GERÇEKİZMİR - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) youtube sayfasında, Türkiye’nin geleceğinde tarımsal kalkınma ve kooperatifçilik başlığı altında gerçekleşen canlı yayına tele konferans yönetimiyle katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer önemli mesajlar verdi.
Soyer şunları söyledi:
Türkiye’de tarım politikalarının çok büyük yanlışlarla büyük bir kısır döngüne gitmekte oluğunu düşünüyorum. İthalat politikalarındaki süreklilik tarımın sürdürülebilirliğinin önünde büyük bir engel. İthalat devam ettikçe biz üreticiden, topraklarımızdan, topraklarımızın bereketinden daha çok uzaklaşacağız.
Yerel yönetimler olarak, hem Seferihisar hem Büyükşehir hafızası birikimleri nedeniyle çok daha iyisini yapabileceğimizi biliyorum.
GÖREVLERİMİZ VAR
Küçük üreticinin girdi fiyatlarının aşağıya çekilmesi ile ilgili desteklerimiz var, bunları büyütmeye kararlıyız. Dikim sürecinde yapabileceklerimiz var; yerli tohumla üreticiyi buluşturmak ve dikim sürecinde yanlarında olmak gibi görevlerimiz var.
Hasat sürecinde pazarlama ihtiyacı markalaşmasıyla ilgili görevlerimiz var. Üretimin en başında en sonuna kadar yerel yöneticiler çok ciddi destek politikaları uygulayabilirler. Ege Bölgesi’nin bu bereketli topraklarında üretimi sürdürmek mecburiyetindeyiz.
Korona’nın en önemli öğretilerinden biri tarımın öneminin değerinin anlaşması oldu. Ama burada nasıl bir üretim, nasıl bir tarım soru burada toplanıyor.
Başka bir tarım mümkün diyoruz. Küçük üreticinin ürünün bedelini alabildiği, aldığı bedelle hayatını sürdürmesinin mümkün olduğu kırdan kente göçün durduğu kırdaki hayatın yeterince yüksek bir yaşam kalitesi sunduğu, ailesinin geçimini sağlayabildiği, tüm bunların mümkün olduğu bir tarımdan bahsediyoruz.
YEREL TOHUMLARLA ŞEKİLLENECEK
Bu tarım yerel tohumlarla şekillenecek. Ürünün doğru biçimde sanayi ürününe dönüşmesini mümkün kılacak. Bunların kooperatifler vasıtasıyla yapılmasını sağlayacak. Kooperatifler bunun anahtarı… Küçük üreticiyi destekleyelim diyorsak, tarımsal kalkınma kooperatiflerini çoğaltmak zorundayız. O nedenle ısrarla söylediğimiz mutlaka kooperatif kurun, varsa güçlendirin. Biz Büyükşehir olarak kooperatiflerin ürettikleri ürünleri satın almaya hazırız. Biz üreticinin ürettiği her şeyi alabiliriz. Bakla, bezelye, enginar da bunu yaptık. Tarımı destekleyebilmek için yeni yaratıcı yöntemler bularak bunu üzerine gitmeye devam edeceğiz.
Seferihisar Belediye Başkalığı yaparken söylediğimiz 4 başlıklı bir tarım politikası vardı; yerel tohumu koruyacağız, üreticiyi kooperatif çatısı altında buluşturacağız, mutlaka ürünü işleyeceğiz, bütün bunları yaparken de uluslararası pazarlama standartlarında rekabet gücünü arttıracak desteklerde bulunacağız. Bu 4 başlıkta dikimden hasada hasattan pazarlamaya her yerde üreticinin yanında olmaya özen göstereceğiz.
Manda örneğini vermek isterim. 27 mandayla başladık Selçuk’ta, şuan da 41’e çıktı, yeni yavrularımız var. Bunu büyüteceğiz. Daha çok manda çiftliği açmayı hedefliyoruz. Kavurma meselesi var. Küçük baş hayvancılığı desteklemek için on binlerce haneye süt götürüyorduk, şimdi kavurmaya başladık. Hem üreticiyi korumak hem tüketiciyi güzel ürünlerle buluşturmak hem de bu coğrafyada başka bir tarımın mümkün olduğunu göstermek istiyoruz.
Bu içine düştüğümüz tarım politikaları toprakların bereketini yitirmesinden değil, sadece yanlış tarım politikalarından bu noktaya gelmiş vaziyette… Bunu değiştirmenin mümkün olduğuna inanıyoruz. Bunu en güçlü yapacak kentin İzmir olduğunu düşünüyoruz.