Ankara Üniversitesi DTCF Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Çiçek, Türkiye’nin su varlığı hesaplamasında bugüne kadar uygulanan modelleri alt üst eden modeli TBMM Küresel İklim Değişikliğini Araştırma Komisyonu toplantısında açıkladı.
Prof. Dr. Çiçek, iklim afetleri içinde yüzde 41’lik oranla taşkın ve fırtınaların, yüzde 35 oranla da kuraklığın geldiğini ve bunların 1.4 milyar dolar zarar verdiğini kaydetti. Milliyet'in haberine göre iklim haritasında Türkiye’nin yüzde 8.5’nin yarı kurak alan, yüzde 33’nünün yarı nemli kurak alan, yüzde 41’inin yarı kuraklığa meyilli alan olduğunu aktaran Çiçek, 2007’dekine benzer şiddetli bir kuraklığın şimdi de gelmekte olduğu uyarısında bulundu.
Kuzey Atlantik salınımı, subtropikal yüksek basıncın hâkim olmasıyla kuzeyden gelen yağışlı ve nemli havaların Türkiye’ye gelemediğine dikkat çeken Çiçek, “O yüzden de Türkiye kış kuraklığını yaşar ve önemlidir” diye konuştu.
YENİ METODU AÇIKLADI
Komisyon üyelerine “Bizim ne yapmamız lazım? DSİ’nin 112 milyar metreküplük su potansiyeli ölçümü doğru mu?” diye soran Çiçek, bugüne kadar yapılan hesapları alt üst eden yeni hesaplama metodunu şöyle açıkladı:
“Bu çalışmada her kilometrekare ‘grid’inde bir yağış datasını kullandık ve burada biz yükseklik hesabını katarak yağış datasını kullandığımız zaman Türkiye’nin ortalama yağışına DSİ 640 milimetre derken, biz 727 milimetre yağış bulduk. Buna bağlı olarak da Türkiye’nin su potansiyelini 127 milyar metreküp olarak hesap ettik, yani yaklaşık 15 milyar metreküp su daha fazla var. Bu fark tamamıyla yağışın hesabından kaynaklanıyor, giderdeki yüzey akışları vesaire sızmalar DSİ’nin oranlarını kullandık burada, başka bir oran kullanmadık.
647 milimetre yağışı 780 bin kilometrekareye çarparsanız 112 milyar metreküpü bulursunuz ama ben kilometrekare bazlı alana düşen yağışı hesap edersem, Türkiye’nin alanıyla hesap edersem burada yağışım artıyor çünkü orada ortalamadan gidiyorum, direkt alana çarpıyorum. Hâlbuki çok iyi biliyoruz ki yağış yükseklikle beraber artıyor ve bizim yüksek alanlarda istasyonumuz yok. Biz bunu dümdüz bir istasyon bazlı hesaplıyoruz. Şimdi, bizim istasyonlarımız da alçak alanlarda, köylerde, kasabalarda, şehirlerde. O yüzden biz burada yükseklik parametresini kullanarak bunu kilometre bazlı alana dağıttık ve 727 milimetreye doğru çıktı. Yağış çok kaotik bir şeydir, çok da kolay hesaba gelecek bir şey değildir ama Türkiye’de yeniden gerçekçi hesap edilmeli.”
Çiçek’in açıklamalarının ardından TBMM İklim Araştırma Komisyonu Başkanı, Eski Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu “Ağzınıza sağlık hocam, 727 bulursan çok seviniriz. Elinizde bir çalışma varsa paylaşın, bizzat ben de takip edeyim. Bizim çalışma grubumuz var. Irak ve Suriye’nin de su talepleri oluyor. Yani Meteoroloji, DSİ, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ve hocalarımızla birlikte her bir havza için parametreleri ayrı belirleyelim. Bilhassa da Dicle-Fırat havzasından başlayarak bunu yaparsak şu anda bize de bu değerler lazım. Hocamızın raporlarını da alalım. Ortaya bir şey çıkar” diyerek ortak çalışma başlattı.
HAVZA BAZLI YÖNTEM
Çiçek komisyonu bir başka önerisiyle de şaşırttı. Çiçek, “Havza bazlı yönetim yapmalıyız. Bana göre 26 havzaya -nasıl bir zamanlar süper vali vardı, terörle mücadele etmek için- su yönetiminde süper vali atamalıyız, çünkü bir havzada 6 il varsa 6 ilin farklı önlemler alması kaotik durumlar, sorunların yönetiminde problemler çıkarıyor. Devlet dünyanın parasını harcıyor ama planların uygulanabilirliği çok az. O yüzden de 26 havzaya su yönetiminde süper vali atamalıyız diyorum” ifadelerini kullandı.
Yatırımcı kuruluş olarak Su Bakanlığı’nın da olabileceğini belirten Çiçek, “Paydaşlarla muhakkak katılımımızı, katkımızı, omuz omuza mücadelemizi artırmalıyız” dedi.(NTV)