MENÜ
İzmir 12°
Gerçek İzmir
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
TMMOB'dan yerel ve merkezi idareye 18 soru, Yücel ile Kaya'ya yanıt!
Güncel
20 Ocak 2022 Perşembe 12:53

TMMOB'dan yerel ve merkezi idareye 18 soru, Yücel ile Kaya'ya yanıt!

Emsal artışı davası sonrası tepkilerin ardından bir basın açıklaması yapan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, " "Deprem sonrası kimi dernek veya siyasi kesimler tarafından yaşanan mağduriyetin esas sorumlularını tartışmak yerine TMMOB'nin hedef gösterilmesini şaşkınlıkla izliyoruz" derken, belediyelere ve merkezi hükümete 18 soru sordu. TMMOB Genel Sekreteri Akdemir toplantıda CHP'li Yücel ve AK Partili Kaya'nın mesajlarına da yanıt verdi.

GERÇEKİZMİR - İzmir'de 2020 yılının 30 Ekim günü meydena gelen büyük deprem ardından yara sarma sürecine emsal artışı tartışmaları damga vurdu. 

2021 yılının Ekim ayında Bayraklı Belediye Meclisi'ne alınan yüzde 10'luk emsal artışı kararı Büyükşehir Belediye Meclisi'nde parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 oranında revize edilerek resmileşmişti.

Depremzedeleri sevindiren karara tepki gösteren Türk Mühendisler ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu hukuka aykırılık ve kent suçu vurgusu yaparak plan notlarına itiraz etmişti. İtirazların reddedilmesinin ardından harekete geçen TMMOB emsal artışı kararını yargıya taşıdı. TMMOB'un dava kararının ardından eylem yapan depremzedeler de sert eleştirilerle davayı geri çekme çağrısında bulundu. 

Tüm bu gelişmelerin ardından TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu'ndan bir önemli açıklama daha geldi. Açıklamaya TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Aykut Akdemir'in yanı sıra, Şehir Plancıları Odası Genel Sekreteri Zafer Mutluer, Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı İlker Kahraman, Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay da katıldı.

İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Aykut Akdemir tarafından okunan ve "Deprem sonrası kimi dernek veya siyasi kesimler tarafından yaşanan mağduriyetin esas sorumlularını tartışmak yerine TMMOB'nin hedef gösterilmesini şaşkınlıkla izliyoruz" denilen açıklamada belediyelere ve merkezi hükümete 18 soru soruldu. 

İŞTE O AÇIKLAMA: 
30 Ekim 2020 tarihinde gerçekleşen deprem sonucunda kentimizde 117 vatandaşımız hayatını kaybetmiş çok sayıda vatandaşımız ise yararlanmıştır. Bunun yanında farklı düzeylerde(ağır-orta-hafif) olmak üzere yaklaşık 80.000 civarında yapının hasar gördüğü bilinmektedir.

Öncelikle ısrarla ifade edilmeyen veya unutturulmaya çalışan bir hususu yeniden hatırlatmak istiyoruz: İlgili kurumlardan tüm izinleri alarak inşa edilmiş binalarında ikamet ederken, depremden etkilenen tüm vatandaşlarımızın uğradıkları can ve mal kayıplarından esas sorumlu kamu idaresidir. İdarece tüm yasa ve yönetmeliklere uygun inşa edildiği belirtilen ve ilgili kurumlar tarafından ruhsatlandırılan binalarda yaşanan her türlü hasarın kamu idaresi tarafından karşılanmasının bir zorunluluk olduğunu savunuyoruz. Özetle yaşanan mağduriyetin sorumluların hesap vermediği, mağduriyetleri gidermek bir yana yeni felaketlere kapı aralayacak yoğunluk artışının TMMOB tarafından kabul edilmesini hiç kimse bekleyemez. 

Deprem sonrası kimi dernek veya siyasi kesimler tarafından yaşanan mağduriyetin esas sorumlularını tartışmak yerine TMMOB'nin hedef gösterilmesini şaşkınlıkla izliyoruz. Bu kapsamda aşağıda yer alan soruların cevaplarının bütün İzmir halkının geleceği için muhatapları tarafından yanıtlanması tarihi sorumluluktur.

  • Anayasal olarak, ülkemizdeki herkes eşit yaşam hakkına sahip değil midir? Bir devletin en temel görevi, vatandaşlarının yaşam hakkını güvence altına almak değil midir? 

  • Neden, depremden zarar görmüş bütün vatandaşların hak talepleri, herhangi bir bedel talep etmeksizin, devlet tarafından giderilmemektedir?

  • Neden, zenginlerin vergi borçlarını silen, zenginler daha zengin olsun diye hazine arsalarını özelleştiren devlet, söz konusu halk olduğunda sadece arabuluculuk ile yetinmektedir?

