Muhaliflerin ilerleyişi, özellikle Dera şehir merkezindeki güvenlik bölgesinin ele geçirilmesiyle dikkat çekti.
Bu bölge, Suriye ordusu liderlerinin operasyon merkeziydi. Aktivistlerin bildirdiğine göre, Suriye ordusu Askeri Güvenlik Şubesi Başkanı Tuğgeneral Luay el-Ali, diğer üst düzey yetkililerle birlikte Şam’a kaçmayı başardı.
Luay el-Ali, bölgede yerel milislerin oluşturulması ve yıllardır süregelen suikastlarla ilişkilendirilmiş bir isimdi.
İzzra kasabasında ise muhalifler, Suriye ordusunun askeri ağırlık merkezi olarak bilinen bölge müdürlüğü, merkezi hapishane ve güvenlik birimlerinin tamamını kontrol altına aldı. Aktivistlerin yayımladığı görüntülerde, İzzra Hapishanesi’ndeki mahkûmların serbest bırakıldığı anlar dikkat çekti.
Ayrıca, Suriye ordusunun önemli askeri üslerinden biri olan 12. Tümen de İran destekli milislerin Şam’a doğru çekilmesiyle muhaliflerin kontrolüne geçti.
Suriye ordusunun güneydeki etkisi zayıflıyor
Dera’daki bu kritik gelişmeler, il genelindeki birçok şehir ve kasabanın muhaliflerin kontrolüne geçmesine neden oldu.
Ancak Şam’a yakın kuzey bölgeleri olan Sınemeyn, Hubub, Basir ve Mesmiye gibi stratejik noktalar hâlâ Suriye ordusunun kontrolü altında bulunuyor.
Yine de Dera gibi bir bölgenin kaybedilmesi, Suriye ordusu için büyük bir stratejik ve moral kayıp olarak değerlendiriliyor.
Muhaliflerden Horan halkına ve Ürdün’e mesaj
“Horan Özgürleri Topluluğu” adlı muhalif oluşum, halkı ve aşiretleri birliğe davet eden bir bildiri yayımladı. Bildiride, “Güney Operasyonları” odasının bölgenin tek referansı olduğu vurgulanırken, toplumsal dokunun korunması gerektiği ifade edildi.
Ayrıca, Suriye ordusu saflarındaki askerlerin ordudan ayrılmaları hâlinde güvenliklerinin sağlanacağı ve ailelerine güvenle ulaştırılacakları taahhüt edildi.
Muhalifler, Ürdün’e yönelik yayımladıkları bildiride ise Dera’daki mücadelelerini “zincirleri kırma savaşı” olarak nitelendirdi. Bildiride, bu mücadelenin Ürdün ve bölge güvenliği için olumlu yansımaları olacağı belirtilirken, Ürdün ile tarihi ve kardeşlik bağlarına vurgu yapıldı.
Ürdün’ün mültecilere sağladığı destek için teşekkür eden muhalifler, güvenli bölgeler oluşturarak göçmenlerin dönüşünü sağlamayı hedeflediklerini ifade etti.
Suriye ordusunun “yeniden konuşlanma” hamlesi
Suriye ordusu, muhaliflerin ilerleyişi karşısında Dera ve Süveyda’da “yeniden konuşlanma” gerçekleştirdiğini duyurdu.
Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre, Suriye ordusu güçleri bu bölgede güçlü bir savunma hattı oluşturmayı hedefliyor. Ancak bu açıklama, Suriye ordusunun sahadaki kontrolünü tamamen kaybettiğine işaret eden bir geri adım olarak yorumlanıyor.
Uluslararası Tepkiler: Güney Cephesinde Yeni Dengeler
Dera’daki gelişmeler, uluslararası toplumun da gündeminde. ABD ve Avrupa ülkeleri, bölgedeki bu hızlı değişimlere dikkat çekerek, bölgesel güvenlik üzerindeki etkilerini yakından izlediklerini belirtti.
