GERÇEKİZMİR - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ege TV’de yayınlanan Politika Durağı Programı’na konuk oldu ve Gazeteci Sercan Avcı’nın sorularını yanıtladı. 31 Mart 2019 yerel seçimleriyle göreve gelmesinin üzerinden geçen 2 senede yürütülen çalışmalara dair açıklamalar yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer önemli açıklamalarda bulundu.
Koronavirüs pandemisiyle mücadeleye ayrı bir parantez açan Belediye Başkanı Soyer, merkezi iktidar tarafından alınan tedbir kararlarını yorumladı. Kent içi ulaşım yatırımları, Kültürpark revizyon projesi, Basmane Çukuru, Cittaslow (Sakin Şehir) çalışmaları gibi konularda bilgilendirme yapan Başkan Soyer, Menderes’te yapılacak olan katı atık bertaraf tesisinin de tartışmalara sebep vermesiyle ilgili konuştu.
TEDBİR KARARLARINI HAFİF BULDUM, DEVLET BABALIĞINI YAPMALI!
Merkezi hükümetin son açıklanan pandemi tedbir kararlarını değerlendiren Soyer, “Biraz hafif buldum. Maalesef çok hızlı ve yoğun bir yayılma var. Belki de virüsün uğradığı mutasyon nedeniyle daha hızlı yayılma oluyor. Çok daha radikal kararlar almayı gerektiren bir durum. Biz de bilim kurulumuz aracılığıyla çalışmalar yapmıştık. Gönüllü karantina çağrıları yapmıştık. 2 hafta kapanma yapılması gerekiyor demiştik. Bilim aslında çok daha sıkı bir kapanmayı zorunlu kılıyor. Tabii ki esnafımızın uğradığı büyük sıkıntılar var. Orada devletimizi görmek istiyoruz. Devletimizin babalığını yapıp sahip çıkmasını istiyoruz. ABD’de Biden seçilir seçilmez 1.9 trilyon dolarlık dev bir bütçe ayırdı bu işe. Dünyada dev bütçeler ayrılıyor. Devlet böyle zamanlarda varlığını hissettirmeli. Ben daha radikal tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Devletin daha fazla kaynaklar yaratması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
BİZİMKİ TEKLİF TAKDİR BAKANLIĞIMIZIN
Sahra hastanelerinin gerekli olup olmamasıyla ilgili gelen soruyu yanıtlayan Soyer, “Fuar İzmir’i hazırlayabileceğimizi söyledik. Hangarlarımızı hazırlayabileceğimizi söyledik. Biz buna hazırız dedik. Altyapısını hazırlama konusunda her türlü desteğe hazırız. Bizimkisi bir teklif, takdir bakanlığımızındır. Biz hazırız. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kurumsal kapasitesiyle buna hazır. Bize böyle bir görev verilirse yapmak isteriz” diye konuştu.
150 CİVARINDA ARKADAŞIMIZ KARANTİNADA
Belediyedeki vaka oranlarının yükselmesine dikkat çeken Soyer, “Rakamlar yükseliyor. Rakamları haftalık alıyoruz. 150 civarında karantinada arkadaşımız var. En yakın çalışma arkadaşlarımızın da bir kısmı atlatmak üzere, bir kısmı hala ağır geçiriyor. Maalesef İzmir Büyükşehir Belediyesi de çok yoğun etkileniyor. Özellikle bazı birimlerimiz çok fazla vatandaşla iç içe… Dolayısıyla arkadaşlarımız da çok burun buruna geliyor. Çok hızlı bir şekilde yayılıyor” dedi.
CEMRELERDE NE VAAT ETTİYSEK TIKIR TIKIR YAPIYORUZ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı döneminde 3 cemre toplantısıyla açıkladığı vaatlerin ne durumda olduğunun sorulması karşısında konuşan Soyer, “Projelerimizin hiçbirinden sapma olmadığını söyleyebilirim. Hepsini gerçekleştiriyoruz. Bu süreçte binlerce arkadaşımın çalıştığı binamızı da taşıdık. Bütün bunu yaparken kimse bunu hissetmedi. Hizmetlerde aksatma olmadı. Cemrelerde ne vaat ettiysek hepsini tıkır tıkır yapıyoruz. İzmir tarihinin en büyük yatırımı olan ve 1 milyar 70 milyon euroluk Buca metrosu için konsorsiyum oluşturabildik. Uluslararası ihaleye çıktık. Narlıdere metrosu… Göreve geldiğimizde yüzde 12’si tamamlanmıştı, bugün yüzde 70’lerin üzerinde. Kaynak bulduk ve hiçbir şekilde aksatmadan devam ediyoruz. Aynı şekilde opera binası, yeni yatırımlarımız, açılış bekleyen çalışmalar, hepsi devam ediyor. Hedeflerimizde şaşma olmadı. Sadece İzmir’in dünya ile buluşması noktasında maalesef frene basmış olduk. Birçok noktaya doğrudan uçuş başlatmak üzereydik. Bu gibi birçok çalışmamız sekteye uğradı. Ofisler açacaktık. Dünya kenti olma hedefi noktasında bir parça geride kaldık. Erteleme diyelim. Bütün bunların hepsi olgunlaştı. Yapacağız. Uluslararası birçok proje gerçekleşecek. İzmir’in dünya kenti olması noktasındaki heyecanımızdan, yol haritamızdan sapma yok. Bütün projelerimize aynen devam ediyoruz. İzmir’in dünyaya tanıtım vizyonunda maalesef gerileme oldu” ifadelerini kullandı.