  • Yoksa, depremzedelerin mağduriyetleri, birilerine kaynak aktarmak için mi kullanılmaktadır? 

  • Her deprem sonrasında gündeme getirilerek uygulanan yoğunluk artışlarının kentlerimizi  ne hale getirdiğinin farkında değil miyiz? Bu uygulamalar aracılığıyla esas sorumlunun daha da gizlenmesine sessiz kalacağımızı mı düşünüyorsunuz ?

  • Depremde yıkılan ve “proje alanları” olarak ifade edilen bölgelerdeki yapılacak konutların depremden 1 hafta sonra zemin+5 kat olacağına hangi bilimsel çalışma sonucunda karar verilmiştir?

  • Örneğin deprem nedeniyle yıkılan Rızabey Apartmanı’na ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda Bayraklı Belediyesi’nin sorumluluğu açıkça ifade edilmiştir. Söz konusu binanın hak sahiplerinin mağduriyeti konusunda Bayraklı Belediyesi hangi iş ve işlemleri gerçekleştirmiştir?

  • Rızabey, Emrah, Doğanlar Apartmanına ilişkin düzenlenen bilirkişi raporlarında benzer tespitlerin bulunması tesadüf müdür?  Depremde hasar gören diğer binaların tamamına ilişkin bilirkişi incelemesi yapılırsa sonuç farklı olacak mıdır? 

  • Deprem nedeniyle hasar gören bölgelerin afet bölgesi ilan edilmesi konusunda talepte bulunulmamasının nedeni nedir?

  • Yıkılan binalarda herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı halde vatandaşların yeniden borçlandırılmasına itiraz edilmemesinin nedeni nedir? 

  • Depreme karşı alınacak önlemler için, sadece mülk sahipleri üzerinden bir tartışma yürütülüyor olması ne kadar doğrudur? Hak Sahipliği "olmayan" depremzedelere de uygun koşullarda afet konutu imkânı sağlanması konusunda yasal düzenleme yapılmamasının nedeni nedir?

  • Yıllardır ülkemizde toplanan deprem vergilerinin yaşanan mağduriyetlerin çözümü için kullanılması konusunda tartışma yürütülmemesinin nedeni nedir?

  • Şehir hastanesi bölgesinde kaç konut yapılmıştır? Kaçı orta ve ağır hasarlılara verilecektir, deprem bölgesinde bulunan rezerv alanlarda yapılan yeni dairelerde kaç daire eksik kalmaktadır? 

  • Emsal artışı öngörülen alanlarda kaç ekstra daire çıkabileceği bu nedenle de nüfusun ne kadar artacağı hesaplanmış mıdır? Bu hesaba göre altyapının ve ulaşımın ne denli etkileneceği göz önüne alınmış mıdır? Emsal artışı öngörülen bölgelerde yaşayan yurttaşların gelir durumuna dair herhangi bir saha araştırması yapılmış mıdır? Şayet böyle araştırma yapıldı ise yurttaşların ne kadarı borçlanmayı göze almaktadır?

  • Emsal artışının altına imza atan belediye başkanları ve meclis üyelerinin İzmir’de trafik sorunu olduğundan, koku sorunu olduğundan, altyapının yetmediğinden bahsetmeye ve yoğun bir yağış olduğunda doğal afeti gerekçe göstermeye devam edecek misiniz?

  • Yasal ve ekonomik açıdan elinde imkân bulunan merkezi ve yerel yönetimler, birbirinden kopuk uygulamaya koydukları “çözümler” nedeniyle birbirlerini her gün suçlarken çözümsüzlüğün adresinin TMMOB olarak gösterilmesinin nedeni nedir?

  • TMMOB'ye saldıranlara soruyoruz: Kamu kaynaklarının halkın ortak yararı için kullanılması gerekirken bir avuç patronunun çıkarı için kullanmasına itiraz edilmemesinin nedeni nedir? 

  • Kentimizde var olan gökdelenlere ilgili belediyeler veya Bakanlıklar tarafından izin verilmektedir.  Konu ile ilgili itirazların bu kurumlara yapılması gerekirken verilen izinler ile herhangi bir ilgisi bulunmayan TMMOB'nin ısrarla hedef gösterilmesinin nedeni nedir?

Yukarıda yer alan soruları aylardır muhataplarına ısrarla soruyoruz.  Temel bir yaşam hakkı olan barınma hakkının piyasanın insafına bırakılmasına sessiz kalmayacağız. Çünkü, barınmak, güvenli ve sağlıklı yerleşimlerde yaşamak, bir vatandaşlık hakkıdır. Devletten beklenen anayasamızda da belirtildiği üzere bütün vatandaşların eşit, sağlıklı ve yaşanabilir bir çevrede yaşaması için görevini yapmasıdır. 

