MENÜ
İzmir 22°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Soyer’den o eleştirilere cevap: Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir!
Yerel Yönetimler
18 Aralık 2020 Cuma 19:27

Soyer’den o eleştirilere cevap: Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir!

Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, eşi Köy Koop Başkanı Neptün Soyer üzerinden gelen eleştirilere cevap verirken, “Biz siyasetle zenginleşen siyasetçilerden değiliz. Sayın Cumhurbaşkanına ‘bu şehre ihanet ettik’ dedirten düzenlemeleri yapan siyasetçilerle ilişkimiz olmaz, onlara benzemeyiz. Bizim bu tür siyasetçilerle hiçbir benzerliğimiz yoktur" dedi. Konuşmasını Mevlana'nın sözleriyle noktalayan Soyer, “Bizi bilen bilir bilmeyen de kendi gibi bilir” ifadelerini kullandı.

Mehmet İŞLER /GERÇEKİZMİR- İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Aralık ayı olağan meclis toplantısının üçüncü oturumu Başkan Tunç Soyer idaresinde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) gerçekleşti.

2020 yılının son meclis toplantısında kent için önemli kararlar alındı. Karşıyaka’nın Atakent Mahallesi’nde bir bölge için hazırlanan imar planları Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve AK Parti gruplarının fikir ayrılığı yaşamasına yol açtı.

KÜLTÜRPARK SÜRECİ YENİDEN START ALDI!
Oturumda Kültürpark için flaş bir gelişme yaşandı. Önceki yıllarda başlayan ve durdurulan revizyon sürecinde harekete geçildi. Kültürpark için sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının görüş ve önerileri çerçevesinde yeniden düzenlenen 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve Plan Raporu önerisi ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ve Plan Raporu önerisi komisyona gönderildi. Ayrıca meclisin konuyla ilgili aldığı eski kararların iptali yönünde refleks sergilendi. Maddeler komisyonlara gönderildi. Kültürpark projesi için yeni sürecin resmen start aldığı belirtildi.

BİZ EMSALİ 1 BUÇUĞA DÜŞÜRMÜŞ OLUYORUZ
Karşıyaka’da bulunan Emlak Bankası 2’nci Etap Konutları olarak bilinen bölge için hazırlanan imar düzenlemesi hakkında söz alan AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe açıklamalarda bulundu. Karşıyaka Belediyesi tarafından geçen ve şimdiki dönemlerde 3 bloka fazla hak verildiğini söyleyen Boztepe, “Bu bölge Atakent Mahallesi’nde Yasemin Kafe’nin yakında pazar yeri olan bölge. 1317’ye yakın yerleşim yeri var. 4 bine yakın nüfus barınıyor. AK Parti’nin oy oranı yüzde 12-15 oranında. Geçen dönem burada 2 bloka inşaat hakkı verildi. O dönemde eleştirilerimiz olmuştu. Biz bunun yanlış olduğunu söylemiştik. 1972 yılında yapılaşma olmuş. Önü deniz bir yer. Oradaki yeşil alan baya büyüdü. Binaların yapım aşamasında zemin 0.21-0.28 arası değer kullanılmış. Sonrasında bu oran 0.35-0.40’a yükselmiş. Bugün buradaki insanlar bu plan notunu kullanmak istiyorlar. Buradaki binalar depreme dayanıksız. Buradaki hemşerilerimizin 0.35-.40 arasındaki değeri kendilerine istiyorlar. Geçen dönemdeki bloklar 0.60’a geliyor. Burada hak kayıplarının olacağını size ifade ediyoruz. Bizim önerimiz var. Karşıyaka’da Akman sokağında yapılaşma yüzde 60’ın üzerinde. Bundan 2-3 ay önce Karşıyaka’da yamuk binalarla ilgili bir karar geçirdik. Burada bir kentsel dönüşüm yapılacak ama burada alacağımız kararı bütün kente uygulayalım. Burada da arkadaşlarımızın isteği bu… Karşıyaka Belediyesi 11 bin küsur metrekare inşaat alanı olmasına rağmen belediyeden 24 bin metrekare öneri geldi. Depreme dayanıklı binalar yapılsın ama hakkaniyetli yapılsın. Orası 19 bin metrekareye bağlandı ve meclisten geçti. Şimdi aynı güzergahta olan bir yer geldi. Burada insanlara niye sıkıntı yaşatıyoruz? Verilmiş haklar var. Emsal 2’ye geliyor. Biz emsali 1 buçuğa düşürmüş oluyoruz. Bunu tekrar ilgili belediyesine iade edelim. Buradaki vatandaşlarımızın hakları kaybolmasın” dedi.