İZMİR 12 HAZİRAN’DA CİTTASLOW UNVANINI ALACAK
“İzmir Cittaslow unvanını kazanan ilk metropol olacak mı?” sorusuna cevap veren Soyer, “Olacağız. Bizim için çok heyecan verici bir proje. 3 yıldır buna kafa yoruyoruz. Cittaslow aslında yerel kalkınma modeli. Doğayla uyum içinde, bilimi rehber edinen, tarihine sahip çıkan bir model… Nüfusu 50 bin altındaki kentler için bir sistem. 3 yıldır somut olarak uğraşmaya başladık. Türkiye’deki bu kentler ağını arttırmaya devam ettikçe niçin daha büyük şehirlerde kriterleri uygulamıyoruz diye sormaya başlamıştım. Genel başkan yardımcısı olduktan sonra, bu görevi üstendim. Metropol için çalışmaya başladım. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra çalışmalar daha da hızlandı. Metropol olarak uyulması gereken kriterler, bütünlük içeriyor. Bir de tek tek mahallelerde uyulması gerekenleri harmanladık sunduk. Cittaslow’un 12 Haziran’da genel kurulları var. Dünyanın ilk Cittaslow metropol unvanını verecekler. Biz de bunu anlatmaya başlayacağız. Bugün dünyada birçok şehir ve metropol Cittaslow olmak istiyor. Çünkü çok sağlıklı bir kent modeli… Biz dünyanın ilk Cittaslow’u olduğumuzda o kentler kriterleri bizden alacaklar. Uyup uymadıklarını da biz kontrol edeceğiz. Bu İzmir için olağanüstü bir prestij ve saygınlık” dedi.
2020 YILINDA İZMİR’E HÜKÜMETTEN DAHA FAZLA YATIRIM YAPMIŞIZ!
Kent içinde verilen hizmetlere değinen Soyer, “4 temel sütun üzerinde çalışıyoruz. Bu şehrin refahını büyütmek, adil olarak paylaştırmak, bu kentin doğasıyla uyumlu bir büyüme sağlamak ve bunu demokrasiyle yapmak. Bu 4 sütun hepsi birbirine bağlı. Arka sıradakiler dediğimiz şey refahın adil paylaşımıyla ilgili bir şey. Biz bir yandan İzmir’in refahını büyütmeye çalışırken bir yandan da bunun adil bir şekilde bölünmesini sağlamaya çalışıyoruz. 8 milyarlık bir bütçemiz var. Yüzde 42’sini yatırıma ayırdık. 2020 yılında 3.9 milyarlık yatırım yapmışız. Örneğin hükümetimizin aynı yıl İzmir’e yaptığı yatırım 2.3 milyar civarında. Biz hükümetimizden daha fazlasını Büyükşehir olarak yapmışız. Acil çözüm ekipleriyle yaptık. Biz o nedenle arka sıradakilere bu şehrin ürettiği refahını İzmir Büyükşehir Belediyesi bütçesinin önemli bölümünü aktararak adil bölüşüm sağlamaya çalışıyoruz. Bunu büyüterek devam ettireceğiz. Bir muhtar 30 senedir bu mahalledeyim hiç belediye başkanı görmemiştim, sen şimdi geldin dedi. Çok ihmal edilmiş, uzak tutulmuş, gidilmemiş. Biz o bölgelere ağırlık vermeye devam edeceğiz. İhtiyaç neyse hepsini yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
OTOGAR KONAK ARASI 10 DAKİKA OLACAK
Ulaşım projelerine ayrı bir parantez açan Soyer, raylı sistem çalışmaları konusunda detaylı bilgilendirme yapmasının yanı sıra otogar ve Konak’ı birbirine bağlayacak yol için, “700 milyonluk dev bir bütçe. Çevre yolunu kullanmadan direkt otogarın oradan Konak meydanına 10 dakikada gelebilecek. Şimdi 45 dakikaları bulan bir yolculuk yerine kestirme yol açmış olacağız. Bütçesi çok yüksek... Ulaşım ağları konusunda birçok proje tamamlandı” dedi.