Uzmanlar, güney cephesindeki bu değişimlerin Suriye’deki güç dengelerini uzun vadede değiştirebileceği konusunda hemfikir.
Güney cephesinde yeni bir dönem
Dera, Suriye’de 2011 yılında başlayan halk ayaklanmasının doğduğu yer olarak biliniyor. Suriye ordusunun burada kontrolü tamamen kaybetmesi, muhalifler için sembolik ve stratejik bir zafer anlamı taşıyor. Uzmanlara göre, bu zafer, muhalif gruplar arasındaki koordinasyonu artırabilir ve Suriye genelinde Suriye ordusu karşıtı faaliyetlerin yeniden canlanmasına yol açabilir.
Dera’daki bu kritik gelişmeler, Şam'ın güneydeki etkisinin sona erdiğine işaret ediyor. Bu durum, yalnızca Suriye içindeki güç dengelerini değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası ilişkileri de etkileyecek bir dönemin başlangıcı olabilir.
1. Bölgesel ilişkiler ve güvenlik dengeleri
• Ürdün ile Suriye Arasındaki İlişkiler: Dera’daki muhaliflerin Ürdün ile iş birliği mesajları ve sınır güvenliği vurgusu, iki taraf arasında yeni bir koordinasyon döneminin başlamasına neden olabilir. Ancak Suriye ordusuin İran destekli milislerle iş birliği, Ürdün’ün güvenlik endişelerini artırabilir.
• İran ve Hizbullah’ın rolü: İran destekli milislerin Şam’a çekilmesi, bu grupların bölgesel stratejilerini yeniden değerlendirdiklerini gösterebilir. Özellikle Hizbullah’ın bu süreçteki rolü ve Dera’nın güneydeki uyuşturucu ticaretine etkisi kritik bir soru olarak ortaya çıkıyor.
2. Uluslararası aktörlerin tepkileri
• ABD ve Avrupa’nın yaklaşımı: Dera’daki gelişmeler, ABD ve Avrupa’nın Suriye’ye yönelik politikalarını yeniden gözden geçirmesine yol açabilir. Özellikle İran’ın bölgede artan etkisi ve Suriye ordusuin zayıflaması, Batılı ülkeler için yeni stratejik açılımlara kapı aralayabilir.
• Rusya’nın tutumu: Rusya, güney cephesindeki bu gelişmeleri bir tehdit olarak algılayabilir ve Suriye ordusunun kontrolünü yeniden sağlaması için askeri veya diplomatik hamleler yapabilir.
3. İnsani kriz ve göç hareketliliği
• Mülteci krizi: Dera’daki bu hızlı değişim, hem iç göçlere hem de Ürdün sınırına doğru yeni bir mülteci dalgasına yol açabilir. Muhaliflerin güvenli bölgeler oluşturma çabalarına rağmen, Suriye ordusu güçleriyle yaşanabilecek olası çatışmalar insani durumu daha da kötüleştirebilir.
• Uluslararası yardım ihtiyacı: Dera ve çevresindeki insani krizlerin büyümesi, uluslararası yardım kuruluşlarının bu bölgelere daha fazla müdahale etmesi gerekliliğini gündeme getirebilir.
4. Suriye’nin geleceği
Dera’daki gelişmeler, muhalifler açısından bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Ancak bu zaferin uzun vadeli bir stratejiyle desteklenmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Suriye ordusuin karşı saldırıları ve İran destekli milislerin yeniden organize olması, güneydeki dengeyi yeniden değiştirebilir.
Sonuç olarak, Dera’daki bu hızlı dönüşüm, Suriye iç savaşında yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilebilir. Ancak bu gelişmelerin kalıcı bir sonuç yaratması, uluslararası aktörlerin tutumuna ve bölgedeki siyasi dinamiklerin nasıl şekilleneceğine bağlı. Suriye ordusunun güneydeki çöküşü, kuzeyde ve diğer bölgelerde muhaliflere ilham verebilecek olsa da bu durumun bölgesel çatışmaları artırma riski bulunuyor. (Habertürk)