O 3 BLOKUN HAKKINI BİRİLERİ VERECEK!
Boztepe’nin ardından AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal açıklamalarda bulunu. Hızal, “İzmir’deki planlamayı depremden sonra çok farklı boyutlara taşıyacağımızı düşünüyorum. Deprem öncesi ve sonrası bakış açımızda farklılık olması gerekiyor. Bu bahsedilen alanla ilgili gelen ilk öneriler, planlamalar deprem öncesi hazırlıklardı. Ama şimdi İzmir’de bambaşka şeyler konuşuluyor. İzmir’i nasıl planlayacağız? İki önemli konumuz var. Bu alanın içinde birileri tarafından müsaade edilmiş 3 blok var. 2 tanesi önceki yönetim bir tanesi de bugünkü yönetim tarafından ruhsatlandırılmış. Yüzde 4’ın üzerinde hak elde etmişler. Bir kere her şeyden önce burada kamuya olanın güvenin zedelenmesi söz konusu. Siz belediyeyi yönetiyorsunuz burada ortaya çıkan haksızlığı ortadan kaldırmanız gerekiyor. Yapılan yanlışı yanlışla devam ettirmekten bahsetmiyorum. 3 yıl önce de Karşıyaka’yı CHP’li bir belediye başkanı yönetiyordu şimdi de… Aynı hata devam ediyor, devam etmeye de devam edecek. Oradaki İzmirlilere bunu nasıl açıklayabilirsiniz? Bunun izahı yok. Bunu ortadan kaldırmanız gerekiyor. Biz el birliğiyle bu şehir dönüştürelim, İzmirli hemşerilerimize bir takım haklar da verelim diyoruz. Bu şehrin dönüşmesi gerekiyor. Bu şehirde yaşanacak bir depremde aynı acıları yaşamayalım. Finansal açıdan vatandaşın mağdur olmamasını istiyoruz. Yine aynı Karşıyaka’da yatık binalar konusu geldiğinde. Bize yapılan savunma şuydu; bu binalar riskli, dönüşmesi gerekiyor, günümüz teknolojisiyle bir takım yatırımlar yapılacak, vatandaşın hakkı korunsun. Burada fark ne? Bu kadar aceleci davranılmasını anlamıyorum. Bu şehirde dönüşüm için topyekun çalışma yapılıyor. Yarın buna benzer bir durumla karşılaştığımızda farklı bir hamle yaparsanız oradaki insanlara bunun hesabını veremeyeceksiniz. Aksi halde ne Karşıyaka Belediyesi’ne, ne de İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne güven kalır. Oradaki haksızlığı giderin. O 3 blokun hakkını birileri verecek. Bundan sonra atacağımız adımlarda eşitlikçi davranmamız gerekiyor. Kamu yarayı vatandaşların yararıdır. O yıkılan binaların altında kalacak olan vatandaşların hakkından daha mı önemlidir kamu yararı? Elbette değildir” ifadelerini kullandı.

KARABAĞLAR’A DA VERİN!
CHP’den AK Parti’ye ‘tutarsızlık’ çıkışı gelince Hızal bir kez daha söz aldı ve “Yükseklik verecekseniz verin ama yarın Karabağlar’daki binaya da verin. Bir bölgeye kişiye, mahalleye ya da belediyesine göre uygulama yapılmasın. Asıl itiraz ettiğimiz nokta bu. Tutarsızlığımız yok” dedi.

DEPREM BİRAZ DAHA UZUN SÜRSEYDİ BURALAR DA YIKILACAKTI
CHP’li Meclis Üyesi Murat Aydın konuyla ilgili detaylı bilgilendirme yaptı ve “Yeşili koruyacak mıyız korumayacak mıyız? Bugün bunu oylayacağız” açıklamasında bulundu. Boztepe bir kez daha söz aldı ve “Burada her taraf beton. Burada yeşil yok ki! Bunu geri yollayalım, bu arada imar başvuru yapılanlara onay vermeyelim. Ne bu acelemiz. Bekleyelim 3-5 ay daha, ne olacak! Burası da yamuk binalar gibi, Manavkuyu’dakiler gibi çürük. Deprem biraz daha uzun sürseydi buralar da yıkılacaktı” ifadelerini kullandı. 