FİLOMUZLA İFTİHAR EDİYORUM
Otobüs filosunun güçlendirilmesine de değinen Soyer, “451 otobüs meselesi Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bir kalemde alınan en çok ihalesi. Bir defa da aldık. Hakikaten benim de çok gurur duyduğum bir tablo. Biz otobüs filomuzun 3’te1’ini yenilemiş olduk. Çok genç pırıl pırıl bir filoya sahip çıkıyoruz. Bu vatandaşın çok daha konforlu seyahat etmesi demek. Bununla iftihar ediyorum. Mayıs sonsuna kadar tamamı gelmiş olacak” diye konuştu.
İSTEMEZÜKÇÜ BİR ÜSLUBU ASLA TASVİP ETMİYORUM
Kente yapılacak yeni çevre yolu için açıklama yapan Soyer, önceki dönemlerde ağaç katliamının yapılabilecek olmasına dikkat çekmesinin hatırlatılmasıyla ilgili, “İstemezükçü bir üslubu asla tasvip etmiyorum. İnce eleyip sık dokuyarak, anlamaya çalışarak karar vermek istiyorum. Şu an bir şey söylemek istemiyorum. Arkadaşların çalışmalarının bitmesini bekleyelim” dedi.
BASMANE ÇUKURU İÇİN SÜREÇ YENİDEN TIKANDI MI?
Yakın zamanda belediyenin TMSF'ye alana karşılık başka bir yer teklif ettiği Basmane Çukuru’nun akıbetiyle ilgili gelen soruyu yanıtlayan Soyer, TMSF’yle sürecin yeniden tıkandığının sinyallerini verdi. Soyer, “Galiba olmadı. İstediğimiz sonucu alamayacağız” ifadelerini kullandı.
BÜYÜKŞEHİR BİNASININ GÜÇLENDİRİLMESİ İÇİN DUDAK UÇURTAN BEDEL!
30 Ekim depremi sonrasında tahliye edilen Büyükşehir Belediye binasıyla ilgili bilgi veren Soyer, “O binayla ilgili hasar tespiti yaptırdık. 4 blok var. Hepsiyle ilgili yapıldı. Denize bakan binayla sol tarafındaki blok orta hasarlı. Güçlendirmeyi çalışması için 50 milyon üzerinde bir bedel çıkıyor. Zaten çok kullanışsız bir bina... Ferah çalışma ortamları sağlamıyordu. Güçlendirmeyi yaptığınız zaman iyice kullanışsız hale gelecek. Psikolojik olarak arkadaşlarımızın ciddi tedirginlikleri var. Depremden önce de dile getiriliyordu. Deprem de gösterdi. Deprem anında çekilen videolar var, mermerler dökülüyor falan. Bu binanın artık miadını doldurduğunu düşünüyorum. Karar için çok acele etmemiz gereken, telaşa kapılmamız gereken bir durum yok. Taşındık, arkadaşlarımız güvenli yerde çalışabiliyorlar” diye konuştu.
KÜLTÜRPARK’I GÖZÜMÜZ GİBİ KORUMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Soyer, Kültürpark revizyon projesi için açıklama yaparken, “Bu samimiyetin sorgulanması doğru gelmiyor. Bizi samimiyetimiz çok açık. Göreve geldiğimde kurula teslime edilmiş bir rapor vardı. Ben geldiğimde onu geri çektim. Gelir gelmez saatler süren Kültürpark buluşmaları yaptık. 1 yıl boyunca üst üste çok sayıda toplantı yapıldı. Farklı odalarımızın talepleri doğrultusunda olağanüstü zenginlikli raporlar elde edildi. İnanılmaz detaylı raporlar ortaya çıktı. Bunların ışığında bir plan otaya atıldı. Bu plan şu an kurulda. Biz asla yeni bir yapılaşmaya, betona izin vermeyeceğiz. Bunlar söz konusu değil. Oradaki çok sayıda yapı yıkılacak. Hangarlar kaldırılacak. Maksimum 12 bin metrekarelik inşaata izin verilecek. Oradaki inşaat alanında hiç endişe edilecek bir şey yok. Kültürpark’ı gözümüz gibi korumaya devam edeceğiz. 12 bin metrekarelik alanda ne yapacaksınız derseniz? Benim şahsen İzmirli olarak aklımdan geçenler var ama soracağız, belki daha iyi fikirler çıkar. Belki bir Atatürk, kuruluş kurtuluş müzesi seçenek olabilir. Doğa tarihi müzesi, İzmir’in en büyük kütüphanesi… Bence en iyisi bu olur diye bir şey yapmam. İzmirliye sorarız, onların kararıyla sonlandırırız. Kültürpark İzmir’in pırlantası tektaşıdır, en kıymetli noktasıdır. Oraya zarar verecek en küçük bir şeyi ne biz yaparız ne de yaptırırız” dedi.
