayada çok daha iyisi mümkün. Bunun için belediye başkanlığı yapıyoruz.
100 GÜNDE YAPTIĞIMIZ EN ÖNEMLİ ŞEY HALK BULUŞMALARI
Göreve geldiği gün den bu yana katılımcılığı esas aldıklarını belirten Soyer, “Bizim 100 günde yaptığımız en önemli şey halk buluşmalarıdır. Tarım, ulaşım, kültürpark ve yangın gibi önemli konularda buluşuyoruz. Açık şeffaf bir şekilde çalışma yapıyoruz” dedi.
İZMİR’İN ÇİN İLE BULUŞMASI BÜYÜK ANLAM TAŞIYOR
Soyer, bu yıl 88.ncisi gerçekleşecek olan İzmir Enternasyonel Fuarı hakkında da konuştu. Soyer, “İzmir fuarının bu yıl 88.ncisi yapılacak. 10 gün içinde olağanüstü büyük bir buluşma gerçekleşecek. Türkiye’nin ve dünyanın her yerinden onur konuklarımız olacak. Bu seneki onur konuğumuz Çin… .Çin’in İzmirle buluşması çok büyük bir anlam taşıyor. İzmir tarih boyunca üstlendiği kalp görevini yine yapsın istiyoruz. Çünkü İzmir doğunun en batısı, batının en doğusu… Batının ürünlerini doğuya taşısın, doğunun ürünlerini batıya taşısın istiyoruz. Bu fuar, bunun miladı olacak. Niyetimiz Çin’in güzel sanatlarını, edebiyatını, şiirini, dansını, müziğini teknolojisiyle beraber izmirlilere buluşturmak . Sadece fuarla değil, bundan sonrası da olacak” dedi.
YENİ BİR ORMAN YARATACAĞIZ
İzmir’deki büyük yangınla ilgili konuşan Soyer, yeniden yeşillendirmek için başlatılan kampanya hakkında bilgiler verdi.
Soyer şunları söyledi:
Orman yangınında içimiz parçalandı. Ciğerlerimiz yandı. 5 bin hektarlık alan, yaklaşık Karşıyaka ilçesi büyüklüğündeki alan yandı. İzmir tarihindeki en büyük yangınlardan biri. Çaresizlik yaşıyorsunuz. Gözünüzün önünde günlerce süren bir yangın var. Bu bir kader değil. Biz hep çıra ekip yangın ekiyoruz. Daha neler yapabiliriz de kader olmaktan çıkartabiliriz buna kafa yormaya başladık. Orada bir kampanya başlatalım istedik. Halk buluşması gerçekleştirdik. Herkesin önerilerini aldık. Aynı noktada daha sonra Büyükşehir meclis toplantısı yaptık. Gel, gör, koru adıyla yaptık. Bir dizi karar aldık. Vatandaşın önerdikleri, sosyal medya, mektupla ulaşan önerileri mecliste karar aldık. Örneğin, bundan sonra İzmir’de doğan her çocuk için ağaç dikeceğiz. Çocuklar ağaçlarıyla büyüyecek. Vefat eden, evlenenler için de fidan dikeceğiz. Köylerimiz de yangın istasyonların kurulması gibi fikirler geldi. Ormandaki ağaç desenini değiştirme yönünde fikirler gelişti. Yangına dayanıklı, bitki örtüsüne uygun ağaçlar dikilecek. Dibinde ot biten ağaçlar dikeceğiz. Bunlara kafa yoruldu. 9 Eylül’de bu öneriler ışığında kampanya başlatacağız. 3 bin 800 hektar ağaçlandırılacak alan bulduk. Yeni bir orman yaratacağız.
Yanan alan asla imara açılmayacak. Yasal düzenlemeler imara açılamayacağını söylüyor ama yasalarımız adam öldürmeyi de yasaklıyor ama adam öldürülüyor. Bu konuda çelik zırh gibi İzmirlilerle duracağız. Asla izin vermeyeceğiz. Buraları koruyacağız. Her sene ağustos ayında bu yangınları yaşamak istemiyoruz, Portekiz de geliştirilmiş bir yöntem var. Sensörler kullanıyorlar. Ağacın, fidanın siyaseti olmaz. Bunlar ortak değerlerimiz. Çok kafa karıştırıcı açıklamalar yapıldı. Onların net bir açıklaması lazım. Bu memleketin insanları son derece duyarlı. Büyük bir hassasiyet taşıyorlar. Bizim atalarımızın canları pahasına korudukları toprakları onların anısına layık olabilmek için topraklara nasıl sahip çıkacağımızı konuştuk. Atalarımızın bize bıraktığı bu topraklara yanmasına izin veremeyeceğiz
Hedefimiz uçak almak. Ama ne kadar bağış toplayacağımızı öngörmek mümkün değil. 9 Eylül’de büyük bir konser olacak. İzmirliler o duyarlılığı gösterirlerse niyetimiz helikopteri, uçağı İzmirlilere getirmek olacak. Bunu araştırıyoruz.