Erdoğan, kadın girişimcilere yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: " Açık söylüyorum, çok da başarılı değiliz. Niye derseniz, ne yazık ki islam dünyası aynı hedefe aynı şekilde kilitlenmiyor. işte bir Myanmar'ı Arakan'ı yaşıyoruz. Acaba İslam dünyasının bütün ortakları burada aynı hissiyatı duyuyor mu? Duymuyor. Arakan'ı BM'de gündeme getirdik. Bunu gündeme getiren iki devlet başkanı vardı. Müslüman kardeşlerin ölüyor umrunda değil. Bize geliyorlar, 'hanımefendiyi gönderdiniz, bu bir hareketlenme oldu' Ya tamam da siz ne yaptınız onu söyleyin. Bir elin nesi var, iki elin sesi. Eğer bu eller birbiriyle tokuşmuyorsa netice almak mümkün değil. Biz petrol zengini değiliz. Ama olmasın, şu anda dünyada en az gelişmiş ülkelere yardımda bir numara Amerika, ikinci sırada biziz. Fakat milli gelire oranla baktığınız zaman birinci sırada Türkiye, iki Amerika, üç İngiltere.
ILIMLI İSLAM'IN PATENTİ BATI'YA AİT
Müslümanlar olarak ihmal ettiğimiz alanların başında kadınlarımız geliyor. İşte şimdi son zamanda yeniden bir şeyi tekrar köpürttüler. Ne o? "Ilımlı İslam" Bu ifadenin patenti nereye ait? Batı'ya ait ya. Şimdi belki o ifadeyi kullanan şahıs, yani bu bana aittir gibi de düşünüyor olabilir. Hayır sana ait değil. 15 yıl önce AB ülkelerini dolaşmaya başladığımda, Avrupa Parlamentosu'nda benden bir konuşma istemişlerdi, sorular başladı. Sorulan soruların başında 'Ilımlı İslam hakkında ne düşünüyorsun' Bana o zaman bunu söylemişlerdi. Ben de kendilerine şunu söyledim "İslam tektir. Kimse İslam'ı çeşitlemeye veya İslam'a yakıştırmaya gitmek suretiyle, İslam'ı bir zaafiyetin içine sokmaya gayret etmesin" Bir müddet bununla muhatap oldum ama bundan sonra kesildi. Ya şimdi ne oldu da yeniden bu üflendi? Mesele şu, İslam'ı zaafa düşürmek. Dinimizi zaafa düşürmek. Ya sen daha ılımlı İslam diyorsun. Bir bayana araba kullanmasına izin vermiyorsun. İslam'da buna mani bir hüküm var mı? Yok. Demek ki herhalde bundan sonra yapacaklar. Şu ana kadar yok. Böyle bir anlayış olamaz. Bugün Türkiye'de hiç kimse, inançlarından, hayat tarzlarından dolayı artık ötekileştirilmiyor. Devletin tüm kurumlarında hanım kardeşlerimiz özgürce yer alıyor. Ama 15 yıl önce böyle değildi onu da söyleyeyim. Ben bu işin acısını çekmiş bir babayım. Ama sabır, sabır.
ELON MUSK ZİYARETİ
Baktım çok heyecanlı, kendisinin vizyonunu, gayretini ağzından dinleme imkanım oldu. Gördüm ki her şey önce bir hayal ile başlıyor. Eğer hayal olmazsa bunu gerçekleştirebilmek mümkün değil. İnsan hayal kurabildiği müddetçe yaşar ve başarıya koşar. Hiç kimsenin hayallerini çalmasına, cesaretinizi hırpalamasına sakın müsaade etmeyin. Elon'da da bunu gördüm. Bir ara 'ben tükendim, bittim, para mara kalmadı bende. Ama yılmadım, azmettim, kapılar açıldı ve şuan ki duruma geldim' diyor.
Türkiye jeostrarejik konumu nedeniyle bu değişimin tam da merkezinde bulunuyor. Komşuda ateş yanarken 'dumanı bana gelmesin' demek mümkün mü? Bizim rahat olmamız beklenemez. Pasifik'teki bir kaç tropikal adanın dışında krizin yaşanmadığı ülke neredeyse kalmadı. İnsanın olduğu her yerde çatışma da kriz de gerilim de hep var olmuştur.
MADEM KRİZDEN ÇIKAMIYORUZ AŞMAMIZ GEREKECEK
İşte Kabil katil olmuş, Habil maktül. O günden bugüne bitti mi? Bitmedi, bitmeyecek. Kimse kimseyi aldatmasın. Son insan kalıncaya dek devam edecek. Bazıları söylüyor, barış filan. 'Barış' diyenler katil ya. Ve acımasızlar. Öyle diye diye öldürüyorlar. Bunları yaşıyoruz. Hem onu diyorlar, hem silahı satıyorlar, oradan da sömürüyorlar. Madem krizden kaçamıyoruz, öyleyse bunları çözecek adımları atmamız gerekiyor. Türkiye, Suriye ve Irak başta olmak üzere tüm sıkıntılarda demokrasinin hakkın yanında yer almıştır. Sınırlarımızda 3 milyona aşkın mazluma kapılarımızı açıp, tüm kurumlarımızı seferber etmek suretiyle vazifemizi yerine getirdik. 'Fazla oldu, gelmeyin' demedik. Yedirdik, içirdik. Eğitimini, A'dan Z'ye her şeyini yapıyoruz. Şimdi bir kısmını da vatandaş yapıyoruz. Niye? İstiyoruz ki vatandaşlıkla geleceğini rahat görebilsin. Rabbim ne diyor? 'Nikahlanın, evlenin, çoğalın' Müslümanın çoğalması şart. Bundan asla geri adım atmaması gerekir. Bu konuda Müslüman kadınların hassasiyetini çok önemsiyorum. Terör örgütü bu konuda çok hassas, en az 5 - 10 - 15 çocukları var. İnanıyorum ki rabbimin emri, yerine gelecektir. Geleceğin liderler, iş kadınları, akademisyenleri olarak gördüğüm sizlere eğitim ve iş hayatınızda Allah'tan başarılar diliyorum." (Hürriyet)