ALACAĞIMIZ KARARIN DEPREM VE KENTSEL DÖNÜŞÜMLE ALAKASI YOK
Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay da yaptığı konuşmada, “Bu konuda gösterilen duyarlılık için teşekkür ederim. Biz bu kararı alırken Karşıyaka’da önce bürokratlarla, meclis üyelerimizle, komisyonlarla uzun uzun tartışarak aldık. Alelacele, düşüncesizce alınmış bir karar değil. Bölgeden pek çok vatandaşımızın önerileri ve talepleri de oldu. Bunlar da dinlenildi. Bazı şeylerin anlaşılmadığını görüyorum. Öncelikle bir şeyi ayıralım. Deprem sonrasında kentsel dönüşüm için alacağımız kolaylaştırıcı herhangi bir kararla şu an bu bölgede alacağımız kararın bir ilgisi yok. Bir bölgede böyle bir karar alalım dersek o zaman diğer bölgeler ne olacak derler. Karşıyaka’da kentsel dönüşüm çalışması gerekiyor ama konuştuğumuz alan 40 binanın olduğu bir alan. Meclise iki tane daha önerge gelecek. Hepsinin bir mantığı ve gerekçesi var. Deprem ve kentsel dönüşümle bu kararın bağlantısını kurmak doğru değil. İlerleyen süreçte kentsel dönüşümü kolaylaştırıcı kararlar alırsak eminim bu bölgede de uygulanacaktır. Bu bölgeyi plansız bırakmamız doğru değil” açıklamasında bulundu.

BÖLGE SIRADAN BİR RANT ALANI OLARAK GÖRÜLMESİN İSTEDİK
Kentteki planlama geçmişine değinen Tugay, “Buraya rastgele binalar kondurulmuş. Neye göre yapıldığını biz şu an bilemeyiz. O günün şartlarında yapılmış. Daha sonra İzmir Belediyesi şehrin genelinde 1/1000’lik planlama kararı almış. Bostanlı ve Karşıyaka’yı ayrı ayrı planlamış. Atakent alanı için bir plan kararı alınırken bugün konuştuğumuz alanla ilgili bir karar alınmamış. Şu anda orada geçerli olan bir plan notu var mı diye sorduğumuzda 1979’da alınan karar uygulanıyor. 2013 yılında bakanlık tarafından planlı alanlar imar yönetmeliği çıkıyor. Tabanda yüzde 40 yapılaşma kararı veriliyor. Özel plan notu olmayan alanlarda bunun uygulanması söyleniyor. 2015 yılına kadar hiçbir şey yapılmıyor. 2016 yılında Karşıyaka Belediyesi bu bölgede parsel bazında çalışma yapıyor. Bu çalışmayla 2 binaya ruhsat veriyor. Bu iki bina adaletsizliğe sebep olduğu söylenen binalar. Bunlar çok yoğun şekilde vatandaşın şikayetine sebep oluyor. Bu bölgenin yeşil dokusunu yok ediyorsunuz diye. Üçüncü binanın da bir hikayesi var. Bu bina riskli yapı olarak ilan edilmiş ve yıktırılmış. Ön imar onayı alınmış. Biz göreve geldiğimizde bu haldeydi. Büyükşehir’den görüş istedik. Bu alanda bir belirsizlik var, bir çalışma yapın, plan çalışması yapalım denildi. O taleple beraber bu noktaya geldik. Burada belirsizliği ortadan kaldırmak istiyoruz. O bölgeyi riskli alan ilan edelim düşünceleri olmuş ama ağır hasarlı bina yok, acil dönüşüm ihtiyacı yok. Bizde şu an bir beklenti var. Bir plan yapın da biz de binalarımızı yenileyelim beklentisi var. Aman buranın dokusunu bozmayın diyen de var. Bölgenin yeşil dokusunu korumak istedik. Yüzde 40’a çıkarılırsa 7 dönüm yeşil kaybı olacak. Biz bunu istemedik. Bu bölge sıradan bir rant alanı olarak görülmesin istedik. Karşıyaka’da kişi başına en yüksek yeşil alan bölge burasıdır” ifadelerini kullandı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer oylamaya geçti. Oy çokluğuyla gelen komisyon raporu oylandı ve madde aynı şekilde kabul edildi.

