Gizem TABAN/GERÇEKİZMİR- Yerel seçimlere sayılı günler kala seçim çalışmalarını son sürat sürdüren Millet İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı CHP’li ( Cumhuriyet Halk Partisi) Tunç Soyer, İzmir’in 30 ilçesindeki muhtarlarla kahvaltıda buluştu. Balçova Termal Otel Kardelen Salonu’nda yoğun katılımla gerçekleşen programda Soyer’e CHP İzmir Eski Milletvekili Mustafa Balbay ve il yöneticileri de eşlik etti. Konuşmasında önemli mesajlar veren Soyer, iktidarı da eleştiri yağmuruna tuttu. Soyer, büyükşehir belediye başkanı olduğu takdirde muhtarlarla kuracağı diyaloğu ve izleyeceği politikaları anlattı.
KÜÇÜK ÜRETİCİ YOK EDİLİYOR
Ülkedeki tarım politikalarını eleştiren Soyer, “Biz 16 bin köyü bir gece kapatmışız, demişiz ki siz köy değil mahalleyiz. Böylece siz hizmete daha çok erişecekseniz, kentlisiniz. İyi, güzelde o hizmeti gene götür, onun için mahalleye çevirmeye ne gerek var? Bunun sırrı anlaşılamadı. Sözde hizmeti götürmek için mahalleye dönüşüldü ama gelen hizmette farklılık olmadı. Sen devletsen bunu dönüştürmeden de hizmet getirmenin bir yolunu bulmak zorundasın. Bu sefer ne oluyor? Mahalleye dönüşen köylerimizdeki vatandaşlarımız emlak, çevre, temizlik vergisi muhatabı olmaya başlıyor. O eski köylerde tarım yapılamaz hale geliyor. Köyde küçük üreticinin tarım yapılamaz hala gelmesi bu memlekete ağır vebaldir. Çünkü üreticiyi yok etmek demek milletin kanadını kolunu kırıyorsunuz demektir. Hiçbir mesele tarım sorunları çözülmeden çözülemez. Tarımın da tek çaresi; küçük üreticiyi yaşatmak zorundasınız. Küçük üretici yok olursa bu memlekete en büyük zararı verirsiniz. Şuan küçük üreticiyi yok eden bir süreç yaşanıyor” diye konuştu.
HÜKÜMETİ ELEŞTİRDİ, TARIMSAL KALKINMA PROJELERİNİ ANLATTI
Hükümeti hedef alan Soyer, büyükşehir belediye başkanı olduğu takdirde tarımsal kalkınma ile ilgili yapacaklarını anlattı: “Her şeyi ithal etmeye başladık. Geçen hafta 300 bin ton mısır, 30 bin ton pirinç, 200 bin ton patates ithalatı ile ilgili 24 ayrı uluslararası ihale açıladı. Yüz yıl önce atalarımızın ürettiklerini ihraç ederek kurduğu fabrikaları satıyoruz, ithalat yapmaya başlıyoruz. Ülkenin en sıkıntılı konularından biri bu... Kartopu gibi büyüyen bir krizin eşiğindeyiz. Patatese sıfır vergi diyorsun, gübreye de mazota da sıfır vergi de! Üreten insanların girdi maliyetlerini aşağıya çekecek bir şey yapmıyorsun. Ama biz çaresiz, ümitsiz değiliz. Çünkü Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu’nun İzmir’de başlattığı güzel bir hikaye var. Tarımsal kalkınmaya önem veren yaşatmaya çalışan bir başlangıç. Alım garantili üretim süreci başladı, çok da iyi sonuçlar doğurdu. Özellikle alım garantili üretimi büyüteceğiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi 12 yıl için üreticiden doğrudan doğruya 470 milyon alım yapmış. Biz 5 yıl içinde bu rakamı 1 milyara çıkartacağız. Yani 4’e katlıyoruz. Gübre kooperatifi kuracağız, üreticinin girdisini aşağı çekecek destekler vereceğiz. Üreticimizin üretmeye devam etmesi ve karşılığını alabilmesi için destekler vereceğiz. Yem kooperatifi kuracağız, hayvancılığı da çok önemsiyoruz. Bir de makine ekipman parkını büyütüyoruz. 176 araçlık ortak makine parkı var, bunu büyüteceğiz. Yani şöyle; 3-5 dönüm tarlası olan ama traktör olmayana bu havuzdan traktör hizmeti vereceğiz. Kooperatifler vasıtasıyla alım yapacağız ve kooperatifleri büyüteceğiz. Kadın kooperatiflerine daha çok destek olacağız. Tarım işletme tesisleri kuruyoruz. Bizim AR-GE ile yaratacağımız çözümlerle ürünleri işleyerek sanayi ürünü haline getireceğiz. Ürün destekleri de vereceğiz” şeklinde konuşan Soyer; Halk süt, halk gıda, halk ekmek, halk et ,halk balık projelerinden de bahsetti.