MENDERES İÇİN HARMANDALI’YI ÖRNEK GÖSTERDİ
Menderes’te yapılacak olan fakat tartışma yaratan katı atık bertaraf tesisi için konuşan Soyer, “Harmandalı’da çöpten elektrik üretiyoruz. Ödemiş’te, Bergama’da yaptık. Hem gübre de elde ediyoruz. Ödemiş, Bergama ve havzalarda temsizliğe hizmet ediyoruz. İzmir’in her tarafından çöpü Harmandalı’ya taşıyorsunuz. Bunun için harcadıklarınız milli servet. Ama şimdi Bergama, oradaki ilçelerin çöpünü alacak. Olağanüstü bir tasarruf… Ödemiş ve Menderes’te de aynı. Avusturya’da ilk gördüğümde şok olmuştum. Çöp fabrikası kentin girişindeydi, merkezinde… Katı atık bertaraf tesisi… Ne koksu ne etrafa yaydığı bir kirlilik yok. Tüm dünyada bu böyle…. Adı çöp olunca… İzmirlilerin böyle bir kaygısı var, anlıyorum, saygıyla karşılıyorum ama doğru değil. Harmandalı mutlaka görüllmesi gereken bir nokta. Orada hiçbir sıkıntı yok. Menderes’te de olmayacak. Orada bazı muhtarların araçlar güzergahlarından geçecek kaygısı var. O da çözüldü” diye konuştu.
GÖREV SÜREM İÇİNDE YÜZECEĞİM
“Körfez vızır vızır işlesin istiyoruz” mesajını veren Soyer, “Körfezde yüzecek misiniz?” sorusu karşısında, “Yüzeceğiz. Ben yüzeceğim. Körfeze bakıldığında bir çalışma görmedikleri için bu adam bunu nasıl söylüyor diyorlar. Bilmiyorlar ki biz kuşatıyoruz. Aslında biz o çalışmayı karada yapıyoruz. Körfez içinde kepçe görmedikleri için boşa çıkacak sanıyorlar. Yağmur suyu ayrıştırma kanalları yapıyoruz. Yağmur zamanındaki pis suyun damlası bile körfeze gitmeyecek. Biz aslında körfezin kirlenmesinin önüne geçiyoruz. Körfezin kendini temizleme gibi bir kabiliyeti var. Sirkülasyonla kendini temizliyor. Yeter ki siz kirletmeyin. Biz kirletmemeye başlıyoruz. Kirletmediğinizde o körfez yüzülebilir hale gelecek. Güzelbahçe’de mavi bayrak aldık. Öyle torpille falan almıyorsunuz. Göreceksiniz görev sürem içinde yüzeceğim” dedi.
İZMİR’DEKİ SİYASET DİLİNDEN MEMNUNUM AMA DAHA İYİSİ OLABİLİR!
Cumhur İttifakı’nın kentte muhalefet görevini yürütüyor olmasının hatırlatılması ve ‘Kentteki siyaset dilinden memnun musunuz?’ sorusunun yöneltilmesi üzerine konuşan Soyer, “Genel olarak memnunum. Ama zaman zaman Türkiye’deki sığ siyasi klişeler üzerinden yapabiliyorlar. O zaman üzülüyorum. Buna gerek yok. Kişiselleştirmeye, aileler üzerinden yapılmasına gerek yok. Bu 2 felaket yılı bizim aslında birbirimize ihtiyacımız olduğunu gösterdi. Felaket sen AK Partilisin sen CHP’lisin diye ayırmıyor. Felaket hepimize geliyor. Bizim ona karşı daha az yara almamız için el ele vermemiz lazım. Birbirimize bel altı saldırırsak, küstürürsek el ele vermek zorlaşır. Eleştiriler performans üzerinden olmalı. Kişiselleştirerek, siyaset seviyesini aşağı çekerek olmaması lazım… Hiçbirimiz bunu hak etmiyoruz. Genel olarak memnum ama daha iyisi olabilir. Daha fazla saygıyla, hürmetle birbirimizi dinleyebiliriz. Bunu yaptıkça İzmir yol alacaktır” ifadelerini kullandı.