Gündem dışı konuşmalar bölümünde de açıklamalar yapıldı. AK Partili Hızal, Büyükşehir Belediye Başkanı sahra hastaneleri üzerinden verdiği demeçlere cevaplar verirken mizah festivaline davet edilen karikatüristlere ilişkin de açıklamalar yaptı.

HIZAL’DAN SOYER’E: SAMİMİ OLMADIĞINIZI DÜŞÜNÜYORUM
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer’in pandemi devam ederken kentte sahra hastanesinin kurulmasının gerekliliğine vurgu yapmasına değinen Hızal, “Samimiyet hususuna değineceğim. Söylemsel samimiyetten bahsediyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Eşrefpaşa Hastanesi var. 150 yatak kapasitesi var. Hastanede 76 uzman hekim çalışıyor, dün itibariyle hastanedeki doluluk oranı nedir? 11 hasta var! Bir COVİD hastası var. 94 milyon geçen yıl, bu yıl 114 milyon bütçe ayrılmış. Bu şehre sahra hastanesi kurulmalı ifadesini kullanıyorken İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir hastanenin durumu ortada. Samimiyet testi derken bunu kastediyoruz. Bu hastane tam kapasite ile çalışıyor olsa, Sağlık Bakanlığı ile ortak bir girişime girilse koronavirüs hastaları alınıyor olsa dediğinizi anlardık. Şu açıklamanızda çok samimi olmadığınızı düşünüyorum” dedi.

BU SANATÇILARIN FESTİVALE DAVET EDİLMESİ KABUL EDİLEMEZ!
Uluslararası Mizah Festivali’ne Fransa’dan Plantu ve İsrail’den Michel Kichka’nın davet edilmesine değinen Hızal, “Bir mizah festivali düzenlediniz. Bu festivallerle elde edeceğiniz bütün getiriler yanında kaybetmeyeceğimiz değerlerimiz var. Bu festivale 2 karikatürist davet edildi. 2 sözde sanatçı diyeceğim. Fikir özgürlüğü adına bir milletin tüm değerleriyle dalga geçen, saldıran kişi sanatçı olamaz. Bu sözde sanatçının İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen festivale davet edilmesini biz kabul etmiyoruz. Bu kişilerle bu organizasyonları yapmayınız. Çünkü biz bu coğrafyada ülkemizin kuruluşundan bugüne kadar milletimizin tüm unsurlarıyla ciddi mücadeleler verdik. Bunları kenara itip bu tarz organizasyonlara bu tür sözde sanatçıların kabul edilmesi İzmirlilerin ve milletimizin vicdanını yaralar” ifadelerini kullandı.

SOYER’İ DEĞİŞİK BİÇİMDE HEDEF ALIRSANIZ KARŞINIZDA BİZİ BULURSUNUZ!
CHP Grup Başkan Vekili Mustafa Özuslu da söz alarak AK Parti’den gelen eleştirileri yaıtladı. Zaman zaman sinirlenen Özuslu, “Burada sürekli samimiyet testinden bahsediliyor. Biz de kendilerini samimiyete davet ediyoruz ve testi bundan sonra yapacağız. Tutanaklara da bakarız. AK Parti sözcülerinin kimlerin adını anarak gerçek olmayan bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Gündem dışı maddesine gelince AK Partili arkadaşlar başka bir faza geçiyor. Biz de geçeriz. Ama kilitlenmedi mi meclis? Bu böyle sürmez. Urla’da bir benzin istasyonunu konuşuyoruz, eleştirilebilirsiniz, haklı da olabilirsiniz. Ama konuşuruz. Sapla samanı karıştırmak neyin nesi oluyor ya! Bu konu anasının ak sütü gibi helal olan Tunç Soyer’in zeytinliğine geliyor. Bunun neresinde samimiyet var? Köy Koop’a nasıl geliyorsunuz? İzmir Büyükşehir Belediyesi kurumsal bir kişiliktir, Köy Koop başkadır. Köy Koop’tan ürün alıyorsunuz… Alacağız, almaya devam edeceğiz. Süt almışız. Bu sütü İzmir’deki çocuklar içiyor. Süt almayalım mı? Kötü bir hizmet mi bu? Anlamıyorum. Gördüm ki samimiyetsizlik bu noktalarda dışa vuruyor. Bu durum CHP grubumuzu rahatsız ediyor. Eğer siz bu siyasi hesaplar üzerinden çıkarak, Tunç Soyer’i değişik biçimde hedef alan, yaptığı hizmetlerde motivasyon bozucu girişimlere devam ederseniz bizi karşınızda bulursunuz. Tunç Soyer CHP’nin bir üyesidir, bu meclisin başkandır. Tunç Soyer’e yapılan ithamlar CHP grubunun şiddetli karşı çıkışıyla karşılaşacaktır. Buna izin vermeyeceğiz. Başkanımızı koruyacağız. Başkanımıza yapılan saldırı bize yapılan saldırıdır” diye konuştu.