TMMOB’nin her türlü uyarısına rağmen her deprem öncesi afetlere karşı dirençli ve yaşanabilir kentler için yapılması gerekenleri yapmadıkları, kamu kaynaklarını bir avuç patronun hizmetine sundukları, depremi lütuf gibi görerek doğal alanları yapılaşmaya açtıkları, yoğunluk artışlarıyla yeni felaketlere kapı araladıkları için yaşadığımız her türlü mağduriyetin sorumlusu  başta merkezi yönetim olmak üzere yerel yönetimlerdir. 

Depremde zarar gören emekçi halkımızı anlıyoruz. Çünkü kamu idaresi başından itibaren emekçi halkımızı müşteri gibi görmüş ve buna yönelik uygulamalara imza atmıştır.  TMMOB olarak bilimsellikten uzak, halkımızı yeni felaketlere sürükleyecek ve sermaye düzenini mutlu eden kent suçuna sessiz kalmamız emekçi halkımıza yapılacak en büyük kötülüktür.

AÇIKÇA KENT SUÇU İŞLENMİŞTİR! 
Yurttaşlarımızı popülist söylemlerle yanıltarak TMMOB’ye saldıranları tanıyoruz! Hukuka aykırı olduğu, mühendislik, mimarlık ve şehir planlama disiplinlerini ayaklar altına alan uygulamalara itiraz eden kamu yararı gözeten meslek odalarını doğrudan veya dolaylı şekilde hedef gösterenler açıkça kent suçu işlemişlerdir. Toplumcu ve kamucu çözümler yaratmak yerine TMMOB’yi İzmirlilerin vicdanına havale edenleri, vatandaşları otobüslerle meslek odalarının önüne taşıyıp hedef gösterenleri, meslek odalarını gizli ittifakın parçası olmakla suçlayanları gayet iyi tanıyoruz. Meslek odalarını gündelik siyasetin parçası ve işlenen suçlara ortak etmeye çalışanlar beyhude bir çaba içerisindedirler. Unutulmasın ki TMMOB, toplumun ortak yararını içermeyen, günü kurtarmaya dönük, aklı ve bilimi hiçe sayan uygulamaları her türlü baskıya rağmen geçmişte de kabul etmedi bugün de etmeyecektir. 

HEDEF GÖSTERENLERE İNAT... 
Artık yeter! Emekçi halkımızın yeni mağduriyetlerle baş başa bırakanlara ve bu konuda ısrarla TMMOB’yi ve meslek odalarını hedef gösterenlere inat kamu yararı çerçevesinde halkımıza her türlü desteği vereceğiz.  Sonuç olarak; meslek odası sorumluluğu çerçevesinde, depremden zarar gören vatandaşların kayıplarının devletin sorumluluğunda gerçekçi bir şekilde giderilmesi çağrısında bulunmak ve yaşanan bu felaketten dersler çıkararak, bir sonraki depremde veya başka doğal afette muhtemel can ve mal kayıplarını önlemeye yönelik işlemler tesis edilmesinin sağlamak olduğunu ısrarla hatırlatıyoruz.

KAYA VE YÜCEL'E YANIT 
Öte yandan toplantıda TMMOB heyeti soruları da yanıtladı. TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Akdemir, AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya'nın meslek odalarının Büyükşehir Belediyesi ile danışıklı dövüş içinde olduğuna yönelik iddiası için, "TMMOB hiçbir siyasi kurumun belediyenin arka bahçesi değil. Siyasi isimler görevini aldıktan sonra bizim üyemiz olması fark etmez. Kamu yararı dışında kim davranırsa TMMOB üzerine düşüne söylemekten geri kalmaz. Biz şimdiye kadar halkımıza hiç yalan söylemedik bundan sonra da söylemeyeceğiz. Kişi kendinde bilir işi. Merkezi hükümet ve yerel yönetim danışıklı dövüşün tarafıdır ancak biz değiliz. Biz onların karşısında yürüyoruz. 68 yıllık örgütü hafife alıyorlar" ifadelerini kullandı. 

Akdemir, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in emsal artışı için "Kent suçu olduğunu düşünmüyorum, kamu zararı yok" yorumuna da "Biz TMMOB'uz. Aklım bilimin ve tekniği meslek alanımız üzerinden açıklama yapıyoruz. Deniz Bey avukat. Emsal artışının ne getirip götüreceğini bilgisinin hukuk fakültesinde verildiğini sanmıyoruz. İşin teknik açısından haddini aşmış" yanıtını verdi. 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Gerçek İzmir