Mehmet Ali Kasalı liderliğinde yeni yönetime sahip BASİFED, çevrimiçi olarak düzenlenen toplantıda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile buluştu. BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kasalı ve yönetim kurulu üyelerinin hazır bulunduğu toplantıda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile yeni dönemde yapılabilecek işbirlikleri konuşuldu.
BASİFED Başkanı Kasalı, BASİFED’in İzmir iş dünyasının kalbi olduğunu ifade ederek, “BASİFED iş dünyasının sözcüsüdür, yeni dönemde bu misyonu daha yüksek perdeden yerine getirmek için çaba göstereceğiz” dedi.
STK toplantıları İzmir için büyük şans
Toplantının açılışında konuşan BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kasalı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Göreve geldiğinden beri STK’larla çok yakın ilişki içinde bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in bu konuda çıtayı bir basamak daha yukarı çıkardığını söyleyen Kasalı, “Başkanın STK’larla rutin görüşmeler içinde bulunmasını çok değerli buluyorum. Diğer kentlerde bu ilişkiler nezaket sınırını aşmaz, ancak İzmir için bu geçerli değil. Bunun da İzmir için büyük şans olduğunu düşünüyorum” dedi.
Büyükşehir Belediyesi ile STK ilişkilerinin ete kemiğe bürünmesi gerektiğini ifade eden BASİFED Başkanı Kasalı, “Biz Soyer’e ne kadar proje getirirsek, o kadar çok sonuç alırız. Bu da bizim sorumluluğumuzu arttırıyor” diye konuştu. Kanunla kurulan yarı resmi Oda’ları dışarda bırakırsak BASİFED’in iş dünyasının kalbi olduğuna dikkat çeken Kasalı, “BASİFED iş hayatının kalbi, bir anlamda da sözcüsüdür. Önümüzdeki dönemde hedefimiz, bu sözcülüğün gereğini daha fazla yapmak olacaktır” dedi.
“Ortak akıl bu kentin yaşam kültürü”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise gösterilen bu teveccühe teşekkür ederek sözlerine başladı. Genel olarak STK- Belediye ilişkilerinde nezaket sınırları içinde kalan ve o sınırlar içerisinde üretime, verimliliğe veya eser yaratmaya yönelik bir ilişki kurulamadığını ifade eden Başkan Soyer, “Ancak bunu değiştirmek mümkün. Ben İzmir ve İzmirliye çok güveniyorum. İzmir demokrasinin kalesidir. Ben başından beri şuna inanıyorum, demokrasi insanlığın en büyük inovasyonlarından biri. Sandığa gitmekten öte, bir yaşam kültürü” dedi.
Bu kültürün meyvesinin ancak böyle toplanabileceğini vurgulayan Soyer, “Ortak akıl yaratırsanız, projeler geliştirir, bunu toplumun tabanına yayarsanız ancak o meyveleri toplarsınız. Bu şekilde demokrasi ile oluşacak bir kalkınma ancak kenti topyekûn ileri götürür. Bizim de STK’larla buluşmalarımızın amacı da tam da bu” dedi.
İnsanların birbirini zor dönemde tanındığını ifade eden Soyer, “İzmir Depremi de kurumsal anlamda bu etkiyi yarattı. Bir Kira Bir Yuva kampanyamız ile İBB’ye taahhüt edilen bağış miktarı 43 milyon TL üzerine çıktı. Türkiye’de en kısa süre içerisinde toplanan en büyük miktarlardan biri oldu bu. İzmirli olmakla övünmemizi sağlayan noktalardan biri de bu. Zaman zaman teşekkür telefonları açıyorum, beni utandırıyorlar, gerek yok bu telefona diyorlar. Yüce gönüllülükle bu destekleri yaptı İzmirli” diye konuştu.
Bu şehirde yaşamanın ne kadar değerli olduğunu gösteren örnekleri çoğaltabileceğini vurgulayan Soyer, “Bu dayanışma bazen yorgunluk da yaratabiliyor. O nedenle asla yorulmayalım, asla bundan vazgeçmeyelim. Bizi biz yapan en büyük zenginliklerden biri bu” dedi.
“İş dünyasından destek bekliyoruz”
17 günlük bu sokağa çıkma yasağında en büyük zararı seyyar satıcıların, günübirlik kazancı olanların, küçük esnafın, küçük üreticinin gördüğüne dikkat çeken Soyer, “Bu konuda çok büyük mağduriyetler yaşanıyor. Biz İzmirli olarak o hemşerilerimize elimizi uzatmak zorundayız” diye konuştu.
BASİFED üyesi dernekleri bu kampanyaya katılmaya davet eden Soyer, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz de bunu yapıyoruz, 3 ay içinde 90 milyon TL’lik bir bütçeyi bu amaçla kullanacağız. İş dünyasını da bu kampanyaya davet etmek istiyoruz. İftar için 400 bin yemek hedefimiz vardı, o hedefi şimdiden aşacağımıza inanıyorum. Erzak paketlerine de ihtiyaç var, o konuda desteklerinizi bekliyoruz. Ayrıca bakkallardaki veresiye defterleri ile ilgili çalışma yaptırdım. Kimi bakkallarda bu defterlerin toplam rakamı 70 bin-80 bin TL’ye ulaşmış durumda. Ancak bakkalların yaklaşımı da bu noktada önemli, bakkallar parayı verebileceklere veresiye açtıklarını, bu rakamların bir şekilde toplanabileceğini ancak veresiye açamadıkları, çok zor durumda olan mahallelilerin olduğunu söylediler. Bizim onlara da ulaşmamız gerekiyor, veresiye açtıramayacak durumda olana da el uzatmamız gerekiyor. Tüm üyelerinizden bu konuda destek rica ediyorum”