AK Partili Hızal da, “Biz Tunç Soyer’in babalığını, eşliğini, kardeşliğini eleştirmiyoruz. Bunu eleştiren olursa önce biz karşı çıkarız. Biz Tunç Soyer’in Büyükşehir Belediyesi bütçesi yönetmesini eleştiriyoruz. Bunun üzerinden samimiyet testi denilmesini anlayamıyoruz. Tunç Soyer herhangi bir dernek başkanı değil, 9 milyar bütçesi olan bir kurumu yönetiyor. Yüzde 58 ile gelmiş ama şu an yüzde 56 olduğu söyleniyor. Vatandaşın oyuyla gelmiş ve elbette ki eleştireceğiz. Bu bütçeyi doğru kullanmadığınızı söyleyerek eleştireceğiz” ifadelerini kullandı.  

EŞREFPAŞA ELEŞTİRİSİNE ŞEHİR HASTANESİ İLE CEVAP!
Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, toplantının sonunda eleştirilere toplu cevap verdi. Eşrefpaşa Hastanesi özelinde gelen açıklamalar için konuşan Soyer, “Eşrefpaşa Hastanesi İl Sağlık Müdürlüğü’yle beraber çalışılıyor. Temiz hastane olduğu için boş yatak olabilir. Bakıma rağmen hizmet vermeye devam ediyor. 2014 yılında şehir hastanesinin temeli atıldı 30 ayda bitecekti. 6 sene geçmiş. Bunu da bilelim. Keşke o da açılsaydı. 150 yataklı Eşrefpaşa Hastanesi’ni tartışmaktansa…” dedi.

BEN BAŞARILI KADININ ARKASINDA DURAN ERKEĞİM!
AK Partililerin zaman zaman Köy Koop Başkanı Neptün Soyer üzerinden yaptığı eleştirilere detaylı şekilde cevap veren Soyer, “Eşim, evim, kardeşim meselesiyle ilgili derli toplu bir şeyler anlatacağım. Diliyorum ki bir daha meclis gündemine gelmez. Meclis çatısı altındaki arkadaşlarımızın vaktini meşgul etmez. Niye bir etik ve hukuki mesele değil. Açmam lazım. Benim eşim matematik öğretmeni. Seferihisar’da yıllarca öğretmenlik yaptı. Kooperatifçilikle tanışana kadar öğretmenliğe tutkuyla bağlıydı. Seferihisar’da 2011 yıllarıydı bir kooperatif kurdu. 7 kadınla kurmuşlardı. Sonra bu kadınlar Sefer Tası adında bir lokanta açtılar. Ev yemekleri yaptılar. Hibe aldılar, pekmez tesisi atılar. Bu kadınlar e-ticarete başladılar. Tarım Bakanlığı’ndan kaynak buldular et entegre tesisi açtılar. Bu kadınlar ekmek kazanmaya başladı ve biz de gurur duyduk. O arada Köy Koop yönetimine girdi ve başkanlığa seçildi. Sadece erkeklerin olduğu mecrada iki kere üst üste başkanlığına seçildi. Sonra genel başkanlığı yaptı eşim. Hala devam ediyor. Ben de eşi olarak gurur duyuyorum. İzmir farklıdır. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır derler. Her başarılı kadının arkasında bir erkek vardır. Ben o erkeğim. Gerçekten iftihar ederim. Mandalina ürettik. Bizim tek bir mandalina ağacımız olmadı. Neptün Hanım’ın da bugün ineği ya da sütü yok. Bizim yaptığımız şey kooperatif ve belediye arasında ticaret değil. Olsa anlarım. Şirketle para kazanırsanız sahipleri bunu cebine koyar. Kooperatifle para kazanırsanız onun ortaklarına ve yatırıma gider. Kooperatif ve şirketin farkı bu…. Köy Koop İzmir’de bakanlığa bağlı 100 üzerindeki birim kooperatifin ilk kadın başkanlığını yapıyor eşim. Köy Koop bu kooperatiflerin koordinasyonunu sağlar. Köy Koop’u dünyaya ihracat yapan kurum haline getirme hedefimiz var. Hangi koltukta oturursam oturayım buna destek vereceğim. Tire Süt tek süt alınan kooperatifti, ben adayken söyledim çok sayıda kooperatiften süt alınacağını söylemiştim. Neden diğer kooperatiflerden alınmasın? Köy Koop o parayı cebine mi koyuyor? Köy Koop’un kurumsal kapasitesi bir doblo ve 4 kişiden oluşuyor” ifadelerini kullandı.