DEMOKRASİYE SIMSIKI SAHİP ÇIKACAĞIZ
“1 Nisan günü inşallah o koltuğa oturursam en önemli şey şu olacak” diyen Soyer,” İnsanlığın ilk yerleşimlerini kuran bu coğrafyanın evlatları olarak hürmet edeceğiz, saygı göstereceğiz. Sizler mahallelerinizin, köylerinizin liderleri önderleri olarak bu şehrin refahını geliştiren liderler olacaksınız. Refahı büyütmek üretimi büyütmektir. Demokrasi bir siyaset biçimi değildir, demokrasi ekmek demektir. Çünkü bir kentin yarattığı refah demokrasi yoksa sadece bir grubun zümrenin ekmeğini büyütür. Demokrasi varsa sokaklara mahallelere yayılır, adil biçimde dağılır. Eğer demokrasiye sahip çıkmazsak bu ülkedeki zenginlik birlerinin cebini büyütür. Demokrasiye sımsıkı sahip çıkacağız” ifadelerini kullandı.
MUHTARLARA ÖZEL KIRMIZI HAT
Büyükşehir belediye başkanı olduğu takdirde muhtarlarla izleyeceği diyaloğu ve çalışma politikasını anlatan Soyer, “İki ayrı grup halinde muhtarlarımızla düzenli çalışmaya devam edeceğiz. Köy muhtarları ile ayrı bir gündemde, mahalle muhtarları ayrı bir gündemde buluşacağız. İkisini ayırmak zorundayız, sorunları ve çözümleri aynı değil . Ayrı ayrı, ilçe ilçe toplantılarımız olacak. Muhtarlar masasını, muhtarlar bürosuna dönüştüreceğiz ve destekleyeceğiz. Muhtarlarımız için özel kırmızı hat kuracağız. Doğrudan doğruya muhtarlarımız saniye beklemeden büyükşehir belediyesindeki muhataba derdini anlatacak. Büyükşehrin en önemli unsurlarından bir olacak muhtarlar bürosu... Seyyar makam benim büyükşehir belediye başkanı hangi köye gidecekse, o köyle ilgili bürokratlarını da yanına aldığı bir otobüsle o köye geleceğiz, muhtarlarımız kimi toplamışsa oturup konuşacağız. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kapısında beklemekten kurutulacaksınız, biz sizin köyünüze geleceğiz. Bunu da düzenli olarak yapacağız. Çözümleri, çözümsüzlükleri yerinde konuşacağız” açıklamasında bulundu.
İKİ KONUDA TÜRKİYE’YE ÜMİT OLMAK İSTİYORUM
Tarımsal kalkınma ve demokrasi politikalarında Türkiye’ye ümit olmak istediğini belirten Soyer,”Biz sizleri, bu memlekete sahip çıkacak demokrasinin kahramanları olarak görüyoruz. İzmir demokrasiye sahip çıkacaksa, biz demokrasiyi koruyacaksak sizinle kuracağımız işbirliği ile mümkün, yoksa gerisi hamaset, nutuk, başkanın hikayeleri olur. Bunu gerçekten ete kemiğe bürünen bir yaşam biçimine dönüştürmek istiyoruz. Buda sıkı işbirliği ile olur. Kapımız sonuna kadar size açık olacak. Yeni bir dönem başlayacak ve bu yeni dönem Türkiye’yi de değiştirecek diye düşünüyorum. Bizim İzmir’de uygulayacağımız tarım politikalarıyla Türkiye’ye ilham vereceğiz, kendisine model almak zorunda kalacak. Bu memleket aşağıdan yukarıya değişecek, yukarıdan aşağıya sihirli değnekle değil. İki konuda Türkiye’ye ümit olmayı istiyorum; tarımsal ve demokrasi politikaları... Bu iki konu Türkiye’nin örnek alacağı uygulamalar olacak” ifadelerini kullandı.
NİYE ZİLLET OLSUN?
Ülke genelindeki siyaset dilini çirkin olarak nitelendirilen Soyer, “Oysa bizler hakaret vari, küçümseyen, paçadan çekiştiren insanlar değiliz. Medeni, saygılı, sevgi gösteren insanlarız. Ama bizi bozmaya çalışıyorlar, komşum başka bir partiye oy atmış diye “zillet” diyoruz. Herkes aynı partiye oy atmak zorunda mı? Benim görüşümde değil diye niye zillet olsun? Bizi ayrıştırmaya çalışıyorlar. Biz çok şükür kadim kültürün insanları olarak öyle yaşamıyoruz. Bizi birbirimizle kavga ettirmeye, nefret ettirmeye çalışıyorlar. Bu hikaye İzmir’den değişecek” dedi.