Tsunamide ilk dalganın hasar vermeyen 'centilmen' ardından gelenlerin 'yıkıcı' olduğu tespiti yapılan raporda, “Ülkemiz, Akdeniz, Ege ve Marmara Denizi kıyılarının yoğun kullanımı ve yüksek sismik etkinlik ile birlikte tsunami tehdidine açıktır” dendi. Bugüne kadar Türkiye’nin 136 tsunami yaşadığı belirtilen raporda, 2017’deki Bodrum-Kos tsunamisi ile 30 Ekim 2020’de Seferihisar açıkları ve Samos Adası’nın kuzeyinde meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki deprem sonucu bir can kaybı ve yaralanmalara neden olan tsunaminin son iki örneği oluşturduğu ifade edildi.
NTV'de yer alan habere göre tüm tsunamilerin İstanbul Marmara Denizi öncelikli olmak üzere, İzmir, İskenderun, Fethiye ekseninde etkili olduğu aktarılan raporda, Marmara’nın tsunami potansiyelinin yüksek olduğu, 1999’daki depremde Tütünçiftlik, Hereke ve Değirmendere bölgelerinde 2 metreyi aşan dalgalar belirlendiği kaydedildi. "Araştırmalar Marmara Denizi’nde tarih boyunca 30’un üzerinde tsunami dalgasının oluştuğunu göstermektedir" ifadeleri kullanılan raporda, şu öngörülere yer verildi:
10 DAKİKADA KIYIDA
"Marmara Denizi için yapılan modelleme çalışmaları ilk tsunami dalgasının deprem oluş zamanından sonraki 10 dakika içinde en yüksek tsunami dalgasının da 60-90 dakika arasında kıyılara varacağını göstermektedir. Adalar başta olmak üzere Doğu Marmara’nın daha yüksek tsunamiye maruz kalacağı öngörülmektedir."
Raporda, Türkiye’de Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü’nün Tsunami Erken Uyarı Sistemi kurulması çalışmaları yürüttüğüne değinilirken, "Bölgesel Deprem Tsunami İzleme Merkezi” marifetiyle, 5.5’ten büyük depremlerin tsunami oluşturma ihtimalinin 7/24 gözlemlenip, incelendiği bildirildi.
TAHLİYE VE MÜDAHALE PLANI
Raporda, olası tsunamiye karşı çözüm önerileri şöyle sıralandı:
- AFAD başta olmak üzere ilgili tüm birimlerin; kıyı yerleşimleri için tehlike ve risk belirleme, hasar görebilirlik, tahliye planları ve acil eylem planları yapması;bu kapsamda, kıyı yerleşimlerinde tsunamiye karşı yapısal ve yapısal olmayan önlemlerin belirlenmesi ve uygulanması gerekmektedir.
- Deniz tabanına sismometreler yerleştirilmeli, yaygınlaştırılmalı.
- Marmara Denizi’ndeki olası tsunami tehlikesi araştırılmalı ve kıyıların tsunami tehlike haritaları hazırlanmalı.
- Marmara, Ege ve Akdeniz’de Tsunami Erken Uyarı Sistemi kurulmalı.
- Kritik kıyı tesisleri için tsunami tehlike, hasar görebilirlik ve risk hesapları yapılmalı, bu tesisler için tsunami etki ve zararlarının en aza indirilmesi konusunda tesise özel önlemler geliştirilmeli.