SİYASETLE ZENGİNLEŞENLERDEN DEĞİLİZ, BİZİ BİLEN BİLİR!
Soyer ayrıca, “Biz siyasetle zenginleşenlerden siyasetçilerden değiliz. Kentin merkezindeki otobüs garajını plazaya çevirip izin veren siyasetçilerle, yeşil alan planını değiştirip müteahhitlerle iş birliğinde gökdelen diken siyasetçilerle, sayın cumhurbaşkanına ‘bu şehre ihanet ettik’ dedirten düzenlemeleri yapan siyasetçilerle ilişkimiz olmaz, onlara benzemeyiz. Bizim bu tür siyasetçilerle hiçbir benzerliğimiz yoktur. Biz hangi parayla mutlu oluruz biliyor musunuz? Eşinden şiddet gören kadın iş buluyorsa, kendi ekmeğini kazanıyorsa biz onun aldığı maaşla mutlu oluyoruz. Midye dolma satan kadınlarımız var. Restoran kurma hayalini kuruyorlar. Dereotlu, cevizli midye yapmaya başladılar. O midyeden alınlarının ak sütüyle kazandıkları paradan mutlu oluyoruz. Cebine giren haksız kazançla mutlu olan siyasetçilerden değiliz çok şükür. Köy Koop’un yasal olarak yönetim kurulu başkanının kim olduğunun hiçbir önemi yoktur. Çünkü ticareti yoktur. Siz milyonluk faturaları çıkarıp sanki onun kasasına giriyormuş gibi söylerseniz bu en hafif tabirle insafsızlık, haksızlıktır. Siyasette yarışacaksak performans üzerinden yapalım. Birbirimizin eşiyle, kardeşiyle değil. Siyaset bir kenti dönüştürme sanatıysa gelin birlikte yapalım. Bu şehrin insanları icraat üzerinden yarışanları takdir eder ve haklarını teslim eder. Bu şehir ve güzel insanları buna değer. Bizi bilen bilir bilmeyen de kendi gibi bilir” ifadelerini kullandı.

TÜZMEN VE ARINÇ DA DAVET ETMİŞ
Festival eleştirilerini de yanıtlayan Soyer, “Bu festivalin davetlilerini biz değil bir heyet belirliyor. Sosyal medyaya yansıdıktan sonra biraz araştırdım. Kürşat Tüzmen, Bülent Arınç bahsedilen zatı davet etmiş. Bilmiyorsunuz söylüyorum. Biz davet ettiğimiz konuğun neye saldırıp saldırmayacağını bilemeyiz ki. Kendisinin ifadelerini ben okudum. Neyle suçlandığını ama ne ifade etmek istediğini ve ne düşündüğünü kendisi anlatmış. Böyle bir haksızlık ve hadsizlik varsa gereği yapılır. Milletin parasından bir şey ödenmiyor. Onu da bilin” dedi. 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir